MENÜ
Erzurum 15°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yabancı Dil
Davut Sarı
YAZARLAR
25 Eylül 2011 Pazar

Yabancı Dil

YABANCI dil eğitimi mi, yoksa yabancı dille mi eğitim, teorisyenler tarafından öteden beri tartışılır. Tartışıladursun; biz işin pratiğine bakalım.
Üniversite öncesi eğitim veren özel kurumlar, reklam broşürlerinde, iyi bir “matematik öğretmeni”ninden ziyade yurt dışı menşeli “yabancı dil öğretmeni” sayısına daha fazla önem vermekteler.
Neredeyse bütün üniversitelerin “Hazırlık Sınıfı” var.
İşe alım mülakatları İngilizce yapılır oldu.
Sadece özel sektörde değil, kamuda dahi, yabancı dil konuşuyor olabilmek, mesleki bilgi ve becerinin çok çok önüne geçmiş durumda.
Hülasa, kariyer yolunda bir değil birkaç tane yabancı dil barajı var.
Bu yüzden, veliler, çocuklarının bir yabancı dili bülbül gibi şakımasını istiyor.
* * *
YABANCI dil eğitimi; özel okullarda ana sınıfına kadar inmiş, devlet okullarında ise, eskiden ortaokulda başlarken şimdilerde ilköğretimin 4’üncü sınıfına kadar çekilmiş durumda.…
Şöyle kaba bir hesap yapılsa; üniversiteyi bitirmiş bir öğrencinin, matematikten çok, yabancı dil dersi almış olduğu görülür.
Ve maalesef, üçüncü dereceden bir diferansiyel denklemi çok rahat çözebilen bir öğrencinin, yabancı dilde düzgün ifade edebildiği yegane cümle var; o da, belden aşağısına hitap ediyor:
“I love you.”
* * *
RUSYA, Çin gibi, dünya ile daha dün entegre olan ülkelerde dahi insanlar üç aylık bir kursla İngilizce konuşmayı becerebilirken, biz nasıl oluyor da 15 senelik bir eğitimin sonunda bunu bir türlü başaramıyoruz?
Çünkü, 15 yılda İngiliz dili ve edebiyatı öğretmeye çalışıyorlar bize, İngilizce konuşmayı değil!
* * *
BİZZAT yaşadığım iki tecrübemle izah edeyim:
Yıl 1988. Urfa’daki bir restoranda, o güzelim patlıcan kebabını dürüm etmiş yerken, yanımdaki arkadaşların zoru ile bir iki muhabbet ettiğim yan masadaki turist kafilesinden Alman’ın biri, beni oldukça şaşırtan bir soru sordu:
“-Bu kadar güzel bir gramerle Almanca konuşmayı nerede öğrendiniz?”
“-Okulda”, dediğimde, şaşırma sırası onlara gelmişti.
Ve yıl 2006. Ankara’daki kursumuzun İngiliz hocası ne dese beğenirsiniz?
“-Düzgün cümle kurmak için harcadığınız çabayı, başını gözünü yararak da olsa, niçin derdinizi anlatmak için kullanmıyorsunuz? Unutmayın, siz İngiltere Kraliçesi değilsiniz!”
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Mehdi Ercan
 16 Ağustos 2012 Perşembe 01:23
Önce Türkçe öğretmeye ne dersiniz beyler?
 Serap Durmazpinar
 29 Eylül 2011 Perşembe 00:55
Uzun yillardir Avrupa’da yasayan ve 1 çocuk okutan anne olarak aradaki farkliliklari yillardir gozlemlemekteyim. Oglum su anda ortaokul 1. sinifta ve Fransizca’nin disinda 3 dil ogreniyor. (Almanca, Ingilizce ve Turkçe) Okulda dil tarzanca ogrenilmez, grameriyle birlikte ogrenilir. Burdaki Turk’ler dil okuluna gitmemislerse eger, tarzanca konusurlar. Dil, imlâsi, fiil çekimi v.s herseyiyle birlikte ogrenilmelidir. Dil ogrenmenin getirisi her zaman ve her yerde çok buyuktur. Ne guzel ve ne dogru denmistir; bir lisan bir insan, iki lisan iki insan diye… Tesekkurlerimle… Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France
 Serap Durmazpinar
 29 Eylül 2011 Perşembe 00:53
Turkiye'de egitimin ileriye donuk olmasi için egitimin bilimsel olmasi, din'e degil, bilime dayali olmasi, ezberlikçilikten kurtulmasi ve iyi egitimcilerin egitim vermesi gereklidir. Uygulamali olarak yapilan egitim çok onemli oldugu gibi, Fransa'da ogrenilen Fransizca ile Turkiye'de ogrenilen Fransizca arasinda elbette ki çok buyuk farkliliklar vardir. Egitimi veren egitimcilerde çok onemlidir. Yine Fransizca'yi bir Turk ogretmenden ogrenmek baska, bir Fransiz ogretmenden ogrenmek bambaskadir. Turkiye'de egitim her zaman degisiklige ugramaktadir. Kaliplasmis bir egitim sistemi yoktur. Her gelen siyasi iktidar egitimde degisiklikler yapmistir, o nedenle egitimde devamlilik yoktur buda geri kalmamizdaki en buyuk etkenlerden biridir. Dunya'da ekonomisi ust seviyelerde olan Ulke'lere baktigimizda, oncelikle saglik ve egitimin en ust duzeyde oldugunu goruruz. Oyle ki Turkiye'deki zenginler çocuklarini daha iyi bir egitim almalari için Avrupa'ya Amerika'ya gonderirler.
 hikmet can
 28 Eylül 2011 Çarşamba 15:29
Davut bey, en güncel ama bir o kadar da el atılmayan konuya temas ettiğiniz için teşekkürler. 15 yıl süresince öğretileyen ingilizcenin asıl problemi,dilin kendisinde değil öğreticilerin(öğretmenlerin) beceriksizliğindedir.böyle net konuşuyorum.3 yıllık mezun iken bakanlığın lisans tamamlayın talimatı üzerine sınava giren öğretmenler kaç yılda lisan mezunu oldu diye araştırılsa,benim tanıdığım ingilizce öğretmenlerinden 5 yılda bitiremeyenler var.bunlar çocuklarımıza dil öğretiyorlar.bir ispat olarak yine,fazlaca teknik olmayan ve havadan sudan konuşulacak pozisyondaki bir yabancı turist veya görevli için kaç tana lise öğretmeni tercümanlık yapma cesaretini gösterebilir.hiç kimse.yani dili önce öğretmenler bilmiyorki ,nasıl öğretebilsinler. acı durum bu işte.
 foggy
 25 Eylül 2011 Pazar 22:26
Saygıdeğer yazarımız Davut Bey;yıllarca eğitimin ardından insanlarımızın niçin 2 cümle dahi olsa birşey öğrenemeyişinden bahsetmişsiniz.Bunu sorgulamada son derece haklısınız.Ancak bunun müsebbibi görevi başındaki 50.000 yabancı dil öğretmeni değildir tabi.Akademik seviyede yabancı dil öğrenen yabancı dil öğretmenlerinin özgürce görevlerini yerine getirmelerine engel olan bakanlığın ta kendisidir.Farklı öğretim yöntem ve tekniklerini kullanamyan bu öğretmenlerimiz ne yazık ki yıllardır gramer öğretmeğe mecbur bırakılmıştır.Merkezi seçme sınavları hep öğrencinin bilişsel yönünü ortaya çıkarmayı amaçlamıştır.Bu sınavlarda sözlü sınava yer verilmediği için de öğretmenlerimiz gramere ağırlık vermek zorunda bırakılmıştır.İyi bir kitap hazırlamaktan bile aciz olunduğu için yardımcı kaynaklara yönelmek zorunda kalmıştırlar. Gelelim başarısızlığın en önemli nedenine sayın Davut Bey; 700 bin öğretmenin başına eğitimle uzaktan yakından ilişkisi olmayan kişilerin bakan olarak atanmasıdır.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi