MENÜ
Erzurum 22°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
ERÇİK, MERÇİK, ERMENÇİK
İbrahim Aydemir (Bir Vakitler Erzurum)
YAZARLAR
13 Haziran 2006 Salı

ERÇİK, MERÇİK, ERMENÇİK

Daphan Ova'sıyla ilgili olarak anlatılan meşhur bir fıkra vardır hani... "Bir çobanla, sürünün sahibi yaylaya çıkmışlardır. Öğle vakti geldiğinde azıklarını ortaya koyarlar. Bir sitil yoğurt, bir guşkana haşılları, bir kucak da tandır ekmekleri vardır. Tam yemeğe başlarken, kaşığın bir tane olduğunu görürler. Diğeri belli ki yolda düşmüştür. Ağa, "gel sırayla kaşığı kullanalım, birimiz kaşığı kullanırken diğeri Daphan'dan dokuz köy adı saysın, kaşığı alsın. Böylece karnımızı doyuralım" der.

Ağa olduğu için de kaşığı önce kendisi kullanmaya başlar. Davarı yaymaktan aç bi-ilaç düşen çoban sabırsızca saymaya başlar:"Ercik, Merçik, Ermençik, Cinis, Pırtın, Tevrücük, Ağver, Ağaver, Ağa kaşşığı bene ver."

DAPHAN'IN DİREĞİ AŞKALE

Daphan Ova'sının batı'dan imâmesi Aşkale'dir. İstanbul yolu üzerinde bulunan bu şirin ilçe, şehrin kuzey ve güney ilçelerine paralel bir gelişme gösterememiştir ne yazık ki.

Buna rağmen göçün en az olduğu yerleşim alanı olarak dikkati celbeder.Büyüklerimiz Ramazan aylarında Erzurum'da top atılmasına mukabil iftar saatlerinde canavar düdüklerinin çalındığını, böylelikle halkın orucunu açtığını anlatırlardı Aşkale'yle ilgili olarak.Ertugaylar, Kırkpınarlar, Çomaklılar, Eyüpoğulları, Aras'lar, ilçenin siyasi temsilcileri durumundadırlar adeta.Uzun yıllar DDY Genel Müdürlüğü yapan, sonra Faysal Finans'ın Genel Müdürlük görevini yürüten; iki dönem milletvekili adayı olan Ekrem Önal; Milletvekili Zeki Ertugay da bu ilçenin önemli isimlerindendir.Zeki Beyi Üniversite yıllarımda tanımıştım. İsmen olan tanışıklık yıllar sonra şahsen oldu, milletvekilliği döneminde ise resmen sürdü.

Demokrat Parti döneminde Eyüpoğulları'ndan Mehmet Eyüpoğlu'nun milletvekili seçildiğini, ihtilalden sonra Yassıada'da yargılandığını anlatırlardı büyüklerimiz. Aşkale'nin en yüksek ve en büyük platosu olan Eyüpoğlu Yaylası'nın sahibiydi. Ben, lise yıllarındayken, o zamanki İşletme Fakültesi'nde öğretim görevlisiydi.

Çocukları; İstanbul'da Cosmos Optik'i işleten Yavuz ile SSK'da memurluk yapan Mustafa Eyüpoğullarını tanıdım.

Koşapınar'ın yüzaklarından gazeteci AyhanTürkez'in babası Neşet Türkez'i, Aşkale'nin vakarını emsil eden biri olarak gördüm hep. Abdurrahman Zeynel Hoca'da, Aşkale'nin Tazegül köyünden, Fen Lisesi kanalıyla etrafınaa ışık saçan Aşkaleli'lerdendir. Kimya da üzerine bilgi sahibi yok denecek gibidir. Aynı zamanda da, bir edep ve efendilik timsalidir.

Yine Aşkale'den Kırkpınarlar önemli ve bilinen bir ailedir. Bu ailenin şehirde en çok tanınanı Melih Kırkpınar'dır. Kırkpınar uluslararası ölçekte mandıracılık yapmaktadır. Erzurum merkez olmak üzere İzmir, İstanbul gibi metropol kentlerde de şirketleri bulunan Melih Bey, şirketlerinin vergilerini de Erzurum'a yatırtmak suretiyle şehre olan samimi sevgisini izhar etmektedir.

Rahmetli Gürbüz Kaban Aşkale'nin ayrı bir yüzüdür. O'nu tanıyıpta sevmeyeni görmedim bugüne dek. Yakın zamanda kaybettiğimiz Kaban, yaşarken Aşkalenin direği gibiydi. Aşkalenin ombdusmanıydı adeta. Allah gani gani rahmet eylebin.Daphan Ova'sında tarihi bir mekan durumunda olan Cinis'i Kırbaşoğullarıyla özdeşleştiririm hep. Merhum diş hekimi Nimet Özbaylar'da bu köyün evlatlarındandı.

Rahmetli Tayyip Cinisli ve o süleleden olan Rasim Cinisli'yi bu köyün önemli şahsiyetlerinden biri olarak bilmişti Erzurum.

Bir diğer tarihi köy olan Özbek, taşıdığı isimle bilinen Türk boyunun yerleşimiyle kurulmuş.

Tarihçi Abdurrahman Şerif Beygu, köyde bulunan Özbek Baba türbesi'nden hareketle, köyün İlhanlılar devrinde Erzurum'un en mühim yerleşim alanlarından biri olduğunu söylemektedir.Merhum Nahiye Müdürü Nuri Kayaalp ile merhum Nihat Özbeyli'yi hatırlıyorum bu köyden. Yakın zamanda kaybettiğimiz rahmetli Nihat amca, uzun yıllar kombina işletmeciliği yaptı şehirde. Özser Kombinası olarak Erzurum köylüsüne hizmet veren kombina için Nihat Özbeyli hem uzun süreli bir mesai, hem de külliyatlı bir miktarda para harcamıştı. Özbek ve Cinis'in beyleri, paşa kadınları İstanbul'a göçtü sonradan. Bu köyler çoğunlukla sahipsiz, Erzurum'da yerlisiz kaldı bu yüzden.

Rahmetli Ethem Seven, 'İstanbul'da iki üç Özbek, iki üç tane de Cinis var' derdi sohbetlerinde.

Yiğit lakabıyla, köy de yaranıyla bilinirmiş.

Daphan'ın güneyindeki Mördülük'ü de rahmetli "kartol Recai" ve kardeşi Erdal'le tanıdı Erzurum. Avukat Tuncer Aktaş'ın kayınbiraderleri Hakim Erdal Mirici ile bankacı Atilla Mirici kardeşlerin dayılarıydı.

Çocukluk yıllarımın meşhur bir tekerlemesi vardı Daphan Ovası'nın meşhurlarını ve eşrafını ifade eden."Özbekli Nihat, Karazlı Cihat, Kanlı Fuat." Üçü de merhum oldu bunların. Onlardan geriye güzel adları ve iyilikleri kaldı sadece.

SÖĞÜTLÜ'NÜN KUTSAL BALIKLARI

Yetiştirdiği fenni sünnetçileri ve bostanlarıyla bildik Söğütlü'yü. Köydeki balıklı göl ne yazık ki yeterince tanıtılamadı.

Bir türbe yanında bulunan minik gölde yaşayan balıkları hala yeşil kefenlere sararak gömüyor köylüler. Balıklardan yiyenlerin kazaya, belaya uğradıklarını anlatıyorlar az sayıdaki ziyaretçilere.

Aynalı sazan türündeki balıklar, "kutsal" sayılıyor köy ahalisince. Ova'nın kuzeyinde yer alan Karaz, Erzurum'un ilk kuruluş yeri olarak tarif ediliyor tarih kitaplarında. Urartu, Hitit kalıntılarının da bulunduğu bu köy MS.534 yılında meydana gelen büyük depremle yerle bir olmuş. Bugünkü Erzurum'a göç etmiş ahali. Köyün etrafında araştırılmamış, kazılmamış höyükler, Karaz'ın tarihini belgeleyen bir görüntü veriyor.

Uzun yıllar bu köyün muhtarlığını da yapan rahmetli Cihat Güngör, köyün eşrafından.

Daphan Ovası'nın şehire yakın bölümünde yer alan köylerin bir başka özelliğini de hemen çoğunda bir veli türbesi bulunması şeklinde ifade ederlerdi büyüklerimiz.

Erzurum Kalesi'nin dış sur'u içinde kalan Haydari köyü Haydar Han ile Şuğ Kuli Bey kızı Mal Hatun Türbesi; Merdiven köyü Mehmet Şeyh Türbesi, diğer adıyla Kandil Baba; Pırtın köyü büyük Türk velisi olan Akbaba Türbesi; Evreni köyü Evren Baba Türbesi; Tevricik köyü Ahi Mehmet ve Mahmut Şemi Türbeleri; Ortadüzü köyü Ortozi Baba Türbesi; Ebul Hindi köyü de dört kümbet'iyle maruftu.Cinis'te Düzyurt'un bulunduğu alanda etrafı kaynatmalı sur taşlarının bulunduğunu ve sur içinde de 30 metrelik bir höyüğün yer aldığını anlatırdı Erzurumiyatçılar.Kümbet ve Kevgiri Köyleri'nin de sur içinde olduğu söylenirdi. Haydari'de hamam olduğunu anlatırdı büyüklerimiz. Bunu ilk duyduğumda Büyük Türk Medeniyeti'nin niçin diğer milletlerin medeniyetlerinden yüksek olduğunu daha iyi anlamıştım. Fransa'da Versay sarayında lazımlıkların kullanıldığı dönemde Haydari'de hem hamam vardı, hem de kanalizasyon.

TARİH BEKLER AŞKALE'Yİ

Erzurum'un her ilçesini, köyünü olduğu gibi, Aşkale'nin tarihini de türbeleri bekler. Büyük geçitte Abdurrahman Gazi Hazretlerinin kardeşi Ak Baba; Yeniköy’de de şehid Ak Baba; Büyükgeçit ve Koşapınar’dan geçilerek varılan Arslan Baba; Ballı Taş’ın Gegan Tepelerini süsleyen Çeçen Baba, Kızıl Şorak köyü Dumanlı yöresinde Kabaktepe ve Küçük Kabaktepe şehitleri; Küçükova ve Yeşil Nine ziyaretleri Türk Tarihi'nin maverasını resmeder sanki.

Türk Tarihi içindeki yerini belirtir gibidir, Aşkale’de köy adları. Türk boylarının yahut onlar içinde tebaruz eden liderlerinin isimlerinin taşır. Evreni, Anadolu’nun sırlı kapılarını Türklere açan büyüklerden Evreni Baba’nın adından almıştır şerefini. Danışman Türk boyunun ulularından birinin adını taşır Musa Danışman. Kurt Mahmut, Ergenekon’dan çıkmış bir Türk önderinin burada meskunluğunu dile getirir.

Abdalcık, Karahasan, Sarı Baba, Hacı Bekir, Hacı Mahmut, Haydar Hacı, Karabıyık, Ergen Mansur birer Anadolu ereni, alperenidir. Su kokar, Aşkale’nin köy isimleri. “Herşeyi sudan yarattık” ayeti celilesine işaret vardır sanki, bu adlandırmalarda. Gül—abi komu’nda, sular gül kokar, gül tadar. Koşapınar, sayısız su kaynağının beslendiği bir yerleşim adıdır. Su, adeta şekillenir Aşkale’de. Kızıl şorak olur, Kükürtlü olur, Gölveren olur.

TÜRBELER NEREDE?

Daphan Ovası köylerinde, artık sur kalıntılarına rastlamak mümkün değil. Kimisi sökmüş ev yapmış; kimisi tarlasının tumbuna koymuş.

Bu köylerdeki türbe ve kümbetler de yatan İlhanlı, Saltuklu, Selçuklu büyüklerinin ve ahilerin mezarları da neredeyse kaybolmak üzere.Merhum İsmail Gürcan amca bir sohbetinde, Rus işgali döneminde bu türbe ve kümbet taşlarının Ruslarca söküldüğünü; hat ve taş işlemeciliği açısından çok değerli bulduklarını Rusya'ya gönderdiklerini; kalanlarını ise Alaca köyünde yaptırdıkları fırında kullandıklarını anlatmıştı.Daha sonraki yıllarda tetkik ettiğim Tarihçi Abdurrahman Şerif Beygu'nun "Kitabeleriyle Erzurum Tarihi" adlı eserinde de bu tesbiti okumuştum.

YAYGIN BİR YANLIŞ

Rus ve Ermeni işgali yıllarında, gerek Ruslar ve gerekse de Ermeniler Daphan Ovası Köyleri'nin isimlerini değiştirmeye çalışmışlar.

Amaç süresiz bir tapu elde etmek.

Türk Ordusu tarafından kovulmalarından sonra, yine Türk adlarını kullanmış Daphan Ovası köylüleri. Türk irfan ve izanın bir neticesi olan bu hassasiyet; ne yazık ki bazı ilçelerimizde yıllarca gösterilmemiş. Hala o köy adlarını Tortum'da olduğu gibi işgal yıllarındaki isimleriyle söyleyenleri duyunca, bu idraksizliğe üzülüp dururum.

Tortum, İspir, Narman İlçeleri de imanlı vatan evlatlarının yoğun çabaları, inşallah bu yanlışı düzeltecek diye de teselli buluyorum zaman zaman.

Şu son günlerde "Sarı Gelin" Türküsü'nü ilim adamlığı kisvesi içinde haksız ve dayanaksızca Ermenilere mal etmeye çalışanların basiretsizliğine benzer bir durum bu.

ILICA'NIN YERİ HER ZAMAN ÖZELDİR

Tarihi kaplıcaları, insanı ile bir başka güzelliğini temsil eder Erzurum'un Ilıca.Şeker fabrikasının varlığına rağmen nedense gelişmemiş, büyümemiştir. Küçüklüğümüzde sıkça giderdik Ilıca'ya. Sabah ezanları okunmadan önce kaplıca sularıyla yıkanmak şifa addedilirdi. Yaz aylarında bugünkü belediyenin bulunduğu yerin karşısındaki boş arsada yüzlerce çadır kurulur; kaplıcalardan şifa umanlar akın akın Ilıca'ya gelirlerdi.

Büyük, Oluklu, Zincirli Kaplıca'larının müdavimleri vardı, yazın hangi kaplıcadan yıkanılmaya başlanılmışsa hep ona gidilir; ertesi sene diğer kaplıcalardan birisi senelik olarak tercih edilirdi.

Biz nedense büyük kaplıcayı çok sever, büyüklerimizin bizi oraya götürmesini isterdik.

Evliya Çelebi Seyahatnamesinde de özel bir yeri vardır Ilıca'nın.IV.Murat'la birlikte Erzurum'a gelen şair Cevlani'nin Ilıca'nın güzelliğini anlatan şu dizelerini hatırlıyorum çocukluğumdan:"Cennetten edalı ne hoştur yazın / Gölünde çalkalanır ördeğin kazın / Ilıca'ya gider gelinin, kızın / Derneklenir gelinlerin dulların" Erzurum Tarih ve Kültürünü Yaşatma Derneği başkanlığı yapan araştırmacı Prof. Dr. Zeki Başar "Tarih Yolunda Erzurum" dergisinde; ayrıca "Ilıca Kaplıcaları" ismiyle neşrettiği kitabında da bu ilçenin tarihini ve kaplıcaların şifa ölçülerini anlatmış yıllar önce.İlmi veriler dökmüş ortaya. İstanbul'da tanıtım toplantıları yapmış bir kaç kez. Ne yazık ki kendi söylemiş, kendi dinlemiş. Yalova, Afyon kaplıca ve termallerinden daha çok kimyevi bileşik içeren ve deri hastalıklarına iyi geldiği hekim raporlarıyla sabit olan Ilıca Kaplıca suları; O'ndan sonra yeterince tanıtılamamış Türkiye'ye.

Prof. Başar'ın başlattığı çalışmalar, kendisinden sonra devam ettirilseydi eğer; bugün Erzurum ekonomisi özel bir turizm gelirine de kavuşacak, hem Ilıca hem de Erzurum Turistik belde olacaktı.

Gereği yapılmadı ne yazık.Necati Yıldırgan, Sadrettin Eşrefoğlu belediye başkanlıkları döneminde önemli hizmetler taşıdılar ilçeye. Şehir kanalizasyon kollektörü bu iki başkan döneminde girdi Ilıca'ya. İlçenin su sorununu giderici adımlar atıldı, su şebekesi yenilendi. Bu hizmetlerde bir dönem IIıca Turistik otel müdürlüğü yapan Murat Suluoğlu'nun ve ilçe olmadan önce belediye temsilciliğini yapan Feridun Dilek'in de büyük katkıları oldu.

Bir dönem Bağkur İl Müdürlüğü'nde görev yapan İsmail Efe de Belediye Başkanlığı dönemi, ülkenin ekonomik kriz dönemiyle çakışmasına rağmen, partiler üstü bir anlayışla hizmet ve yatırım yapabilmenin çabasını sürdürdü hep. İyi niyetli yaklaşımları, mütevazi kişiliğiyle bunlarda başarılı da oldu. İlçe'nin turizm açısından tanıtımına büyük katkılarda bulundu. Eşrefoğlu döneminde açılan yeni kaplıcayı, çağdaş bir anlayışla halkın hizmetine sundu.

İlçenin hemen bitişiğinde yer alan Şeker Fabrikasında görev yapan Muhsin Karaoğlu da güzel gönüllülerinden biriydi Ilıca'nın. Kapısını çalan herkese açıktı evi, iş yeri. Ilıcalı'nın dert babalığını yaptı uzun yıllar.

Eyüp ve Murat Gözgeçlerin ağabeyisi olan Orhan Gözgeç de Ilıca'nın girişimci insanlarının bir örneği olarak yer etti belleğimde. Güler yüzü, hoş sohbetiyle tanıdım onu.Ebubekir, İbrahim ve Hanefi Şimşek kardeşler, şehirdeki Ilıcalılık kültürünü hakkınca yansıtan, ilçelerinin tanıtımı için çaba sarfeden insanlardı.

Bu şirin ilçenin beyni ve yüreği aydınlık insanlarından İbrahim Hakkı Uzunoğlu, hem ilçesine hem de Telekom'deki görevi boyunca Erzurum'a hizetin en iyisi vermenin endişesini taşıdı, durdu.

YAĞMURCUKLU MOLLA AHMET

Ilıca'ya bağlı Yağmurcuk Köyü'nün de ayrı bir yeri vardır Erzurum'da. Eşraftan Abuşoğulları bu köydendirler aslen. Devlet İstatistik Enstitüsü Daire Başkanlarından Lütfü Abuşoğlu ve şehrin esnaflarından Ömer Abuşoğlu'nun büyük dedeleri Molla Ahmet, Yağmurcuk'u haklı bir üne kavuşturmuştur. İlmi kesafeti ve bir din aliminde olması gerekenleri üzerinde taşımasıyla maruf Molla Ahmet, yaşadığı yıllarda sadece Erzurum'dan değil, yurt dışından dahi ağırladığı misafirlerine islami ilimler alanında hususi dersler verirdi. Bu dersler uzun yıllar, taa ki, 1970'li yılların başında vefat edinceye dek sürmüştür.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Feyyaz İnanç
 7 Ekim 2010 Perşembe 23:30
İbrahim Bey yazınıza internette dolaşırken rast geldim. Bende Aşkale Çay köylüyüm. Eski ismi Ergemansur. Dabhan, köyler, tarih derken bütün yazınızı okudum. Ben küçük yaşta İstanbul'a gittiğim için bu kadar detaylı Aşkale'yi bilmiyorum. Büyüklerimden duyduklarım ile sizin yazımız arasında bir sıcaklık ve hasret hissettim. Yazınız ve emeğiniz için teşekkür ederim.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi