Erzurum Gazetesi Arşiv

-BİR VAKİTLER ERZURUM- OLUR, ONUR MEKANIDIR Oğuz boyunun TAV—ELİ oymağınca kurulmuş Olur. Uyumlu, mülayim ve mütedeyyin insanların mekanı olan bu ilçe'nin tarihçesi milattan öncelere dayanıyor Oltu gibi.Türkistan'dan göç eden Türkler'in Anadolu'daki ilk duraklarından birisi. Gitmiş, görmüş ve insanlarıyla tanışmışsanız, Ergenekon Destanı'nda hikaye edildiği biçimde cihanın dört bir tarafına dağılan asil bir milletin birikimlerini bulursunuz Olur'da.Göğün demir, yerin bakır olduğu Altaylardan gelen Taveli'ler; dağını, taşını, zümrüt ormanlar, bağlar ve bahçelerle donatmışlardır bu ilçenin.Anadolu'nun, bugün çeşitli maddi saiklerle unutulmaya yüz tutmuş gelenek ve görenekleri dipdiri ayaktadır burada. Hangi kapıyı çalsanız, "tanrı misafiri" kabul edilirsiniz, kim olduğunuz sorulmadan. Misafirin rızkıyla geldiğine inanlar oluşturmuşlardır Olur'u. Zengini de fakiri de sofra kurar kapısına yönelene. Başka yörelerde bulunmayan otlardan derlenmiş, en az anzer balı kadar leziz ve şifalı, ama tanıtımı yeterince yapılamamış olan balı, yayıktan yeni çıkarılmış tereyağı ve peyniriyle yöre kadınlarının maharetlerini sergiledikleri özel hamur işleri sunulur konuklara. Cömertlikleri, misafirperverlikleri ve mütevazilikleriyle ayrı bir yeri vardır yöre halkının Erzurum indinde. Olurlu gibi olmak, ancak asaletle mümkündür, o yüzden Olurlu olmak, doğuştan onurlu olmaktır.28 Mart 1918'de Moskof zulmünden kurtarılan ilçe, 1922 yılına kadar Oltu'ya bağlı bir bucak iken; 1958 yılında İlçe haline getirilmiş.1327 metrelik düşük rakımıyla 820 kilometrelik alanda envai türlü tarım ürünleri yetiştirir ilçenin çalışkan insanları.Alabalık ve Oltu çaylarının suladığı münbit topraklar ne yazık ki yöreye has tarım politikalarının izlenmemesi sebebiyle hak ettiği ölçüde ihtimam ve ilgi görmemiştir yetkililerimizden.Kimbilir belki de bu sebeple yöre insanı; kendi göbeğini kendi kesen, tekerini dağdan kendi aşıran kabilinden, kimseye tenezzülleri olmayan, işini kendi gören nevindendir. Diğer ilçelerimizde görülen yüksek oranlı işsizliğe rastlanmaz burda. Hemen herkesin yapacağı bir işi, zamanını harcayacağı bir uğraşı vardır. ZÜMRÜT YAYLALARI VAR YAYLA TURİZMİ YOK Yayla turizmi için çok elverişli kaynaklara sahip olmasına rağmen, her nedense, bu tip turizmden ekonomisi nasiplendirilmemiştir Olur'un.Lakin yöre insanı, doğup büyüdüğü toprakların cazibesini bilir. Bu yüzden de, taa Almanyalardan, Antalyalardan tatil için yaz aylarında ilçesine döner dışardaki Olurlu.Yıldızkaya'nın doğal sit alanı ilan edilmesi dışında, ilçenin zengin kaynak ve imkanlarını değerlendirmemiştir devletimiz.Sarıbaba dağlarının arkasındaki Pancarlı Gedik dağları'nın en yüksek tepesinde, Ardanuçla sınır olan yerdeki Horasan Baba ziyareti; Yukarı Karacasu eski adıyla Penesgirt köyündeki Evigen dağı tepesinde yer alan Karaoğlan ziyareti; Eski adı Karnavas bugünkü adı Ormanağzı olan köydeki Kotek tepesinde mevcut Mikaf Ziyareti; Akurtis de denilen Olgun köyü Sarıbaba dağlarının yücelerindeki Sarıbaba Ziyareti'yle de bir başka güzelliğini sunar Olur. TARİHİ MUAZZEZ, ESKİ ESERLERİ MUAZZEP Prof. Dr. Gündoğdu'nun ortaçağdan kaldığını belirttiği; Artvin, Yusufeli ve Olur güzergahında yer alan, Olur Vadisi'nin ziynetleri Köprübaşı, aşağı Karacasu, Beğendik, Kaledibi, Filizli (Keleşat), Keçili kaleleriyle Sarıbaşık, Sarıbaba, Filizli Karacaoğlan, Karadibi gözetleme kuleleri, Olur'un muhteşem tarihini beklerler asırlardır.Eğlek öreni ve Kalesi, Vank Harabeleri, Çataksu (Tavusker) harabelerini birer birer tanıtan Prof. Gündoğdu, Olur Bölgesi'nin en zengin tarihi kalıntılarının arasında bunlarında yer aldığını ifade etmektedir.Çataksu'da 17. yüzyılda İshak Paşa tarafından yaptırılan, içinde bir saray, bir hamam, baldaken tarzında bir türbe ve 1671 yılında Derviş Mehmet tarafından inşa ettirilen ahşap bir caminin yer aldığı Külliye; saray bölümü 1940'larda yıkılmasına rağmen, görülmeye değer tarihi mekanlardandır. OLUR'U TEMSİLDE HAKKI OLANLAR... Olur'un amiyane ifadeyle ekabiri pek yoktur Erzurum'da... Benim yakinen tanıdığım Olurlular içinde en önde geleni Dr. Ferit Altınkaynak'tır. Numune hastahanesi ortopedi uzmanlarında Ferit Bey, renkli bir kişiliktir. Doktorluğa ayırdığı zamanın çok daha fazlasını avcılığa ayıran Altınkaynak, boyuyla bir yakaladağı envai türden hayvanatla çektirdiği resimlerle bu maharetini tescillemeyi pek bir önemser.Fıkra anlatmakta üstadı azamdır Altınkaynak; eşi de meslekdaşıdır. Araştırma Hastahanesi Çocuk Sağlığı Bölümü Profesörlerinden Sevin Altınkaynak bir ara Marmaris'e gitmek için Ferit ağabeyi ikna etse de sonunda Erzurum'da karar kılıp geri dönmüşlerdir.Bir diğer Olurlu ise Osman Aktürk'tür. Uzun yıllar bu bölgede İl Genel Meclis Üyeliği yapan Aktürk 1991 ve 1999 yıllarında Milletvekilliği için müracaatta bulunmuş, lakin seçilmek nasip olmamıştır. Bir başkası Vehbi Şenyayla'dır. Şimdilerde Ankara'da ikamet etmekte olan Şenyayla, Sağlık müdürlüğünde uzun süreli bir idarecilik devresi geçirmiştir. Ormanağzı köyünden il genel meclis eski üyesi Nurettin Albayrak, Baro eski Başkanı Nurettin Selçuk, Şemo Pehlivan, Rüstem Polat Olur'a renk verenler arasındadırlar.Belediye Başkanı Cemil Özkan ise; deyim yerindeyse Olur'la özdeşleşmiştir. NİZAMETTİN SELÇUK BİR SEVİYE İNSANIDIR Erzurum Barosu eski Başkanlarından Nizamettin Selçuk, kalite ve şahsiyetliliğin canlı bir timsalidir.Kadirşinastır, beyefendidir..Yüksek bilgi ve görgüsünü, cemiyet içinde bir numune halinde sergiler.Uzun yıllar Erzurum Barosunda avukatlık yapan Nizamettin Ağabeyi aynı zamanda "kitap kurdu" tabiriyle ifade edilebilecek şekilde, durmadan okuyan bir kültür timsalidir.Biz Nizamettin bey'i Oltu bahsinde zikretmiştik. Kendi düzeltmesiyle, onun aslen Olurlu olduğunu ifade etmemiz gerekti.Fakat ister oltu ve isterse olurlu olsun biz onu bir seviye adamı olarak biliriz. DÖRT İLÇEDE YAŞAMIŞ SELÇUK Narman'da Eroltuluların çiftliğinde bir öküz arabası üzerinde dünyaya gelmiş Nizamettin ağabeyi.Olur'un Oltu'ya bağlı olduğu dönemde, Olur'da yaşamış çocukluğunun bir kısmını.Daha sonra babasının memuriyeti dolayısıyla Pasinler'de bulunmuş.Nizamettin Selçuk dört önemli ilçemizde yaşamış iyi bir Erzurumlu.1983—1991 yıllarında Türkiye'de önemli değişimlere imza atan ANAP'ın kurucularından aynı zamanda. Nedense siyasi ihtirasları akıllarını geçmiş olanlar yüzünden, onun milletvekilliği engellenmiş bir dönem.Fakat hiçbir zaman Erzurum'a hizmet noktasında bir küskünlüğü olmamış Selçuk'un.. Zaten asaletine de o yakışır.Uzun ömürler diliyoruz."Harbin ağzında gülle, hicretin seylinde hun,Erdi her mertebeye bu yurt; İşte Erzurum!Kim demiş çile çeken beş on derviştir Yunus?Erzurum baştan başa çekmiş ermiştir Yunus!" Behçet Kemal Çağlar

Yorum Ekle