Bölücüleri aklama gayretlerine devam!

“Hırsızın hiç mi suçu yok?” derler ya…
Son tartışma tam da bizi bu noktaya getirdi…
BDP’li Gülten Kışanak Diyarbakır Cezaevinde eza cefa gördüğünden bu hale gelmiş deniyor…
Bülent Arınç fevkalade iyi niyetli bir yaklaşımla bir tespit yapmaya çalıştı…
Haksızlık yapılmaması gerektiğinin altını çizdi…
Ayrıntıya girmeyince…
Liberal posta bürünmüş cümle bölücü yaranı da olayın üstüne balıklama atladı…
Hikaye hikaye üstüne anlatılır oldu…
CO’nun damında 6 ay yatırılmaktan tutun da…
Erkeklere yapılan işkencenin Kışanak’a da uygulandığına varıncaya kadar…
Ne yalan söyleyeyim…
Anlatılanların hiçbirine inanmıyorum…
Pireyi deve yapıyor bu güruh!
Dert dava, devlete vurmak!
Hesap kitap, bebek katili haysiyet cellatlarını aklamak…
Gerisi lafı güzaftır…
***
İnsanım diyenin işkenceye tolerans tanıması düşünülemez…
Muhatap kim olursa olsun…
Yapanı en ağır cezaya çarptırmak gerekir…
Samimi kanaatimiz bu…
Diyarbakır Cezaevinde de, tıpkı Mamak’ta Ülkücü mahkumlara uygulandığı gibi işkence yöntemleri kullanılmıştır…
Bilmeyen yok!
Hatta, itirafçı işkenceciler de çıktı orta yere…
Özellikle de…
Dönemin Diyarbakır Cezaevi Müdürü ile ilgili o kadar çok söylendi ki…
Hakikatle mübalağa birbirine karışır oldu…
Kaldı ki…
Hiç kimse bu cezaevinin o çok konuşulan müdürü “ne iş yapar, şimdilerde nerelerdedir?” diye bir arayış içine de girmiyor…
Niçin?
***
Bilmeyenler, iyi niyet taşıyanlar elbet istisna…
Ancak…
Bölücü takım ve onlara arka çıkan liberal postlu şebeke, olanı biteni çok net biliyor…
Esat Oktay Yıldırım’ı en ince noktasına kadar tanıyorlar…
Bölücüler tarafından Ümraniye’de bir Belediye otobüsü içinde katledilişini de…
Ama ses vermiyorlar…
Ölüsüne bile vuruyorlar…
Ne adına…
Hainleri aklama, paklama adına…
Fırsatı ganimet bilen Gülten ve avanesi de…
Abandıkça abanıyor…
Devletin altını üstüne getiriyorlar!
***
Vicdanları olsa…
Şunu soracağım…
Eğer müdür, devlet tarafından planlı bir biçimde bu cezaevine yerleştirildiyse…
Niçin korunması yoluna gidilmedi de…
Hainlerin açık hedefi olarak ölüme terk edildi…
Oysa ki…
Bu devlete uzun yıllar hizmet etmiş birisi ömrü boyunca bir otomobil sahibi olamamışsa…
Ve, bir belediye otobüsü içinde kıstırılarak katlediliyorsa…
Geriye doğru kaykılıp “bir dakika mola” demek gerekmez mi?
Dedik ya…
Bunun için ehli vicdan olmak lazım!
Bir de kanı bozuk olmamak!
Helal süt emmiş olmak…
Bunlarda ise zerresi yok!
Hale bakar mısınız?
Bir tarafta kaba davranış tenkit mevzuu…
Öte yanda katledilmiş bir insana umarsız yaklaşım!
Ne diyelim…
İyi ki…
İlahi adalet var…
Eden bulacak!
Bulacaklar!