YAZARLAR

3 Mayıs 2012 Perşembe

İletişim Fakültesi’nin O’na vefa borcu vardır..

Gazetecilik yaşamı boyunca, Atatürk Üniversitesi bünyesinde İletişim Fakültesi kurulması gerektiğini savunurdu hep..

Ömrünün son yıllarında bu isteğinin hayata geçirilmiş olmasıyla sevindi..

Örnek bir insan, örnek bir gazeteciydi..

İftira, bühtan ve karalama onun literatürüne hiç girmemişti..

İnsan onur ve haysiyeti onun için önemliydi..

Çalakalem yazılmış hiçbir habere itibar etmez, mutlaka araştırır, kaynağına iner ve onu en doğru biçimde ve en dürüst üslupla okura sunardı.

Adı bu yüzden ‘İcazetli Gazeteci’ye çıkmıştı..

‘İnsan haysiyeti ucuz değildir, gitti mi bir daha geri gelmez’, derdi hep..

O yüzden temasında insan olan her haberi bir vicdan yaklaşımıyla süzer, yetkilisine doğrulatır, sonra haberin muhatabının görüşünü alırdı..

Kul hakkı önemliydi onun için..

Önce onur, önce haysiyet ve önce insan..

Her insan bir alemdir, gerçeğine iman etmişti..

Hayatını siyasi çıkar ve rant endişesine kapatmıştı..

Gazetecilik onun için bir yaşam tarzıydı ve önemliydi..

Böylesi bir şahsiyetin, hiç davalık olmadığını sanmayın..

Erzurum’u ilgilendiren hemen her meselede bir ‘Demir yürek kesilir’, Erzurum hakkının sonuna kadar davacısı olurdu..

Gençlik yıllarında bu yüzden mahkeme koridorlarından hiç eksik olmadı..

Ama o, Erzurum’u savundu hep..

Hakkında açılan tüm davalardan da beraat etti..

Yeni Haber Gazetesi’nde yaşadığım bir olayı paylaşmak isterim..

Bir adliye haberi vardı önümüze getirilen..

Bir şahıs irtikap ve rüşvet iddiasıyla yargı önüne çıkıyordu..

Haber yazılmış, onun onayına sunulmuştu..

Haberin başlığı: ….rüşvetten yargılanıyor’ şeklindeydi..

Muhabire, ‘karar verildi mi, kesin suçlu mu’ diye sordu..

‘Hayır, dava sürüyor, karar verilmedi’ cevabını alınca, “Sen bu başlığı atıyorsun, adamı vicdanlarda mahkum ediyorsun, mahkeme daha karar vermemiş..Bu adam beraat ederse, insanların yüzüne nasıl bakacak, bu adamın çocuğu okulda arkadaşlarına ne diyecek, bu adamın ailesi insan içine nasıl çıkacak? Hiç sordun mu kendine..Bu adamın yerine koydun mu kendini.. Bugün senin attığın başlıkla attığın haberi hemen satın alacak insanlar, yarın bu adam beraat edince aynı alakayı gösterip de hemen aklayacaklar mı?” cevabını verdi..

Üçüncü hamur kağıda daktiloyla yazılmış haberi buruşturup attı..

O gün, orada bulunan tüm genç gazeteciler, bu mesleğin önce vicdan gerektirdiğini, böyle bir dersle öğrenmiştik..

Bir buçuk yıl önce yitirdiğimiz, Erzurum için gazetecilikte abide bir şahsiyet olarak bildiğimiz Demir Bilirdönmez’i rahmet ve minnetle anıyoruz bir kez daha..

Onun Erzurum’a basın yoluyla yaptığı hizmetlerini unutmak mümkün değil..

Biz, Erzurum ulusal ve yerel basın vizyonuna dürüstlük rotası çizen Demir Ağabeyimize Erzurum’un, Atatürk üniversitesinin bir vefa borcu olduğunu düşünenlerdeniz..

İletişim Fakültesi Erzurum’un basın değerlerine sahip çıkmalı..

Bilirdönmez’in adı bu fakültede bir anfiye verilerek, yaşamı ve ilkeleri genç öğrencilere anlatılmalı..

Bu, ömrü boyunca Atatürk Üniversitesi bünyesinde İletişim Fakültesi kurulması mücadelesini veren merhum ağabeyimizin hakkı olduğu kadar, sayın Koçak’ın da, iletişim Fakültesinin de vefa borcudur..

Sayın Koçak’ı böylesi bir vefayı göstermeye davet ediyoruz..

 

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

*Adınızı girmelisiniz. *Bu alanı doldurmak zorunludur. Yorumunuz: *Yorum çok kısa. *Bu alanı doldurmak zorunludur.

Gönder

Mustafa BİLİRDÖNMEZ  6 Mayıs 2012 Pazar 22:01 Gerek sayın Kayaalp'in, gerekse sayın Özorhan'ın samimi, içten ve güzel düşünceleri için kendilerine ve de bu düşünceleri sayfalarına taşıyan Erzurum Gazetesine teşekkür ediyoruz. Durdemir Bilirdönmez isminin ve kişiliğinin Bilirdönmez ailesine kattığı bu güzel hasletlerin kadirşinas dostları tarafından unutulmayarak zaman zaman dile getiriliyor olması evlatları, yeğenleri kardeşleri ve tüm ailesini ziyadesiyle mutlu etmektedir. O'nun örnek kişiliği, saf kalbi ve temiz geçmişi Allah'a hamdolsun ki bizler için de eşsiz bir referans kaynağı oluşturmaktadır. Allah (C.C) ondan ve siz kıymetli dostlarından razı olsun...

Gürhan Özorhan  3 Mayıs 2012 Perşembe 10:05 Sayın Kayaalp,göstermiş olduğunuz ahde vefa duygularınızdan dolayı size teşekkür ederim.Eskimeyen, eskitmeyen dosttane duygularını yaşam boyu taşıyan rahmetlinin, isminin yaşatılması için sayın rektörümüzün duyarsız kalmayacağına olan inancımı diri tutan duygularımın gerçeğe dönüşecek olmasına bu çağrınızın içten olmasıdır.Selam ve saygılarımla.