Geçen haftaki yazımızda İmam-Hatiplilere karşı farklı davrananların kim veya kimler olduklarını bu yazıda açıklayacağımızı belirtmiştik. Şimdi ona geçelim:
İmam-Hatip okulları, devlet tarafından kurulduğu ve denetlendiği halde devlet tarafından dışlanması eşyanın tabiatına uymazdı. Yine bu okullar millet tarafından sevildiği ve tutulduğu halde millet tarafından hor bakılması da olamazdı. O halde İmam-hatiplere karşı farklı davranan ne devletti ne de milletti.
Ancak devlet içinde ve millet içinde şu ülkenin öz değerlerine düşman kesilen kişiler veya yıkıcı örgütlerdi İmam-Hatiplilere farklı bakan.. Çünkü öteden beri bu milleti içten yıkmak için, yok etmek için diniyle uğraştılar yıkamadılar, ahlakıyla uğraştılar başarmadılar, örf âdetiyle uğraştılar yok edemediler, birlik ve beraberliğini parçalamak istediler yapamadılar.
Ama hiç boş durmadılar hep çalıştılar,çalıştılar,çalıştılar..Ve başarmak için ise her yolu ve vasıtayı kullandılar. Yayın basında yıkıcı fikirler yanında müstehcenliği, erotiği ve fuhuşu resimlerle teşhir ettiler. Milletimizin sağlam aile yapısına zinayla, fuhuşla, ahlaksızlıkla saldırdılar. Kumar ve içkiyi yaygın hale getirmeye çalıştılar.
Hele günümüzde istismar edilebilen internet, facebook, twitir gibi iletişim araçları kötü niyetli kişi ve kuruluşlar tarafından kullanılması şer ve fitne kesiminin en büyük amacı ve aracı olmuştur. Hedef seçilmiş gençlik üzerinde kullanılması ise, atom bombası kadar etkin olmuştur.
İmam-Hatipliler, bütün bunların karşısındadır. Bu yüzden de devletin koltuğunda oturmuş ve sırtını millete dayamış kötü amaçlı kişi ve örgütler, devlet gücünü alet olarak hem de devlet ve millet adına İmam-Hatiplilere karşı kullana gelmiştir.
AÇILDIĞI ORTAM
1953 yılı 20.yüz yılın ikinci yarısının başı ve yüzyılın ortası..Bu yüz yılda dünya çok hareketli olaylar yaşamıştı. Bilindiği gibi 19.yüz yılın sonunda gerçekleşip bu yüz yılda da etkisini sürdüren ve ulus devletlerin doğmasına yol açan Fransız ihtilalının etkisi 20. Yüz yılda da devam etmektedir. Bu yetmiyormuş gibi bir de birinci cihan savaşı 1914’de patlak verdi. Bu savaş dünyada ulus devletlerin doğmasına ve zaten varlıkları zayıflamış İmparatorlukların da tamamen sona ermesine yol açmıştır. Dolaysıyla kurtlar sofrasına önce Mondros mütarekesiyle konulan, ardından Sevr antlaşmasıyla paylaşılmasına karar verilen Osmanlı İmparatorluğunun da sonu oldu. Osmanlı devletinin içinde yer aldığı İttifak devletleri, İtilaf devletlerine yenilince Osmanlı devleti de yenilmiş oldu.
DÜNYADA HERŞEY ALT ÜST OLDU
Birinci Cihan savaşıyla bütün dünya dengeleri bozuldu. Dünya sosyal olarak, siyasal olarak, ekonomik olarak, sanayi olarak ve askeri olarak alt üst olmuş, baştanbaşa değişmiştir. Örneğin dünya, daha sonra NATO ve VARŞOVA olarak askeri bakımından ikiye ayrılmıştır.
Yine savaş nedeniyle Onlarca milyon insan olmuş, ülkeler maddi ve manevi olarak tahrip olmuştur. Sadece Avrupa kıtasındaki parasal değer kaybı 350 milyar dolar olarak hesaplanmıştır.
Osmanlı’nın bir olup bitiyle bu savaşa girmesi hazır bahane olmuş, Mondros mütarekesi ve Sevr antlaşması gereği Anadolu dört bir yandan işgal edilmiştir.
DÜNYAYI SARSAN BAŞKA BİR HADİSE..
Yıl 1917..bu sefer Rusya’da dünyanın ikinci büyük ihtilalı oluyor, Bolşevizm ihtilalı.. Fransız ihtilalıyla ortak yanı.. Her ikisinde de aç insanın tok insana saldırmasıdır.Başka bir ifadeyle aristokratlarla fakirlerin sınıfsal savaşı...Ancak birisinin sayesinde dünya “Cumhuriyet rejimi ve demokrasi “ ile tanışırken, diğerinin sayesinde ise dünya, karşısında komünizmi ve totaliterliği bulur..
Bu sefer ülkeler komünizm saldırısı altındadır. Öyle ki yarım asır içinde nerdeyse dünyanın yarısı komünist olmuş, hedef bir asır içinde dünyanın tamamı komünist olmasıdır.
Komünizm’in bu havası birçok ülkeyi derinden etkilemiştir.
( Devamı Haftaya )