5502 sayılı kanun, sosyal Güvenlik Kurumlarını tek çatı altında birleştirilmesini ön gören bir kanundur. Bu kanun yürürlüğe konulduğu 0cak 2007’den itibaren emekli sandığı, sosyal sigortalar kurumu ve Bağ-Kur tek çatı altında “ Sosyal Güvenlik Kurumu “ olarak birleşti.
MAAŞ DENGESİ BOZULDU
İşte emekli memura ne olduysa bundan sonra oldu. Bu birleşmeden önce memurun emekli ikramiyesi yine bu günkü ikramiyesi kadar iken, bağlanan aylık maaşı hem bu günkü maaşından fazlaydı, hem de işçinin maaşından fazlaydı. O zamanlar işçinin ikramiyesi bu gün olduğu gibi memur ikramiyesinin iki katı iken, bağlanan aylık emekli maaşı memur maaşının çok altındaydı. Bu gün işçinin aylık emekli maaşı da ikramiyesi gibi memurunkini çok aşmıştır.
KANUN ÇOKÜŞE NEDEN OLDU
Şimdi çöküş noktasına dönelim: Emekli sandığı birleşmeden önce 25 yıl hizmeti olan memura çalışılan maaşının yüzde 75’ını emekli maaşı olarak verilmesini ön görüyordu. Sonra ilave her hizmet yılına bir puan vermek suretiyle bu rakam yükseliyordu; örneğin 30 yıl hizmeti olana yüzde 80, 35 yıl hizmeti olana yüzde 85 şeklinde emekli maaşı bağlanıyordu. Bunu somut bir örnekle iyice açalım: 35 yıl hizmeti olan üniversite mezunu ve belediyede başkan yardımcısı unvanlıyla çalışan bir örnek seçelim. Çalışırken aldığı maaşı 2.515 TL.dir. Maaşın yüzde 85’ı ise yaklaşık 2.140 TL. eder. Emekli olduğunda bu kadar maaş bağlanması gerekirdi.
Ama sonradan çıkarılan 5502 ve bunun uygulamasını sağlayan 5510 sayılı kanunlar sayesinde bu kişinin emekli maaşı 1.250 TL.İndirilmiştir. Burada kazanılmış hak kaybı yaklaşık aylık olarak 890 TL.dir.
ÇOK ADALETSİZ BİR TABLO
Her nasıl olmuşsa bu güne kadar kimse bunu dava konusu da yapmamıştır. Yeni kanunlar bütün memurları bu yüzden mağdur etmiştir. Her iki maaşları arasındaki skalayı büyütmüştür. Fakat bütün mağdur memurlar arasında da en mağduru ek göstergesi 3000 olup üniversite mezunu ve makam sahibi olan memurlar kesimi olmuştur. Bu kategori altındaki memurların her iki maaşı arasındaki fark çok fazla değildir. Bu kesimin üstünde ve ek göstergesi 3600 olanlara hem makam tazminatı verilmiş ve hem de bu göstergeyle imtiyazlar tanınmıştır. Örneğin Belediyelerde onlarca mühendis, denetim elemanı kadrolu başkan yardımcısının yönetiminde çalıştığı halde, bu ek gösterge imtiyazı nedeniyle hem çalışma ve hem de emekli maaşlarının daha fazla olması önemli bir adaletsizlik örneğidir. Ayrıca 3000 ek göstergeli unvanlı kadrolarda çalışanların birçoğu makam sahibi olduğu halde,kendilerine makam tazminatının verilmemesi de başka bir adaletsizlik örneği.!
YENİ KANUNDA VURGULANAN HUSUSLAR
“….Devlet memuru, işçi, esnaf ve şirket ortağı, bankacı-sigortacı, çiftçi, tarım işçisi gibi farklı sosyal güvenlik kanunlarına tabi olanlar arasındaki ayrımlar giderilmiştir. Memurun, işçinin, esnafın eş ve çocuklarına yapılan farklı uygulamalar ortadan kaldırılmıştır, dul ve yetim aylığı alacaksa hepsi alacak, alamayacaksa hiçbiri alamayacak. Çalışanlar arasında sağlık hizmetlerinden yararlanmadaki farklı uygulamalar kaldırılacak ve herkes eşit şartlarla, eşit miktarda sağlık hizmeti ve yardımı alacak. Herkese eşit sosyal güvenlik getirilmiştir.” Deniliyor.
EŞİTLİK OLSAYDI
Sosyal güvenlik kanununda yer alan bu hususlar sizce inandırıcı mı? Eğer doğru olmuş olsaydı, memurun emekli maaşı yukarıda açıklandığı şekilde gasp edilmemiş ve en az işçilerle eşit tutulmuş olacaktı.
Eğer zerre kadar eşitlik düşünülmüş olsaydı tahsil, kıdem, unvan, makam, sorumluluk ve riskleri dikkate alınıp bir mühendis kadar veya bir denetim elamanı kadar dikkate alınacaktı. Veya bir esnaf, bir tarım işçisi gibi aynı havuza atılmayacaktı.
Eğer eşitlik olmuş olsaydı, memur ve işçinin tek geçim kaynağı emekli maaşı iken, Bağ-Kur ve Tarım İşçisinin maaşları öz gelirlerine destek gelir olarak düşünülürdü ve her ikisini aynı kefeye eşit olarak koymamış olacaklardı..
Böyle eşitlik, tarihin ilk çağlarında bile yapılmamıştır. Bu nedenle;
Bu eşitliği düzenleyen bürokratları ve bunu onaylayıp kanun haline getiren siyasileri gerçekten ayıplıyorum..!
NOT:
Vakıf olması halinde mutlaka düzelteceğine inandığım Sayın Başbakanımızın dikkatine sunulmak üzere AKP genel merkezine bu konuda yazı ve yorumlar ulaştırmaya çalıştım. Bu yazımı da hem iktidar, hem de muhalefet parti genel merkezlerine ulaştırmaya çalışacağım…