Keşke diyorum, şu TV’ler bizim dönemimizde olmasaydı.
Bazen sizlerinde italiklediği oluyor mu; ben çok yaparım...
Bırakın Muhsin Yazıcıoğlu gibi bizden birisini, ecnebi ölümleri bile derinden etkiliyor bizi.
Zira...
Hergün evimizdeler...
Sanki bizden biriymişler gibi.
Alileden, yakın akrabadan...
Öyle olunca da, kayıpları hayli zor geliyor.
Yazıcıoğlu’nun vefatı içimizi burktu; canımızı acıttı...
Efendiliği, yerli ve milli yaklaşımları; bize benzer tarafları o kadar çok ve bizdendi ki...
Hele, elem veren bir kaza sonrası vedalaşmak...
Acıyı katmerledi...
Ölünceye kadar millet için çalıştı...
Riyası yoktu...
Samimi ve sade bir insan olarak yaşadı...
İftira, dedikodu O’nun siyaset anlayışına çok uzaktı...
Ölmeden 1 saat önce, birbirlerini kıyasıya eleştiren siyasileri kınayan yaklaşımı bu sebeptendi...
Hüküm büyük yerden...
Teslim olmaktan öte yapacak birşey yok...
Dahası hipimizin uğrak yeri...
Şair bu durum ne güzel ifade ediyor:
“N'eylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında. "
Bilinmezlik bu gerçeği unutturuyor bize...
Uzak gibi duruyor sanki...
Halbu ki...
Rahmetli Yazıcıoğlu’nun da dediği gibi, kimin garantisi var...
Ne oturanın, ne de ayakta duranın...
Üstad’ın tarifi çok etkileyici:
Büyük randevu ...
Bilsem nerede , saat kaçta ?
Tabutumun tahtası,
bilsem hangi ağaçta ?
Aynen öyle...
Ne zaman, nasıl?
Bilemiyoruz...
Ayrılık zor elbet; ancak Muhsin Bey’in vefatıyla bile milleti birleştirmesi ne büyük nimet...
Cenab_ı Hakk’ın takdiri ilahasi...
Ölürken dahi millete hizmet imkanı...
Herkese nasip olmaz...
İyi insan olmak; samimi olmak hepsinden önemlisi davası olmak lazım...
Ki... Size böyle bir ihsanda bulunulsun...
Muhsin Başkan Milletin yüreğine kazınmıştır artık... Rabbim rahmetiyle yarlığasın.
Hücre Kültüründen
Yeni Grip Aşısı...
Almanya’daki Novartis ilaç kuruluşunun yeni fabrikasında hücre kültürlerinde virüs üretimine dayanan bir yöntem geliştirildi. Yeni yöntemle elde edilen virüsler zararsız hale getirildikten sonra aşı olarak kullanılabiliyor. Grip aşısı için gerekli virüsler şimdiye dek zahmetli bir biçimde tavuk yumurtalarından üretiliyordu.
“Optaflu” olarak adlandırılan aşı için gerekli izin verilmiş. Yeni yöntemde ilk önce virüslerin besleyici maddesi yani hücre kültürü üç ayrı biyolojik reaktörde üretilmekte.
İkinci aşamada hücrelere virüs aşılandıktan sonra virüsün etkinliği durdurulmakta.
Ve en sonunda ürün temizlenmekte. Reaktör, hortumlar, santrifüj ve ölçüm aletleriyle tamamlanan işlem bir milimetrelik besleyici madde ile başlıyor; bu madde işlem sırasında binlerce litre sıvıya ulaşıyor ve araştırmacılar otuzuncu günde on litre saf aşı maddesi (antijen) elde ediyorlar.
Virüs parçacıklarından oluşan aşı maddesi gribe neden olmadan bağışıklık sistemini etkinleştirmekte. Yeni yöntem özellikle de grip salgını için büyük bir avantaj olarak kabul edilmekte. Mesela kuş gribi insanlara bulaştığında, tavuklar çoktan ölmüş olacaklar.
Dolayısıyla da aşı için gerekli hammaddeyi bulmak da imkansız hale gelecek.
Kuruluş fabrikanın 2009 yılında tamamen işler hale gelmesiyle, sekiz milyon doz grip aşısı yerine kırk milyon doz üretmeyi hedefliyor.
Cemil Meriç Diyor ki...
Benim bütün yazılarıma fikir sıkıştırılmıştır. Sulandırmak lazım, anlayabilmek için.
***
Padişah kelimesi sadece bizde var. Horasan'da ya emir, melik veya bey olabilir. İran'da şah, Frengistan'da kral var. Avusturyalılar bize yalım yalım yalvarmışlardı, krallarına şah diyelim, diye. Tabii çöküş devrinde kabul ettik ancak.
***
Ecevit şair adam. Kat'iyen komünist olamaz. Halk Partisi'ni hüviyet değiştirdiğine kani değilim.
Eskiden askeri bir cunta idi, şimdi parti idaresi sivillerin elinde. Adalet Partisi kapitalizmi temsil ediyor, Halk Partisi de sosyalizme oynuyor. Evladım Türkiye'de başka fikir yok.
Halk Partisi mecburdur sosyalist olmaya.
Bir Fıkra
Yıl 2050. AB Komisyonu Başkanı odasında otururken, yardımcısı içeriye heyecanla girer:
-Efendim, Türkiye tüm isteklerimizi yerine getirdi. Onları AB'ye alacak mıyız?
AB Başkanı:
-Yok canım, henüz olmaz.
Git, duyur, Tüm Türkiye İngilizce konuşacak, Türkçe'yi yasaklıyorum.
-Efendim onu 5 sene önce yaptılar. Hatırlamıyor musunuz?
-O zaman söyle, kokoreç yasaklansın.
-Aman efendim, onu yemeyi 2005'te bıraktılar.
-Ya ne bileyim? Kınayı yasaklayın.
-Ooooo. Beyefendi.Onu çoktan bıraktılar.
AB Başkanı düşünüp taşınmış ve;
-DAĞITIN LAN AVRUPA BİRLİĞİ'Nİ...
"Sen insana ulaşmadan Allah’ı nasıl arıyorsun?."
Muhammed İkbal