MENÜ
Erzurum -5°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Adaylar su gibi para harcıyorlar ama...
Baki Gezmiş
YAZARLAR
25 Mart 2009 Çarşamba

Adaylar su gibi para harcıyorlar ama...

Maşallah para gani... Şu seçim sürecinde en çok dikkatimi çeken şey, adayların bol kepçe para harcamaları.
Hangi sokak başına baksanız, yığınla harcama yapıldığına şahit oluyorsunuz.
Üstelik eften püften harcamalar...
Sürüsüne bereket seçim afişleri mi dersiniz, giydirilmiş 5. sınıf otomobiller mi dersiniz...
Her yanımızda bol ganime var...
Ama, bu kadar harcamaya rağmen olması gereken ama asla olmayan birşey var ki...
Hayret edilecek olanı o...
Adayların bu kadar masrfına rağmen topluma verecekleri mesajları yok.
Varsa yoksa Genel Merkezlerinin belirlediği sloganlar...
“Biri yüreğini koy” diyor...
Öbürü, “Sen Erzurumsun büyük düşün”
Başka...  Hiç...
En azından aklımda kalan hiç bir şey yok.
Peki kardeşim, bu millet kimi seçecek...
Niye seçecek.
Yani Genel Başkanları seçecek değiliz.
Şehrimizin yerel yöneticilerini seçeceğiz.
Kime, ne diye oy vereceğiz.
Yani plan... Yani proje...
Yani vaad... Yani hizmet iddiası...
Hiç ama hiçbiri yok..
Üç beş sloganın arkasına saklanarak yürütülen bir kampanya...
Üstelik de, harcamadan geri durulmayan bir süreç... Maksat çevre kirliliği galiba.
Garip değil mi?
Çevreye çekidüzen versinler diye “beni seçin” diyenler, daha başlarken gereksiz çevre kirliliği yaratıyorlar.
Bir başka garabet ise seçmenin özellikle de basın yayın organlarının bu durum karşısındaki sessizlikleri.
Yani kimse çıkıp, “ne yapıyorsunuz, bu yaptığınız koca bir şehre hakarettir” demiyor...
Şu uzun seçim döneminde aklımda kalan tek farklı proje Kamil Aydın’ın bir TV kanalında açıkladığı, “tarihi buluşturma” adıyla tanıtılan projeyle, taşambarlar ve şehrin batı girişiyle ilgili düşünülen projeler.
Başka?
Emin olun başka yok!
Yani varsa da, ben işitmedim...
Ki, siyaseti bu kadar yakın takip eden ben bile işitmemişsem varın gerisini düşünün...
Olayın şu ana kadar ki tarifi, olsa olsa çevre kirliliğinden öte değildir. Kızmaca yok...
Tesbit bu!


Reflü...

Reflü, asitli mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun asitten kendini koruma özelliğinin kaybolmasından kaynaklanır.
Reflü hastalığı, asitli ve/veya safralı mide içeriğinin yemek borusuna gelmesi ve uzun süre temas etmesiyle yemek borusunun kendini asitten ve safralı mide içeriğinden koruyamaması nedeniyle oluşur.
 Erişkinlerin %20'sinde reflü hastalığı görülmektedir.
Mide içeriği belirgin derecede asittir. Geri akım daha ilerden yani onikiparmak barsağından mideye doğru ise mideden yukarı çıkan içerik hem asit hem de safra içerir. Alkali özellikli olan safra da mide asidi gibi yemek borusunun tahrişine neden olur..
Yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engelleyen bir kapak mekanizması vardır. Reflü hastalarında en sık görülen özellik bu mekanizmanın gevşekliğidir. Bu durum genellikle mide fıtığıyla birlikte görülür. Mide boşalım bozukluğu ya da bozulmuş yemek borusu hareketi bu hastalığı tetikleyen diğer nedenlerdir. Reflü kronik bir durumdur ve bir defa başladığında genelde hayat boyu devam eder. Reflünün yemek borusunda yol açtığı hasar (özofajit) da kronik bir durumdur. Tedaviye başlandığında yemek borusu iyileşse dahi tedavi bırakıldıktan birkaç ay sonra tekrar aynı duruma gelir.
Reflu özellikle gece olur çünkü yutkunma durur, tükrük salgısı ve yerçekimi etkisi azalır. Bu yüzden asid gece yemek borusunda daha uzun süre kalır ve daha fazla zarar verir.
Bazı durumlar insanlarda daha fazla reflüye yol açar. Gebelik bunlardan biridir. Obezite ise en önemli tetikleyicidir.


Cemil Meriç Diyor ki...

Türkiye'de   gerçek  değerli  ve  büyük  adamlar   tasnif  edilmemiş   ve  tanınmamıştır.

Ordunun   tüccarlaşması   felakettir. Osmanlı'da   iş  bölümü   çok   kuvvetliydi. Kanuni'nin    üzengisini   tamir  eden   yeniçerinin     akıbetini   bilirsin Asker, sadece  tek  şeyle   uğraşır, askerlik.
Okumayı    Mehmet  Emin'in   Türk  Sazı'ndan   4  yaşımdayken öğrendim.

Rübab-ı  Şikeste'yi   ilk   mektepte    okudum. Bana  imtihanda  T. Fikret'in  "Kılıç"  manzumesini   sordular  ve   sanatlarını, kelimelerini   göster, açıkla, dediler. Şimdi   fakülte   talebesine   soruyorlar.


Bir Fıkra

Kayserili bir cimri kişi ölümü yaklaşınca oğullarını yanına çağırır.
Üç oğluna da vasiyette bulunur.
Ben ölünce hepinizin mezarıma tek tek birer milyar koymanızı istiyorum der.
Adam öldükten sonra sırayla 1. ve 2. oğlu mezara gider ve birer milyar parayı mezara koyarlar.
Daha sonra babası gibi parayı seven 3. oğlu da mezara gider.
Ve ve ve mezardaki paraları alır...
Yerine babası adına bir 3 milyarlık çek koyar...


"Yeterli insan sükut eder, yetersiz olan ispata çalışır."

A.F.Y

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 sükut etme ne olur
 25 Mart 2009 Çarşamba 15:16
evet söylediklerinize katılıyorum. fakat 10 yıl sonra ne olacak onları da düşünmeliyiz. bunlar halk ın cehaleetinden faydalanıp milletle dalga geçiyorlar. bari bize böyle hakaret edenler bizim eserimiz olan çocuklarımıza bunları yapamasınlar. hem kendimizi hemde çocuklarımızı yetiştirelim...
 sengül kaya
 25 Mart 2009 Çarşamba 09:30
vallahi öyle. bıraktıkları sadece pislik. yanlız birşey söyleyim, yine bizim erzurum iyi. başka illerde görüyoruz caddelerde parti bayrağından aday flamasından geçilmiyor. bizim bu yüzden şansımız var.ama projede çok çok haklısınz
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi