Biz, ‘Gel otur’la, ‘Geç otur’un farkını bilen bir milletiz.
Kelimeler önemlidir bizim için.
Güzel Türkçemiz’in gereğidir bu dikkat ve emsalsiz hassasiyet..
Onlardan mana çıkarırız.
Her kelimenin bir hikayesi ve sebebi vardır da ondan.
Millet olarak hareketlerimize olduğu gibi kelimelere de özel manalar yükleriz.
Bizi tarif eden vurgu budur.
Hani sözden söz çıkarmak deriz ya..
Cümlelerin yalnız manasına değil, söylenişindeki eda, vurgu ve mimikten de mana çıkarırız biz.
Türkçe nezaketidir bu..
Türkçe terbiye..
Şimdi..
Son zamanlarda..
Birkaç yıldan beri haber dilinde birkaç yanlışı tekrar edip duruyoruz.
Özellikle de bunu kurumlar ya da şahıslar adına açıklamalar yapanlar, mesajları kaydedenler yapıyor..
Bunlardan birisi ve belki de en önemlilerinden birisi ‘anlamlı etkinlik’
Herhangi bir teşekkülün yaptığı faaliyeti biraz özelleştirme, biraz da güzelleştirmek niyetiyle ‘anlamlı’ sözcüğü kullanılıyor.
Amma..
Bu kelimeyi kullanırken, o kurumun diğer faaliyetlerden bazısı veya çoğunluğunun da ‘anlamsız’ olduğu sonucu çıkıyor.
Dil mantığı bunu söylüyor..
Yani anlamlı etkinliğiniz varsa, anlamsızınız da vardır, demek bu.
Kelimenin başına ya ‘özel’ kelimesini ekleyeceksiniz, ya da kullanmayacaksınız.
Türkçemizi zayi etmeyeceksiniz..
Her haberinizin ya da mesajınızın genç nesillerin zihnine yerleşeceği ve bir yanlışın ‘galat’ şeklinde nesilden nesle geçme tehlikesinin olduğunu bileceksiniz.
Öyle serbest alan değil bu.
Kafamıza göre kelime ya da vurgu icat etmek yok..
Zira Türkçe bizim, zira Türkçe hepimizin.
Bir diğer yanlış ‘kınama’ sözcüğünün kullanımında yapılıyor.
Okurlarımız hatırlayacaktır bu hatırlatmayı yıllar önce de yapmıştık.
Kınamak, ‘Bir toplumsal kümede yaptırıma bağlanmış davranış ölçülerine aykırı düşen davranışlar karşısında kümece takınılan olumsuz yönde eleştirici ya da suçlayıcı tutum.’
Telin etmek, ya da lanetlemek ise tepki verilen olay ve müsebbiplerinin Allah’ın merhametinden uzak kalması niyazıdır.
Dikkat ediyorsunuzdur mutlaka..
Hainler bir güvenlik görevlimizi ya da bir masumu katlediyor, ya da toplumsal nefreti mucip bir olayı tezgahlıyorsa, tepkilerin çoğunda ‘kınama’ kelimesi kullanılıyor..
Bazen de toplumsal değerlere saldıranlara karşı duranlar ‘kınamak’ sözcüğünü sarf ediyor.
Net açılımı şu bunun: ‘Sen, ya da siz bunu yapıyorsunuz ama bir daha yapmayın’
‘Katliam yaptınız ama bir daha yapmayın lütfen’ gibi..
Böyle bir şey olabilir mi?
Terör kınanır mı?
Cinayet kınanır mı?
Katliam kınanır mı?
Elbette hayır..
Lanetlenir, telin edilir..
Neti bu.
Kınama kibarlığı, ya da kibarcılığı neyin nesidir?
Diplomat ağzıyla kınıyorum kelimesini kullanmak, aynı zamanda çekimserlik manasına da gelir.
Türk nettir, Türkçe nettir..
Hain, katil, saldırgan kınanmaz, lanetlenir.
O kadar.
Lüzumsuz kibarlık değerlerimizi ve hassasiyetimizi incitir.
Güzel Türkçemizi katleder.
Lütfen dikkat, lütfen hassasiyet, lütfen…