Gece vakti çok özeldir…
El eteğin çekildiği, güneşin dünyanın arkasına düştüğü anlar.
Çoğu beyin uykuda.
Ve radyoaktif enerjinin en aza indiği anlar…
Kısa dalganın çok rahat hüküm bulduğu dilimler…
Yani.. Özel, sana ait, beynini istediğin gibi kullanabileceğin, ruhuna istediğin oranda pozitif yükleme yapacağın saatler…
Öyle olduğu içindir ki…
İlahi tembihat var!
Ve bilge insan uyarıyor.
Ey oğul!
Sadece ilim yeterli olup hiç amel işlemeye ihtiyaç bırakmasaydı, Allahu Teâlâ'nın, gecenin üçte ikisi geçince: "Benden bir hacetinin görülmesini isteyen yok mu? Af dileyen yok mu? Tövbe eden yok mu?" çağrıları boş ve faydasız olurdu.
Resûlullah'ın (s.a.v) huzuruna sahâbeden bir topluluk Hz. Ömer'in (r.a) oğlu Abdullah'tan bahsettiler. Hz. Peygamber (s.a.v):
"O ne güzel bir adamdır; keşke geceleri kalkıp namaz kılsaydı" buyurmuşlardır.
Yine bir defasında sahabelerden birine:
Hadîs-i şerifte şöyle buyurulur: "Gecenin son üçte biri ' kalınca Allahu Teâlâ dünya semasına nüzul eder (iner) ve şöyle seslenir: 'Benden isteyen yok mu, istediğini vereyim. Benden affını isteyen yok mu, onu affedeyim. Bana tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim!" Bu çağrı, fecir doğana (tan yeri ağarana) kadar devam eder."
"Ey falan! Geceleri çok uyuma, zira çok uyku kıyamet günü insanı fakir bırakır, gider."
Ve devam ediyor..
"Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl" âyeti bir emirdir.
"Seher vakitlerinde onlar mağfiret dilerlerdi" âyeti bir şükürdür.
"(Bu nimetler) seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler (içindir)" âyeti de bir zikirdir.
Resülullah (s.a.v) bir hâdis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:
"Üç ses vardır ki Allahu Teâlâ onları sever: Horoz sesi, Kur'an okuyan kişinin sesi, seher vakitlerinde istiğfar edenlerin (bağışlanma dileyenlerin) sesi."
Süfyân es-Sevrî (rah) demiştir ki: "Allahu Teâlâ seher vakitlerinde esen bir rüzgâr yaratmıştır. Bu rüzgâr o vakitte yapılan zikir ve istiğfarları kendisine ulaştırır."
Yine bu zat demiştir ki: Gecenin ilk yarısı olduğu zaman Arş'ın altından bir melek: "Allah'a ibadet edecek olanlar kalksınlar!" diye seslenir; ibadet ehli kalkar ve Allah'ın (c.c) dilediği kadar ibadet ederler.
Gecenin yarısı olduğu zaman Arş'ın altından bir melek: "Geceyi ibadetle geçirecek olanlar kalksınlar!" diye seslenir; bu kimseler kalkıp seher vaktine kadar namaz kılarlar.
Seher vakti girdiğinde bir melek: "İstiğfar edenler, kalksınlar!" diye seslenir; istiğfar ehli olanlar kalkarak Allah'tan af ve mağfiret dilerler.
Fecir doğduğunda bir melek: "Gafiller kalksın!" diye seslenir; sabaha kadar uyuyanlar, kabirlerinden dirilip kalkan ölüler gibi yataklarından kalkarlar.
Nasihatin devamı şöyle:
Ey oğul!
Rivayet edildiğine göre Lokman Hekim (a.s) oğluna yaptığı öğütlerden birinde şöyle demiştir:
"Ey oğlum! Sen uyuyor iken seher vakti horoz kalkıp öterek senden daha akıllı (gayretli) olmasın!"
Şu şiiri söyleyen kimse ne kadar da güzel söylemiş:
Bir güvercin inledi gecenin karanlığında,
Orada bir dal üstünde; halbuki ben uyuyordum.
Yalan söylemişim! Kabe'ye yemin olsun ki, eğer ben gerçek bir âşık olsaydım,
Geçemezdi güvercinler beni ağlamakta.
Ben kendimi gönülden Allah'a bağlanan biri sanıyordum,
Rabbime yemin olsun ki, hayvanlar ağlarken ben ağlamıyordum.