Sokağı ya da bahçesi olmayan çocuklara üzülmemek elde mi? Onların, çocukluklarını tam olarak yaşayamadıklarına olan inancım, bazı çocukları görünce, daha da kuvvetleniyor, daha da pekişiyor; buna bağlı olarak üzüntüm iyice artıyor. Kendine ait bahçesi olsa bile, yine de üzülüyorum sokağı olmayan çocuklara... Zira çocuk, kendi bahçesinde çoğu zaman kendi başına oynar. Çoğunlukla paylaşamaz ya da paylaşmasına izin verilmez o güzelliği başka çocuklarla... Halbuki, güzelliklerin, dostlukların, paylaştıkça çoğaldığı söylenmez mi?
Ne var ki, paylaştıkça çoğalmanın... ve çoğaltmanın yüceliğini nicedir unutmuş görünüyor insanlar. Unutmasalar bile, hatırlamak istemiyorlar belki... İşin içinde paylaşmak var diye herhalde... Ruhlarımıza; paylaşmanın elimizdekileri azaltacağı korkusu öylesine sinmiş, öylesine derinlere kök salmış ki... Bu korkuyla, kimse kimseye fazla yaklaşamıyor, kimse kimseye selâm verip, samimiyet gösteremiyor. Paylaşmanın cesaretini gösteremeyen insanlar, huzuru kaybetmiş bir halde, savaşlar ve kavgalarla birbirlerini azaltmanın, böylece de, paylaşacak kişi sayısını en aza indirmenin kanlı mücadelesini veriyorlar.
Çocuk; minicik yüreğinde, farkında olmadan büyüyen güzellikleri arkadaşlarıyla paylaştıkça, çocuk olmanın hazzını daha çok yaşar, çocukluğundan tat ala ala büyür. Sokak ise; bu paylaşmanın en iyi yaşandığı yerdir. Çünkü, özgür olduğu, kendi başına karar verebildiği tek yerdir çocuk için sokak...
Ve özgür olduğunu hissettiği sokaklarda, “dur, sus” sözlerine muhatap olmadan, istediği gibi koşar, oynar, elini ayağını kanatır. Karışanı görüşeni olmaksızın çın çın öttürür sokağı sesiyle... Şenlendirir ortalığı...
Tabii bu anlattıklarımızın çoğu eskidendi sizin de bildiğiniz gibi ey okuyucular... Şimdi imkânı olanlar, sokağın yerine, etrafı surlarla, korumalarla çevrili kampüsleri koymuşlardır. Buna imkânı olmayanlar ise, evlerinin daracık odalarına, koridorlarına hapsolmuşlardır. Ara sıra, anne babayı zorlayarak gittikleri parklardan başka eğlenceleri kalmamıştır zavallıcıkların... Buralarda ise; rahat rahat oynayacağı, arkadaşım diyebileceği çocuklar yoktur tabii ki...
Bazen, geçmişte oturduğumuz o eski mahallelerin, ıssızlık bürümüş sokaklarından geçiyorum. Evlerinin çoğu yıkılmış, ayakta kalan birkaç evin de kimsenin oturmadığı intibaını verdiği buralara artık sokak denemez. Niye derseniz? Sokağa sokak olduğunu bildiren, ortalığı birbirine katan çocuk sesleri kalmamış da ondan. Herkes çekmiş bir tarafa gitmiş. Şairin (Atilla İlhan) dediği gibi;
“şenlik dağıldı ve bir acı yel kaldı bahçede yalnız
o mahur beste çalar Müjgan’la ben ağlaşırız.”
Görünce sokakları böylesine terkedilmiş ve böylesine sessiz... Çocuk seslerinden bu kadar yoksun... Hüzün, her zaman olduğu gibi, yeniden yâreledi sinemi ve ben içimi saran bu hissiyata tercüman olarak şiiri seçtim... Ne zaman geleceği belli olmayan mısra yangınından, ellerim yanarak sokaklar için bir şiir derledim kendimce... Okuyun ve siz de; yıllar öncesinde oynadığınız, ağladığınız, sevindiğiniz sokakları hatırlayın diye...
Bizim Sokaklarımızdı Bunlar
Akşamın karanlığı çökünce sokağın yüzüne / Anlardı çocuklar eve gitme zamanının geldiğini
Sonra kısalırdı ve yokolurdu gölgeler / Evlerinin yolunu tutan çocuklar gibi
Eriyen zamanı geri getirmek / Mümkün değildi ama / Sabah olunca çocuklar / Kaldıkları yerden / Devam ederlerdi oyunlarına
Sokağın değişik yüzüydü / Âşinâ olunmayanların sokağa uğrayışı / Bazen ise kavgalar doldururdu sokağın göğünü / Bir de kadınları bağırışı
Hele yazın / İnsanın sokaktan ayrılası gelmezdi / Ve tatlı bir esinti dokunduğunda sinelere / Sokaklar daha bir başka olur / Yürekleri muhabbetle çarpanlar / Eve gitmeyi bilmezdi.
Bizim sokaklarımızdı bunlar / Neşeyi kahkahayı içlerinde unuttuğumuz / Bizim sokaklarımızdı bunlar / Kaygısız ve uçarı
El ele tutuştuğumuz
Oyunlarımız orda kaldı / Saf çocukluk aşklarımız da / Ve / Salkım söğütlerle süslü bahçelerin yerini
Devasâ binalar aldı
Şimdi kim ağlar kaybolan sokak seslerine / Ve mâzinin derinliğinde kalan / insanoğlu insan nefeslerine
Ve kim ağlar / Akşam inince sokağa / Evlerde çizilen mutluluk resimlerine
Bizim sokaklarımızdı bunlar
............................................ (İ.B)