Erzurum’un başına tebelleş bir musibet var ki…
Yıllardır bir türlü çözüm bulunamadı…
Gerçi, sadece Erzurum değil…
Ülkemizin her tarafında yaygın hal almış…
Tefecilik!
Üç kuruş cebine para koyan…
Bir küçük de, korkutucu çevre edinen başlıyor bu onursuz işi yapmaya…
Nice ocaklar battı…
Tanınmış ne kadar ciddi esnafın ocağına incir ağacı dikildi bu yöntemle…
Bilmeyen yok!
Konu taa televizyon haberlerine kadar taşındı…
Ulusal medyada günlerce, aylarca tartışıldı…
Ama…
Bir türlü çözüm bulunamadı…
***
Zaten uygulanan yöntemin birine çözüm bulsanız, bir başka tarz geliştiriyorlar…
Şeytanla arkadaşlar ya…
Türlü türlü yeni usuller geliştiriyorlar…
Erzurum’da şimdilerde revaçta olan yöntemleri şu…
Araç satışı yoluyla tefecilik…
Şöyle yapıyorlar…
Düşkün adam para için tefeciye yöneliyor…
O’da namuslu tüccar pozlarına bürünüp, “ben para vermem araba satarım” diyor…
Nasıl?
Alırsın şu arabayı 50 bin tl’ye, bir ay sonraya bir senet veya çek verirsin…
Aynı arabayı tekrar bana peşin fiyatına satarsın sen de nakit elde etmiş olursun…
Peki peşin ne sayacaksın?
40 bin tl…
Yani…
Yanisi şu: bir aylık yüzde yirmi faiz…
Bir ay sonra ödemedin mi?
O vakit senedi yenilersin ve 65 bin TL’lik bir meblağ yazarsın…
Ne oldu?
İki aylık faiz etti mi sana yüzde 50…
Böyle böyle katlayarak gidiyor…
Ve sonuçta…
Elde avuçta ne varsa aldığı 40 bin lira karşılığında hepsini verip çıkıyor…
Tam ocak batırma yöntemi…
***
Vergisi yok, riski yok…
En kötü tarafı da şikayet etmek mümkün değil…
Böyle yığınla batan insan var…
Devletin ilgili kurumları elbet bu tipleri takip ediyordur…
Ama, bu nevi suçların şikayete bağlı olma durumu var…
İşte o noktada kimse yanaşıp adli makamların işini kolaylaştırmıyor…
Yahut, kolaylaştıramıyor…
Bu arada şunu da söyleyelim ki…
Uzun vadede tefecilikten para biriktirmişlerin abad olmaları da mümkün değil…
Bir tane bu yolla zengin olmuş, huzur bulmuş adam gösteremezsiniz……
Bırakın tefeciliği, bankalarla faizli alışverişe girenler bile çok defa batıyorlar…
Bunların da yığınla örneği var…
Bir küçük iş için krediye bulaşıp, senelerce helalinden yaptığı birikimi saman alevi misali bir çırpıda yakıp yok edenler gözümüzün önündeler…
Bakın organize sanayiye, yahut tüccar kesimine hemen ardı ardına isimler aklınıza gelecektir…
Hakikat bu olsa da…
İnsanlar bir türlü uyanmıyorlar…
Şeytan bir şekilde aldatıyor…
Hem tefeciyi hem de ona yönelen zavallıyı…
***
Bununla ilgili olarak diyanete düşen hayati bir görev var…
Hiç olmazsa, ayda bir hutbelerin bir tarafına bu tefecilik işini sokuşturup da, cemaati ayıktırsalar fena olmaz…
Bunu yaparken de, günahtır vebaldir gibi değil…
Sonuçlarının yaşarken de kendilerine yansıyacağını…
Bir şekilde bütün kazanımlarının kaybına sebep olunacağını…
Kendilerinden çıkmasa da evlatlarından çıkacağını çok anlaşılır bir biçimde anlatsalar…
Bu tür pis işlere yönelenlerin hepsinde olmasa bile bir kısmında etki gösterir diye düşünüyoruz…
Aksi halde…
Bu iğrençlik bütün bir toplumu ifsad etmeye, karıştırıp toplumsal barışı bozmaya devam edecek!