MENÜ
Erzurum 17°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
On dört Asır Önce İnsanlık İçin Atılan Temeller : Veda Hutbesi
Zülküf Usanmaz
YAZARLAR
3 Ocak 2011 Pazartesi

On dört Asır Önce İnsanlık İçin Atılan Temeller : Veda Hutbesi

Lisede okuduğum 1970’li yıllarda veda hutbesini bir kez okumuştum. Ta o günlerde dikkatimi çeken fevkalade hususlar olmuştu. Her şeyden evvel bu hitabet, evrensel insan hakları için bir beyyameydi. Zaten yer yer “ Ey İnsanlar..! “ ve yer yer “ Ey müminler…” şeklinde çağrılar var. Buna sadece İslam âlemi değil, bütün insanlık sahip çıkmalıydı. Fakat İslam âlemi kendisine baş tacı yapmadığı gibi İnsanlık âlemi de en az 500 yıl sonra ancak fark edebilmiştir. Günümüze kadar bile kendisine gereken önemin verilmediğine inanıyorum.
 Bilindiği üzere bu hutbe, Peygamberimiz Medine’den gelip hac ziyaretini yerine getirmek için Mekke’de olan hacılara yönelik olarak bütün insanlığa zamanın ve mekânın ötesinde yaptığı son tavsiyeleridir.
Metin önümde, başlangıç kısmı Müslümanlara hitaptır;
       “Ey müminler! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise ve bu şehriniz (Mekke )nasıl mübarek bir şehir ise, Canlarınız, mallarınız ve namuslarınız da öyle mukaddestir. Her türlü tecavüzden korunmuştur. “
    Bundan 14 asır evvel İslam peygamberi tarafından açıklanan yasak, bu gün dünyanın doğusunda , batısında, ,kuzeyinde, güneyinde yer alan her ırk ve her dinden olan uluslar, kendi kanunlarına ve Anayasalarına ayni yasakları koyuyor: Can, mal ve ırz mukaddestir, dokunulamaz diye ..
Ama İslam Din’i, bunu on dört asır önce yapmıştı. Deme ki dinimiz, eskimez bir çağdaşlık cazibesine sahip..
                              BEŞERİYETİN TAMAMINA ÇAĞRI
     Hutbede bu kez insanlık âlemine sesleniş var”Ey insanlar! “diye başlıyor:
 “...Ne zülüm ediniz, ne de zülme uğrayınız ..! “
   Bu gün yer yüzünde dünyanın her alanda dengesini bozan asil mikrop, zülümdür zülüm ..! Neredeyse bütün kötülüklerin başıdır zülüm.. Adaletin,hak hukukun kayıp olduğu yerde ortaya çıkan sıkıcı ve ezici haksızlıktır zülüm .!
Aile içi çatışmalardan başlayın, mahalledeki kavgalara kadar, bölgesel çatışmalaralardan büyük savaşlara kadar hepsinin ama hepsinin temelinde haksızlık yatar, Kuvvetlinin zayıfı ezmeye kalkışması yatar, yani zülüm yatar. Yaklaşık 700 bin Iraklının kanını akıtan Irak savaşını, Afganistan savaşını buna örnek verelim isterseniz.. ABD kuvvetli olmasaydı, teknolojik gücüne güvenmemiş olsaydı ta kıtalar ötesinden gelir, Irak’a girer miydi? Saddam’ın yaptığı zulümden daha beter zülüm yapar mıydı? Veya aç, fakir Afganistan’a müdahale eder miydi?
            Toplumsal yaşamı çağlar boyu etkilemiş bir husus daha...Kan davaları...Bakın İnsanlık alemine rahmet olarak gönderilen Allah’ın elçisi,bu konudaki mesajı ne kadar anlamlı ..”Cahilliye devrinde güdülen kan davaları ,tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası ,Abdulmutalib’in torunu (Amcazadem ) Rabia’nın kan davasıdır ..”
     Ardından bütün insanlığa sesleniş var: İnsanlık âlemini çok uğraştıran ve günümüze kadar tartışması devam eden başka bir konu,”Ey insanlar! Kadın haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'’n emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'’n emri ile helal kıldınız....Sizin kadınlar, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır...”
     Yeryüzünde yine insanlık için başka bir baş belası ırkçılık.. Uyarı önce müminlere;
 “Ey müminler sözümü iyi dinleyiniz ve belleyiniz! Müslüman Müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştir. Bir Müslüman’a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz”
 İşin daha evrensel boyutu bütün insanlığa uyarı;
   “Ey insanlar Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Hepiniz Âdem’in çocuklarısınız, Âdem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arabın üzerinde üstünlüğü olmadığı gibi, kırmızı tenlinin siyah tenliye, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah’tan korkmaktadır ..”
    Hukukta çok önem arz eden bir boyut..Yine çağlar üstü yüce mesajın devamı ;
“Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz, baba oğlunun suçu üzerine, oğul da babasının suçu üzerine suçlanamaz ..”diye.
     Nihayet beşeriyetin refahı ve huzuru için hutbenin son kısmındaki yüce talimatlar;
“Dikkat ediniz ve şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız..Allah’a hiçbir şey ortak koşmayınız ..! Allah’ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı haksız yere öldürmeyeceksiniz ..! Zina etmeyeceksiniz ..! Hırsızlık yapmayacaksınız .“
   Müminlere son tavsiye;
“Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah’ın Kitabı Kur’an-ı Kerim ve peygamberinin (A.S.M ) sünnetidir. “
 Görüldüğü üzere insanlık hayatı için temel esas teşkil eden bu mesajlar, çağların ve asırların ötesinden geliyor. Her biri bir yazı başlığı değil, bir kitap olacak nitelikte toplumsal hayat için önem taşıyan konular... Veda hutbesinde peygamberin dikkat çektiği hususlar, 21.yüz yılda bile, insanlığın hala baş belası hususlardır. Dünya 19. Yüz yılda bu mesajların birçoğunu anladı ve “İnsan Hakları Beyyanamesi “ ve “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi “ tarzında beyannameler yayınladı. Bütün dünya devletleri de Birleşmiş Milletler nezdinde bu ilkeleri kabul ettiler. Ama bu da sadece lafta kaldı. Çünkü hiçbir ülke, bu yüce değerleri kendi ülkesinde tam olarak uygulayamamıştır.
 
 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi