MENÜ
Erzurum 13°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Dayılığın Kabası
Ahmet Göksan
YAZARLAR
6 Nisan 2012 Cuma

Dayılığın Kabası

“Bilinmelidir ki Rum halkına karşı gösterilecek müsamaha, onları susturacak değil aksine olarak Hükümetin bir aczi olarak daha da şımartacaktır. Bahusus  biz Türk halkını=Kıbrıs Türklüğünü=onların ayakları altında çiğnetmek; iki halkı birbirinin boğazına saldırtmak demek olacak ki bunun da vebali ve günahı buna sebep olanların boynunda ebediyen asılı olarak kalacaktır. ” 1956
  
        Dr. Fazıl KÜÇÜK
 
            Mendil büyüklüğündeki ülkenin önde gidenleri, 01 Temmuz yaklaşırken gerdeğe girecek damatlar gibi ortalık yerlerde dolaşıyorlar. Bir yandan dayılığın kabasını yaparlarken diğer yandan bir anlamda rezil olmamaya çalışıyorlar. Adı geçen ülkenin tanımadığı  Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden elektrik akımı alıyor.Bu durumdan egemenliklerinin zedeleneceği düşüncesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden aldıkları elektrik akımını en kısa sürede sonlandırmak için siyasi karar aldılar.
            Alithia gazetesinde yer alan bir haberde, Rum yönetiminin AB dönem başkanlığı sırasında, “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliği” dışında bulunan enerji kaynaklarından tamamıyla bağımsızlaştırılmasına ilişkin karar aldıkları yazılıyor. Bu nedenle Leymosun yakınlarında yüzer bir santral kurma çalışmalarına da başladılar. Bu bakış ve yaklaşımda olanlar, gerçek yüzlerini bir kez daha göstermiş oluyorlar.
            Konuşulmadık hiçbir konusu kalmamış olan Kıbrıs uyuşmazlığı, doğrudan ilgisiz ülkelerin yaptıkları müdahaleler sonrasında soruna dönüşmüş bulunuyor. Sonunda beklenen oldu ve görüşmelere şimdilik nokta kondu. Bu güne değin sürdürülen görüşmelerin eşitsizler arasında yapıldığını sıklıkla sizlerle paylaşmış bulunuyoruz. Bir yanda kendini hükümet olarak kabul ettiren BM ve AB üyesi olanlar diğer yanda her türlü ambargolar altında ezilen ve dışlanan Kıbrıs Türkleri bulunuyor. Uluslararası toplum bu gerçeği hiçbir zaman görmedi veya görmek istemedi.
            Eşitsizler arasında yürütülen ve bir anlamda uluslararası komediye dönüşen görüşmelerin daha fazla sürdürülmemesi gerekiyordu. Danaların kuyruklarının da kopması sonrasında görüşmelere ara verildi. Mendil büyüklüğündeki ülkenin hükümet sözcüsü Stefanos Stefanu; “Müzakerelerin devam etmesine hazırız” diye açıklama yapıyor. Tanınmış devlet olmanın bütün olanaklarını kullananların doğal olarak kaybedecekleri hiç bir şey yoktur. Masada oturarak Kıbrıs Türklerini teslim alacakları günün yaklaşmasını bekliyorlar. Bazı kurum ve kuruluşların da çözüm adına benzer yaklaşımı göstermelerini anlamakta zorlandığımızı kaydetmek istiyoruz.
            Bizler de Adada barış ve huzurun sürekli olarak yaşanmasından yanayız. Bu hususu bir kez daha kaydetmek istiyoruz. Barış ve huzurun  belirli kurallarının olduğunun da bilincindeyiz. Uluslararası toplum ve bazı ülkelerin baskısı ile görüşmelere başlanacaksa gereğinin de yapılması kaçınılmazdır.
Eşitsizler arasında yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığına göre yapılması gereken Rusya’nın muhalefetinin kırılmasıdır. 541 ve 550 sayılı BM kararlarının yeniden görüşülebilmesi için çalışmaların yapılması gerekiyor.
            Yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre mendil büyüklüğündeki ülkeyi yönetenlerin çalışmaları başarısız olarak değerlendiriliyor. Özellikle sürdürülen görüşmelerden herhangi bir beklentiye girilmediğine de vurgu yapılıyor.
Diğer yandan Reader’s Digest dergisinin 15 ülkede yaklaşık 27 bin 500 kişinin katılımıyla yapılan araştırma sonuçları ilginç bulguları içermektedir. Avrupa’daki kurumlara olan güvenin ölçüldüğü ve 12 yıldır düzenli olarak yapılan araştırma sonuçlarına göre AB ve Euro’ya olan güvende düşüş yaşanıyor. AB’nin adının “Avrupa Birleşik Devletleri” olarak değiştirilmesi düşüncesinin de destek görmediği kaydediliyor.
            Kendisi de artık sorunları çözen değil sorun olmaya başlayan AB’nin yapmakta olduğu dayılığın kabasına dur demek gerekiyor mu ne…
            Samsun’un güzel ilçelerinden birisi olan Bafra’da geçtiğimiz günlerde uluslararası bir etkinliği yaşamış bulunuyoruz. Siyasetçilerin uzun uğraşlarla yapmaya çalıştıkları birleştirme ve tanıtma çabalarında yeterli olamadıkları biliniyor. Buna karşın şairlerle yazarların bu işleri çok kısa sürede yaptıklarına tanık olmuş bulunuyoruz. 1. Kıbatek Bafra Uluslararası Şiir Şölenine Kazakistan -Bulgaristan-Almanya- Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden şairler katıldı.
            Bafra Musiki Cemiyeti’nin ateşlediği fitil, kaymakamlık ve Belediye’den de destek bularak üç gün boyunca yandı. Bu olağanüstü ilgi ve çabanın sürmesi ile şölenin kalıcı olacağını söylemek istiyoruz. Bu konuda yakılan ışığın Bafra halkının da katılımı ile akıp gidecek olan her yılda daha da güzelleşerek devam etmesini istiyoruz.
            Bafra’da konukseverliğin üst düzeyde yaşandığı üç gün süresince emeği geçenleri yürekten kutlamak istiyoruz. İyi ki güzel yurdumuzda güzel insanların nesli tükenmedi.
 
            SEVGİ ile kalınız…
 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi