“Önde oturma güneş doğunca duzsuz helva gibi dağılırsın” dedi şoför. Evet, mezeli bir şoföre denk gelmiştim yolculuk iyi geçecekti belli.
Siz otobüsle seyahat ederken kaç numarayı tercih edersiniz? Valla ben eğer varsa 3 numara yoksa 7 numarayı tercih ederim, yol uzunsa 7 numara yol kısa ise 3 numara daha iyi, çünkü böylece hem kaptanın gece ışıl ışıl yanan kokpitini görebiliyorum hem önümü görebiliyorum hemde muavin ile şoförün gece herkes uyuduktan sonra çay ikramı işliğinde sohbetlerine hem katılıp hem kulak misafiri olabiliyorum.
Ankara seyahatlerimin birinde böyle mezeli bir şoför ile yolculuğa başladım, yolculuk gayet iyi geçti ve sabaha karşı Ankara’ya yaklaşırken yarı uyanık yarı uykulu şoförün elini direksiyona vurup “zulum bu zulumdu” dediğini duydum. Şoförün elleri boşalmış bir et yığını gibi yanına düşmüştü.
Merakıma mucip oldu Şoföre; “Niye böyle söyledin?” dedim.
Şoför;”Erzurum’dan burası 8 saat Ankara çevre yolu 2 saat bluz ulum değil de nedir?” dedi. Gerçektende Erzurum’dan Ankara yolu kadar’da Ankara’nın etrafını dolaşıyoruz.(O zaman öyleydi şimdi nasıl bilemem)
8 ay karın altında kaldıktan sonra havalar ısınıyor, tam çoluk çocuk biraz piknik yapalım, biraz çevreyi gezelim diyoruz. Diyoruz ama ne mümkün gezmek piknik yapmak. Hemen batıya göç etmiş eş dost akraba amansız bir şekilde basıyor. Sanki onları bekliyoruz. Yahu Siz değil misiniz, bu şehirden kaçmak için yarış yapan. Siz değil misiniz buradan kaçar gibi gittikten sonra “keşke on yıl önce kaçsaydım” diyen. Niye her yıl, her yıl gelip bizim düzenimizi bozuyorsunuz? Biz olur olmaz zamanda gelip Sizin düzeninizi bozuyor muyuz?
Biz memleketimizi seviyoruz, kışını da yazını da sevip memleketimizden çıkmıyoruz. Peki, Siz niye “on yıl önce kaçsaydım” dedikten sonra gelip yağınızı, fasulyenizi, patatesinizi, soğanınızı buradan götürüyorsunuz. Niye oğlunuza kız bulmak için buraya geliyorsunuz? Kardeşim niye Bizim düzenimizi bozuyorsunuz gidin otelde yatın.
İş bununla bitiyor mu sanıyorsunuz? Yaz geldi ya düğünlerin ardı arkası kesilmez, bir gün akşam şöyle bahçede bir semaver yakayım diyorsunuz ne mümkün hanım “Falanın düğününe davetliyiz” demiyor mu?
Biliyorsunuz bizim düğünler öyle batıdaki gibi olmaz ağır olur, her iki tarafı da çökertir. Orası bizi ilgilendirmez biz eğlenmemize bakalım diyorsunuz Allah hayırlı etsin düğünlere bir şey dediğimiz yok. Yok, ama iş düğüne gitmekle bitmiyor ki; kültürümüze ananemize ters bir sürü saçma sapan icat sizi çileden çıkarmakla kalmıyor, düğün sahibinin önüne gelene davetiye vermesi de cabası oluyor, çünkü o eski sıcak akraba ve dostlardan oluşan düğün meclisi oluşturmak değil adamın niyeti. Adamanı niyeti düğünü bahane edip ticaret yapmak yani takı toplamak onun için önüne gelene davetiye dağıtıyor. Birisiyle yolda selamlaşmaya görün hemen elinize bir davetiye sıkıştırıyor, yahu seni ben tanımıyorum sadece nezaketen merhaba dedim. Dinlet dinletebilirsen.
Siz bu eğreti düğünlerde eğleniyor musunuz gerçekten.
Yazlıkçılar gelmeye başladı. Hele düğünler… Aklıma mezeli şoförün dediği laf gelmesin mi?
“Zulum bu zulumdu”
Sayfa başına git