MENÜ
Erzurum 15°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kara Bayram
Davut Sarı
YAZARLAR
4 Eylül 2011 Pazar

Kara Bayram

BAYRAMIN birinci günü… İlk gelen ziyaretçilerimiz, kendisine refakat eden üç-beş kişilik cemaati ile Cami İmamımız oldu; bir iki saat önce bize kürsüden vaaz veren, Bayram Namazı’nı kıldıran, minberden Bayram Hutbesi’ni okuyan ve duamızı yaptıran…
Allah’tan ki…
Kapı komşumuzdu.
Yaklaşık 9 ay önce rahmetli olan babam, onun daimi cemaati arasındaydı.
Akranı değildi ama arkadaşıydı.
Yoksa… Muhtemelen kendisini ziyadesiyle rahatsız eden şu an içinde bulunduğu “çelişkili durum”u, ele güne olmasa da, kendi kendisine başka nasıl bir izah edilebilirdi ki…
Çünkü… 
“Kara Bayram”, “Yas Bayramı”, “İlk Bayram” ziyaretlerinin biat olduğunu en iyi kendisi biliyor; üstelik hemen her bayram cemaatine de telkin ediyordu.
Ama, “adet” gereği…
O şimdi, anasından babasından önce “İlk Bayram” ziyareti için en yakınındaki “Yas Evi”ne koşmuştu.
* * *
BİZ de öyle yaptık.
Sağ olsunlar, yoğun “İlk Bayram” ziyaretçilerimizin verdiği aralarda yakaladığımız fırsatları sadece diğer “Yas Evleri” için kullanabildik.
Bırakınız eşi dostu, büyüklerimize dahi gidemedik.
* * *
İŞTE bu “Yas Evi” ziyaretlerimizin birisinde, benim gibi birkaç ay önce babasını kaybetmiş arkadaşıma sordum:
“-Nasıl geçti, İlk Bayram’ınız?”
“Ta Arife’den başladık yeniden o günleri yaşamaya”, diye başladı söze… “Her bayram öncesinde gittiğim tatlıcımız dahi, ‘İlk Bayramınız diye size baklava ayırmadım, nasıl olsa sadece bir fincan şekersiz kahve ile bir bardak sudan başka bir şey ikram etmeyeceksiniz’, dedi”
Sonra devamla…
“-Namaz’dan sonra evdeki ilk saatlerimiz çok zor geçti. İlk defa babamızın elini öpememiştik. Ama, sağ olsunlar, erken gelen ziyaretçiler çabuk dağıttılar efkarımızı, daha fazla mahzun olmamıza aman vermediler.”
Ve çekinerek ilave etti:
“-İlk Bayram ziyaretçilerinin kimi Fatiha okuyarak, kimi Rahmetliyi anarak, kimisi de nasıl öldüğünü anlatarak, bizi yeniden ta babamın öldüğü ilk güne götürdü. Öyle ki, bir ara ağladım bile...Kimileri ise hiç hissettirmediler.”
Pişmandı, hatta mahcuptu; baklava börek yaptırıp gelenlere ikram edip, bu ziyaretleri sıradanlaştırmadığına… Hemfikir olduğum son sözlerinden anladım bunu…
“-İlk Bayram ziyaretleri, memleketimizin çok güzel adetlerinden biri. Kesinlikle yapılmalı… Ama yas havasında değil! Sıradan olmalı, her bayramda olduğu gibi…”
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Serap Durmazpinar
 12 Eylül 2011 Pazartesi 00:16
Yas bayrami siradan olmaz ne kadar istesekte. Ayni aciyi yasariz hep. Bayram ve aci kelimeleri hiç yakismasa da yanyana gelin gorun ki adettendir iste… Babamsiz ilk bayram denebilir ancak babamin ilk bayrami demek bana gore anlamsiz. Zira oluler bayram edemezler kabirlerinde. Dini bayramlarda yaptigimiz kabir ziyaretlerimizde o aci yeniden derinden yasanir huzun verir bizlere. Allah rahmet etsin tum kaybettiklerimize. Hepsini rahmet, saygi ve sevgiyle aniyorum. Mekânlari Cennet olsun insallah… (Bayrama gerek kalmadi, huzunlendim ben yine) Tesekkurlerimle… Serap Durmazpinar Kuruhasanoglu / France
 Nimet Özay
 4 Eylül 2011 Pazar 17:10
Bu yas bayramı geleneği, islamın bayram tarifiyle gerçekten uyuşmuyor. Yaslı ailenin ahirete uğurlanının unutması mümkün değil elbette. ancak bayramın taşıdığı neşve kısmende olsa acıların da hafiflemesini amaçlıyor. Bu geleneğin kaldırılması kaçınılmaz. Bayramın ilk günü, bayram öncesi büyük acılar yaşıyan ailelerde yeniden yas yaşatıyor, göz yaşı akıtıyor. Bu konuda toplumsal bir duyarlılıa ihtiyaç var. Yazınız bu bakımdan çök önemli. Kutluyoruz.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi