BAYRAMIN birinci günü… İlk gelen ziyaretçilerimiz, kendisine refakat eden üç-beş kişilik cemaati ile Cami İmamımız oldu; bir iki saat önce bize kürsüden vaaz veren, Bayram Namazı’nı kıldıran, minberden Bayram Hutbesi’ni okuyan ve duamızı yaptıran…
Allah’tan ki…
Kapı komşumuzdu.
Yaklaşık 9 ay önce rahmetli olan babam, onun daimi cemaati arasındaydı.
Akranı değildi ama arkadaşıydı.
Yoksa… Muhtemelen kendisini ziyadesiyle rahatsız eden şu an içinde bulunduğu “çelişkili durum”u, ele güne olmasa da, kendi kendisine başka nasıl bir izah edilebilirdi ki…
Çünkü…
“Kara Bayram”, “Yas Bayramı”, “İlk Bayram” ziyaretlerinin biat olduğunu en iyi kendisi biliyor; üstelik hemen her bayram cemaatine de telkin ediyordu.
Ama, “adet” gereği…
O şimdi, anasından babasından önce “İlk Bayram” ziyareti için en yakınındaki “Yas Evi”ne koşmuştu.
* * *
BİZ de öyle yaptık.
Sağ olsunlar, yoğun “İlk Bayram” ziyaretçilerimizin verdiği aralarda yakaladığımız fırsatları sadece diğer “Yas Evleri” için kullanabildik.
Bırakınız eşi dostu, büyüklerimize dahi gidemedik.
* * *
İŞTE bu “Yas Evi” ziyaretlerimizin birisinde, benim gibi birkaç ay önce babasını kaybetmiş arkadaşıma sordum:
“-Nasıl geçti, İlk Bayram’ınız?”
“Ta Arife’den başladık yeniden o günleri yaşamaya”, diye başladı söze… “Her bayram öncesinde gittiğim tatlıcımız dahi, ‘İlk Bayramınız diye size baklava ayırmadım, nasıl olsa sadece bir fincan şekersiz kahve ile bir bardak sudan başka bir şey ikram etmeyeceksiniz’, dedi”
Sonra devamla…
“-Namaz’dan sonra evdeki ilk saatlerimiz çok zor geçti. İlk defa babamızın elini öpememiştik. Ama, sağ olsunlar, erken gelen ziyaretçiler çabuk dağıttılar efkarımızı, daha fazla mahzun olmamıza aman vermediler.”
Ve çekinerek ilave etti:
“-İlk Bayram ziyaretçilerinin kimi Fatiha okuyarak, kimi Rahmetliyi anarak, kimisi de nasıl öldüğünü anlatarak, bizi yeniden ta babamın öldüğü ilk güne götürdü. Öyle ki, bir ara ağladım bile...Kimileri ise hiç hissettirmediler.”
Pişmandı, hatta mahcuptu; baklava börek yaptırıp gelenlere ikram edip, bu ziyaretleri sıradanlaştırmadığına… Hemfikir olduğum son sözlerinden anladım bunu…
“-İlk Bayram ziyaretleri, memleketimizin çok güzel adetlerinden biri. Kesinlikle yapılmalı… Ama yas havasında değil! Sıradan olmalı, her bayramda olduğu gibi…”