“1963 saldırıları körü körüne plansız yapılmış ve mesuliyetsiz kimselerin tertibi değil bilakis Hükümet içinde yıllardır ENOSİS bayrağını dikmek isteyen kimselerin titizlikle tatbik sahasına koydukları saldırılardır” 1969 Dr. Fazıl KÜÇÜK
Dünyamızda her gün yeni olaylar ve savaşlar yaşanırken BMGK’nin aynı kanıda olmadığını peşinen kaydetmek istiyoruz. Alınan bu kararın Kıbrıs’la bir bağlantısı bulunmamaktadır. Ukrayna ile Rusya arasında 100 günü aşkın süredir yaşanan kırımların savaş sonucu değil yaşanmakta olan anlaşmazlıktan kaynaklandığı kararına vardı. Anlaşmazlığın sürgit etmesi durumunda adı geçen kurum dünyada gıda sıkıntısına neden olacağı uyarısını da yapmaktan geri durmuyor. Estonya Başbakanı Kaja Kallas’ın İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile görüşmesinden sonra “Uzun bir savaşa hazır olalım” söyleminin ne anlama geldiğinin sorgulanması ve yaşananların savaş mı yoksa anlaşmazlık mı olduğunun yeniden düzeltilmeye muhtaç olduğunun bilinmesi gerekiyor.
Buna koşut AB ülkeleri ile Amerika’nın Ukrayna’ya otomatiğe bağlanmış gibi silah gönderiyor olmaları da açıklamaya muhtaç bir durum olarak karşımızda duruyor. İlginç olan ise savaş veya anlaşmazlık yaşıyor olmalarına karşın enflasyon yaşamadıklarıdır. Bu noktada BMGK’in açıklamasını doğru mu kabul edeceğiz diye düşünmeden de edemiyoruz. Rusya uluslararası alanda yapmakta olduğu ticareti Amerikan dolarının yerine kendi para birimi olan Ruble ile yapmaya başlamıştır.
Savaş veya anlaşmazlık sona erdiğinde kazananın yalnızca silah üreticisi ülkelerin olacağı biliniyor. Ölenlerin geri getirilemeyeceği bilindiğine göre inatçı keçi olmanın hiçbir ülkeye katkısı ve yararı olamayacaktır.
İ-kinci Paylaşım Savaşı sonrasında yaşanmış olan Soğuk Savaş yöntemleri adeta hortlatılıyor. Amerikan Dışişleri Bakanı Antony Blinken ortada yumurta ve fol yokken ülkesinin bu yönlü bir çabasının olmadığını söylüyor. Yaşananların uluslararası ilişkilerdeki yansıması olarak gördüğünü de ekliyor. Ayranın genel içerisinde ekşi yoğurttan yapıldığının biliniyor olmasına karşın satıcıların bunu hiçbir zaman dillendirmedikleri biliniyor.
Adı geçen kişinin ülkesi ile Çin arasındaki ilişkilerini değerlendirirken “bu ülke ile ekonomik, teknolojik ve askeri alanlarda yoğun bir rekabetin sürdürül-mesi gerektiğini belirtiyor. Diğer yandan bunun İ-kinci bir Soğuk Savaş anlamına gelmediğini söylerken ne anlama geldiği konusuna da değinmemeyi yeğliyordu. Böyle bir ortamda Yunanistan Başbakanı Mitçotakis Amerikan Temsilciler Meclisinde konuşturulduktan sonra kendisinin kim olduğunu anlamlandırmak istercesine ortalıklarda dolaşırken BM Genel Yazmanına gönderdiği mektupta Türkiye’nin Ege adaları ile ilgili savlarını kabul etmeyeceğini içeren bir mektup gönderiyor. Bununla yetinmeyerek silahsız olması gereken adaların nerede ise tamamını neden silahlandırdıkları konusuna değinmiyor.
Türkiye haklı olarak silahlandırılan adaların egemenliğinin sorgulanabile-ceğini savunuyor. Buna karşın Yunanistan bu önerinin tam tersini savunuyor. Savunmasını “temelsiz bir ön kabulle sorgulamaya yönelik her hangi bir girişim, uluslararası hukukun sınırların istikrarına ilişkin temel ilkesine aykırıdır” diye duyuruyor.
Barış içinde yaşamak dururken Bay Guterres’in Soğuk Savaşı çağrıştıran bu öneriyi ıslık çalar gibi dinleyerek duymazdan gelme hakkının olmadığının bilmesi gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…