Üç muhteşem eser..
Bir büyük proje..
Üstelik Erzurum kaydında bir ilkin mimarı..
‘Dilin Dramatiği’, ‘Sanatta Dirijizm’, Türk Tiyatrosunda İstanbul’un yazarı GSF Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bünyamin Aydemir’den bahsediyoruz.
Bizde kurumsal düzeyde 7/24 diye ifade edilen, mesai tanımayan yaşam üslubuna sahip bir bilim ve sanat adamı.
Aynı zamanda üstad bir gazeteci.
Sanatın nabzını tutan, ritmini Erzurum’dan ülkeye yayan, ahengini Doğu’dan tayin eden, ambiyansını ülkeye taşıyan bir sanatçı, bilim adamı, düşünür ve gazeteci.
Erzurumlu olması ayrı ve özel bir gurur vesilesi.
‘Kumaşı dadaş, meşrebi adem, fıtratı Abdullah’ olanlardan.
Daima mütebessim olan bir çehre, mütemadiyen tefekküre dalmış bir dimağ, yaratılanı yaratandan ötürü seven bir yürek sahibi..
Yüzü güzel, sözü güzel, özü güzel bir mütefekkir..
Edepli, iffetli ve ilkeli bir sanat adamı.
O’nu Rodin’in dünya kaidesine oturttuğu ‘Düşünen Adam’ıyla özdeşleştirmek mümkün.
Ve tabi ki eser bilimini önceleyen, akademik titri değil, sanatın rikkat ve ismetini muhafazaya yoğunlaşmış bir erbabı kalem..
O’na ve Onun meşrebinde olanlara muhtacız aslında…
**
Erzurum kaydında bir ilkin mimarı diye tarif ettik Bünyamin Hoca’yı..
Niye?
Bu şehrin sanatın hemen her alanında bir temsilcisi, ülke sathında kabul ve itibar görmüş sanatkar, edip ve düşünürleri var.
Ancak..
Opera sahasında yok..
Üstelik ülke sosyoekonomik gündemini opera ile anlatan, gündeme taşıyan, bir başka ifade ile zamanın nabzını tutan bir sanatçımız, yazarımız olmamıştı.
Opera, genellikle konusunu tarihten, mitolojiden, efsanelerden veya güncel olaylardan alan, sözlerinin tümü veya birçoğu müzikle bestelenmiş, içinde güzel sanatların tümünü barındırabilen teatral formda bir sahne eseri.
Kabul gören tarif bu.
Ağrı Dağı Efsanesi, Köroğlu, Yusuf İle Züleyha, Troya bizim müelliflerimizce kaleme alınmış, bestelenmiş opera eserlerinden.
Efsane vurgusu önemli.
Ne ki, Türk Milletini tasvir ve takdim eden, mitlerini, efsanelerini aktaran ve belki hepsinden önemlisi günceli kaydedecek bir eser yok.
Mesela Milli İrade Operamız..
Bünyamin Aydemir Hoca işte bu eksiği gideriyor.
Millet İradesini yazı ve notalarla tarif ediyor.
Konu 15 Temmuz..
Vurgu bir milletin yeniden dirilişi..
Ve Erzurum’dan bir ilk..
Ve Türkiye’de bir ilk..
Özgün ve Ünik.
15 Temmuz Operası Devlet opera ve Tiyatroları Genel Müdürlüğünde yayımlanacak eserler arasında yer alıyor.
Öncelikle sahnelenmesi gereken eser, nedense birkaç yıldır beklemede..
Ve tabi..
Dadaş ve Opera..
Yan yana telaffuz etmediğimiz iki konum ve durum..
Aydemir dadaş sanat aklı ve yaklaşımına da bir yenilik getiriyor.
Alkışlıyoruz..
Eserin sahneleneceği günü bekliyoruz.
--
Dilin Dramatiği, Sanatta Dirijizm, Türk Tiyatrosunda İstanbul gibi çok değerli eserleri bir başka yazıda ele alacağız.
Şimdilik 15 Temmuz Operası..
Milli Dirilişin opera ile ifadesi..
Ve bir dadaşa ait ilk..
Gururlanıyoruz.
**
‘Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim,
İnan ki her ne demişsem görüp de söylemişim.
Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek:
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.’ diyor ya yegane üstadım Mehmet Akifimiz.
Bizim de söylediklerimiz gördüklerimiz..
Gördük de söyledik.
İnşallah eksik söylemedik.
**
Diyor ya Hayali, diyor ya:
‘Cihânârâ cihân içredir ârâyı bilmezler
Ol mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler..’
İçimizdeki, aramızdaki, yanımızdaki ‘güneşte zerre görenlere’, deryaları bilenlere ve aşinalık kılanlara selam olsun..
Gerisine de uğurlar..