Üç Kümbetleri yazınca çok sayıda tebrik ve teşekkür için arayan oldu…
Erzurum’un tarihi değerlerini ön plana çıkarmanın lüzumuna işaretle ve bunları sürekli gündemde tutmamız gerektiğine dair beklenti ve dilekler eşliğinde…
Sevindik; bu denli duyarsızlık içinde, azımsanmayacak sayıda Erzurum’a ve tarihine karşı hassasiyet besleyenin varlığından ötürü keyif alıp, mutlu olduk…
Öyle ise…
Okurlarımızın talebi de bizim başımızın üstündedir deyip bitirinceye kadar tarihi eserlerimizi yazmaya karar verdik…
Şimdi bir başka kümbeti ele alıyoruz.
Mehdi Abbas Kümbetini.
Üç kümbetlere en yakın tarihi eser niteliğindedir burası.
Emir Şeyh Mahallesinde bulunuyor…
14. Yüzyıldan kalma bir Kümbet!
Burayı Üç kümbetlerden ayıran en önemli özelliği, iki katlı olmayışı.
Tek kattan müteşekkil bir yapı.
İçinde dört adet mezar bulunuyor.
Mezarlardan üçünün tahtalardan yapılmış sandukaları bulunurken, birisi görkemli bir haldedir.
Kümbette, bu yapıyı ve medfun olanları tarif bakımından bir de hitabe bulunuyor…
Aynen şöyle:
Hüvel Hayyül Baki. Hafidi bani medrese. Kağızmani meat tevliyeti Vakıfı Sani Ahmed Ağa. Merhumun ruhu için El Fatiha. 1262
Sadeleştirilmiş hali ise şu şekilde:
Baki ve var olan O Allahtır. Medreseyi yapanın torunu mütevelli olanın ve ikinci vakfeden Ahmed Ağa Kağızmani merhumun ruhu için El_Fatiha. Sene 1262
***
Bütün bu bilgilere bakınca Mehdi Abbas isminin nereden geldiğini merak ediyor insan…
Araştırmalarımıza göre burada medfun olanlardan birisi Ahmet Ağa iken, Mehdi Abbas ismine hiçbir yerde rastlanılmıyor.
Bu isim bir tek Kağızmanlı Vakfiyesinde geçmekte olduğundan zahir bu adı almış…
Hemen herkes büyük bir tazim ve hürmet besler bu türbeye.
Yolu düşen muhakkak iki dakikalığına da olsa Kümbetin kapısına yanaşıp bir Fatiha okuduktan sonra geçip gider.
Dahası, bir takım hastalıklara düçar olanların da uğrak yeri olmuştur bu Kümbet…
Hususen, ruhi darlık çekenlerin şifa bulduğu söylenir…
Elbet şifa Allah’tandır.
Ancak, Allah’ın sevgili kullarını hatırlayıp, ruhlarına birer Fatiha okumanın yaşayanlar için yürek ferahlatan bir özelliği olduğunu da hepimiz biliyoruz.
***
Bu noktada, başta Belediyeler ve Vakıflar Bölge Müdürlüğü olmak üzere ilgili bütün kurumlara bir uyarıda bulunacağız..
Her ne kadar Kümbet herhangi bir tahribata uğramamışsa da, çevresi ile birlikte adeta terk edilmişlik görüntüsü vermektedir.
Burası için özel proje hazırlanıp, çok daha güzel bir görünüm kazandırılması mümkündür.
Kümbetin Kapısına asılı o çirkin kilit sökülüp atılarak, gönüllü bir türbedara teslimi ile, halkın daha kolay ziyareti de sağlanabilir…
İşin teknik boyutları erbabınca bilinir…
Kümbeti Erzurum’a kazandıranlara ve içinde yatanlara binlerce kere rahmet olsun!