MENÜ
Erzurum
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ne haldeyiz Allahım!
Baki Gezmiş
YAZARLAR
17 Ekim 2012 Çarşamba

Ne haldeyiz Allahım!

Sevginin tükendiği yerde, kin ve nefret tohumları hayat buluyor.

Bugün, tık nefes götürmeye çalıştığımız hayatın her alanına da sevgisizlik hakim.

Etrafınıza dikkatle bakınız!

Üçüncü bir şahsı ya da bir kurumu teşyi edici, taltif edici ne bir konuşma ne de bir tavra rastlayacaksınız.

Aksine, sohbet mevzuları zemmetmeye, kara çalmaya ayarlı.

Azami ölçüdeki kapalı guruplaşmalar, birliktelikler dahi, kendi içlerinde müthiş çatışma ve çekişmelere gebe.

Sevgi adına ufak bir kırıntı bile yok.

Primitif kıskançlıklar hayatımıza şekil veriyor.

İlkel çıkar hesapları, sunî dostlukları sırıtkan bir eda içerisinde, topluma bir "defacto" şeklinde dayatıyor.

Ne islami telakki içerisinde, ne de Türk Kültür anlayışında bu görüntünün yeri yok.

"Birbirinizi sevmedikçe hakiki mümin olamazsınız" buyruğunun, "birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" düsturunun muhatabı kimdir acaba?...

"Düzgün insan", "iyi insan" yeni bir tarif bekliyor galiba.

Çekememezliğin, kıskançlığın hüküm sürdüğü, "önce ben" diyen zihniyetin revaç bulduğu bu iklimin getirdiği üç ölümcül hastalık!

Cüretkârlık...Riyakârlık...Talepkârlık...

Sevgi, edep ve haya rafa kalkınca, cehalet ve hodbinlik toplumsal bir kabul buluyor..

Had bilmezlik kanıksanıyor; sürü tersine dönüyor!

Cüretkârlığın, cehaletin bir sonucu olduğunu, kime nasıl izah edeceksiniz?

Sevginin olmadığı yerde doğru tespitlere, yerinde tariflere geçit olur mu?

Toplumun, iktisadi, sosyal ve siyasi bütün talepleri mürai anlayışa teslim edilmiş.

Dört "Y" prensibi her türlü genel kabulün üstünde yer buluyor.

Yalakalık... Yalancılık... Yağcılık... Yiyicilik...

Hemen herkesin bir resmî bir de hakikî hayat görüşü var.

Serdedilen hep resmî olanı!

Eskilerin "iki yüzlü" tanımı, artık bir erdem nişanesi...

Binlerle ifade edilen değişik yüzler, iki yüzlülüğü üstünlük kalıbına soktu.

Sevgiyi, hoşgörüyü yeterince yeşertemediğinizde, riyakârlığın neşet etmesi elbette kaçınılmaz.

Talepkarlık da öyle...

Hepsi birbirini takip ediyor...

Muhabbet duygusunu kaybeden toplumların mutlak muhatabı, bu illetlerdir!

"Veren el alan elden üstündür" öğretisi yerine, utanmazlık, sıkılmazlık öne çıkar bu nevi vasatlarda. "utanma iste" düşüncesi, "köşeyi dön" fikrinin zebunları, kitleleri yönlendiriyorlar.

Emanet ehlinde değil.

Sevgisizlik emaneti de kapıp götürmüş.

Toplum amuda kalkık bir halde.

Peki, bu durumda mesafe almak mümkün müdür? 

(?)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Vedat karacan
 17 Ekim 2012 Çarşamba 12:48
Cüretkârlık...Riyakârlık...Talepkârlık... Ne güzel özetlemişsiniz baki bey, Allah razı olsun.
 aşkaleli dadaş
 17 Ekim 2012 Çarşamba 12:42
Yoncalık kardeşim yazar yalanmı yazmış hepsi doğru değilmi? Yalakalık yalancılık yiyicilik özü budurki içinde buhalin bulunmaktayız
 yoncalik,
 17 Ekim 2012 Çarşamba 08:34
Yahu arkadas, yazilarin sadece "Siyah" dan ibaret..Ve cogunluklada kapkara, ic karartici, anlamsiz sahsi kuruntular...Böyle bi hayati yasamak zordur, bi tavsiye-destek al istersen..Buradanda millete elektron bulutlari gibi olumsuz-negativ enerji dagitma !
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi