MENÜ
Erzurum -5°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Farkında mısınız?
Baki Gezmiş
YAZARLAR
27 Nisan 2009 Pazartesi

Farkında mısınız?

Alev Alatlı’dan okumuş, ABD’nin beslendiği milliyetçi damarı tarif etmesi bakımından çok manidar bulmuştum...

Alatlı da öyle olacakki soruyor: Kocaman adamların, sabah akşam, pür ciddiyet şu zırvaları kıraat ettiklerine inanabilir misiniz?

“Bir Deniz Piyadesi Nedir?” diye başlıyorlar, “Kimdir?” değil, “Nedir?” Ve şöyle sürdürüyorlar: “Birleşik Devletler Deniz Piyadeleri, iki yüz yıllı aşkın titremesidir yerin. Cehennemdir, ölümdür, yıkımdır. Dünyanın gördüğü en iyi savaş makinasıdır. Bombaların açtığı bir çukurda doğduk biz. Anamız bir M-16, babamız iblisin kendisi idi. Yaşadığım her an, senin hayatına yönelik yeni bir tehdittir. Ben, kaba görünüşlü, gezginci bir deniz piyadesiyim. Ben, kibirli, ben-merkezci ve küstahım. Korku nedir, bilmem, çünkü korkunun ta kendisiyim. Kan ve bağırsaktan yapılma yeşil bir canavarım ben. Suda ve karada yaşayabilirim. Sudan çıktım ve cerahatimi dünyada mukim Amerikan-karşıtlarının üstüne boşaltıyorum. Ne zaman gerekir, ne zaman olursa, muharebe alanında görkemli bir ölümle ölecek, hayatımı annem, Deniz Piyadeleri ve Amerikan bayrağı uğruna feda edeceğim. Kartalı Hava Kuvvetleri’nden, çapayı Deniz Kuvvetleri’nden, halatı Kara Kuvvetleri’ndan çaldık. Yedinci Gün’de, Allah dinlenirken, onun sınırlarını aştık, dünyayı çaldık ve o zamandan beri gösteriyi biz yürütüyoruz. Biz piyadeler gibi yaşarız, denizciler gibi konuşuruz, ve her ikisinin de posasını çıkarırız şamarlarımızla. Gündüz asker, gece aşık, dilediğimizde sarhoş, ve Allah’ın izniyle, Deniz Piyadeleri’yiz biz!”

Aynen böyle...

Bizde bunun kırıntısı olsa, faşistliğimizden tutun, goşistliğimize, barbarlığımıza kadar vardırırlar.

Bu baskın baskının etkisinden olacak, adımızı dahi anamaz olduk...Bu yüzden, Rahmetli Muhsin Yazacıoğlu’nun vefatı sonrası TV’lere yansıyan ve BÜYÜK nitelemisiyle ifade edilen adımızı duyunca şaşırmıştım..”Büyük Türk Milletti”

BBP Genel Sekreteri Yalçın Topçu’nun ağzına da pek yakışıyordu...

Cumartesi yazımızda “Türk milletinden Türkiye halkına geldik” demiştik...

Cumhuriyetimizin banisi Atatürk Türk’ü nasıl tarif etmişti: "Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarlarıyla sallandı. Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela, korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir."

Buyurun... Bu tariften “Türkiye halkı” tanımlamasına kadar gelmişiz... Bravo ecnebiye... Korkuta, ürküte, içimize soktuğu ayrık otlarının, nifak tohumlarının da yeşerip serpilmesiyle hayli mesafe eldılar... O yüzden, yarını büyük bir endişe ile bekler olduk... Hakikaten bravo...

“Ele verir talknı kendi yutar salkımı”atasözümüzü somut hale getirip, gözümüzün içine soktukları için.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 DADAŞZADE
 27 Nisan 2009 Pazartesi 11:24
Teşekkür ederiz. Duygulaürımızı yansıtmışsınız. Maalesef neredeyse Türküm demekten bile insanlar korkar oldular.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi