Turizm haberlerinin sonunda şöyle bir paragraf var:
-Bunları yapmadan gelme.
İşte o bölüme, İspir'in Yedigöller, mutlaka yazılmalı.
Çünkü 'çok özel' ve farkındalık yaratan bir doğal miras.
Suyu azalmış olsa da Tortum Şelalesi aynı özellikleri taşıyan başka bir değer.
Ama, Yedigöller 'görülmesi gerekenler' listesinin ilk sıralarında olmalı.
Erzurum'da yaşayan herkes ve yabancı tur operatörleri Yedigöller'i unutmamalı.
Görmeli ki, her gördüğüne o muhteşem 'saklı göl cennetini' anlatabilmeli.
Yine turizm haberlerinde yer alıyor:
- Bunları yemeden dönme.
Eğer İspir'e yolunuz düştüyse, özellikle kuru fasulye, bal, yağ, kaymak yemeden gelmeyin.
FIRSATI KİMLER KAÇIRDI?
İspir'e çok gitmişliğimiz var.
Ben Yedigöller'i hep dağların doruğunda hayal ederdim.
Benim önceliklerim arasındaydı Yedigöller.
Vali Ahmet Altıparmak'ın İspir'e gideceğini öğrenince Öztürk Akkök'le hemen ilk sıraya yazıldık.
Bir de A.A.'dan emekli Muhammet İspirli gelmişti.
Duyuru yapılmasına karşın, bizden başka gazeteci yoktu.
Erzurum'dan akşam üzeri yola çıktık ve geceyi İspir'de geçirdik.
Ertesi sabah konvoy halinde İspir'den kuzeye doğru yolculuk başladı.
Vadilerden, dağlardan, yüksek yaylalardan geçtik.
Moryayla Köyünde ilk kez '7 Göller' tabelasıyla karşılaştık.
Valinin konvoyu hızla geçince 'Moryayla' ismini sorgulayamadan yola devam ettik.
ÇANAK İÇİNDEKİ GÖLLERE İNMEK NİYE ZOR?
Dağın zirvesine çıkınca, park eden otolara yanaştık ve durduk.
Çevresi yalçın kayalıklarla çevrili dev sayılabilecek bir çanak ve içinde irili ufaklı çok sayıda göl.
Dik bir rampadan, inerek göle ulaşacağız, ama nasıl?
İspir Belediye Başkanı Osman Çakır'ın geçtiğimiz yıl festival sırasında yaptırdığı merdivenler, tuzla buz olmuş.
Kaçkarlar'ın güney yüzündeki en güzel manzarayı yakından görmeden mi döneceğiz?
İl Genel Meclis Üyesi Tahsin Bayramoğlu, "Kusura bakmayın, gelemiyeceğim" diye mazeret bildirdi.
Biz bunları tartışırken Vali Altıparmak ile birlikte bir grup, gölleri yakından görmeye başlamıştı bile.
Demir, beton kırıkları arasında, bazen de kayarak 500 metre kadar aşağılara indik.
Küçük bir kaç göl, ‘küresel ısınmaya kurban’ gitmiş.
Ama büyük göller tam anlamıyla bir cennet görünümünde.
Yorucu bir yürüyüşün ardından Vali Altıparmak, beraberindekilerle kültür fizik hareketleri yaparken, iki gölü birleştiren boğaza hayran kaldığını söylüyordu.
KUDAKA, DOĞAL TAŞ MERDİVEN PROJESİNE DESTEK VERMELİ
Dönüş yolunda o merdivensiz rampayı çıkmakta oldukça zorlandık.
Onun için servise aldığımız haberde 'merdiven' konusunu işledik.
Zaten Vali Ahmet Altıparmak da merdivenin doğaya uygun ve taştan olmasını istiyordu.
Örneğin KUDAKA, İspir Kaymakamlığının yapacağı merdivenli yol projesine destek vererek göl cennetini turizme açmalı.
Kaçkarlar'dan inerken Moryayla Köyünde mola verdik.
Okulun bahçesinde konuklara çay ve kahvaltı ikram edildi.
Kuymağı, balı, tereyağı, kaymağı, peynirleri çok lezzetliydi.
Yaz başlarında açan mor çiçeklerden köy görünmezmiş.
O yüzden ‘Moryayla’ adı verilmiş.
Köylülerin bir bölümü sonbaharda göç ediyor, ilkbaharın sonlarına doğru tekrar Moryayla'ya dönüyo.
Ancak köyün üst başında, duran 3- 5 villa, batı standartlarında bir görünüm sağlıyor.
Moryayla'da değeri 90- 100 bin lira olan villalar Erzurum'da olsa 250- 300 bin lira eder.
ÇİLE YOLUNA BİTİNCE NE DİYECEĞİZ?
Erzurum'a dönerken Çoruh'u ve tüm akarsuları HES'lerin istila ettiğine karar verdik.
Bu durum, o muhteşem coğrafyanın geleceğini tehlikeye düşürüyor.
Ayrıca Erzurum- İspir- Rize karayolunda olağanüstü bir çalışma var.
Ovit tüneli ile hayat bulacak Erzurum- Rize'ye karayolu 2016’da 1,5 saate inecek.
Karadenizli güneşi görmeye Erzurum'a, Dadaşlar da denizi görmek için Rize'ye inecek.
Tünellerin ve yolların bitimi olan 2016'ya şurada ne kaldı?
Şimdi bir 'çile yolu' olan Erzurum- İspir- Rize karayoluna bakalım bittiği zaman ne diyeceğiz?