Dalai Lama’yı bilir misiniz?
Barışçıl politikaları ve Tibet'in özgürlüğü için şiddet karşıtı mücadelesi nedeniyle 10 Aralık 1989'da Nobel Barış Ödülü alan kişi...
İçinde bulunduğumuz hali tarif bakımından güzel bir şiiri var...
Adı, “Çağımızın Paradoksu”
Okuyup da, “aklımdan geçenler” demeyen olur mu?
Sanmam…
Şöyle diyor…
“Evlerimiz büyüdü fakat ailelerimiz küçüldü.
Artık daha rahatız ama zamanımız az.
Öğrenim seviyemiz arttı fakat anlama yetimiz azaldı.
Daha fazla bilgili olmamıza rağmen, daha zor karar veriyoruz.
Daha fazla uzmanız fakat daha fazla sorunluyuz.
Daha fazla tedaviye rağmen daha az sağlıklıyız.
Ay’a gidip gelerek onca yolu kat ettik ama caddeyi geçip yeni komşumuzla tanışmakta geciktik.
Daha fazla üretelim diye yeni bilgisayarlar geliştirdik, fakat daha az iletişim kurmaya başladık.
Çok uzun yol kat ettik ama kalitede bir o kadar kısa kaldık.
Fast food ve uzun sindirim zamanı…
Anlamlar büyük fakat karakterler küçük.
Kârlar yüksek fakat ilişkiler yüzeysel.
Şimdi artık penceremizde çok şeyin olduğu ama odamızda hiçbir şeyin olmadığı zaman…”
***
Bizden birisi de, bir başka realiteyi anlatıyor…
Cengiz Aytmatov…
Malum, “mankurtlaşma”yı kavramlaştıran büyük Türk bilgini…
Mankurtlaşma ile ilgili görüşlerini belirtirken; eski insanların diktatörlük rejimlerinde bunu işkence ile gerçekleştirdiklerini söyler.
İnsanlar, acı çektirerek, beyin yıkama, sopa, dayak korkuları ile köle haline getirilmektedir.
Günümüzde ise…
“Modernizm işkence ile değil, gönüllü itaatle mankurtlaşmayı gerçekleştirir” diyor…
Şu ifadelerle de düşüncesine perçin atıyor…
“İnsanlar, tüketimle, zenginleşme ile sisteme köle haline getirilir”
***
Bu gerçekleri fark edip; “Eski günler; güzeldi” diyenler ne kadar da haklıymış…
Hayal kurulabilen günlerdi…
Dahası…
Hayallerin gerçekleşebileceği sanılan berrak günlerdi…
Hiçbir pisliğe bulaşmamış kirlenmemiş bembeyaz günler.
Böyle olduğu için de…
Her biri artık geride kalmış olan ve “gelecek güzel günler”i unutturan günler...
Böyle olsa da…
Biz yine de…
Bugün de güneş doğdu,
Bugün de yataktan kalkabildim,
Bugün de aynaya bakabildim,
Bugün de işimin başına gidebildim,
Bugün de can sıkıcı bir haber almadım,
Bugün de her günkü gibi normal geçti,
Bugün de akşam oldu,
Bugün de yatabilecek bir evim var…
Deyip…
Şükredelim!