Yeni Cumhurbaşkanımız göreve başladı…
Allah vatana millete hayırlı uğurlu etsin.
Başbakanımızı da…
11. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’e ise, yaptığı hizmetlerden dolayı şükran borçluyuz…
Bundan sonraki hayatında huzur ve afiyet diliyoruz.
Devir teslim sonrası gelişmelerde dikkatimi en çok çeken husus, seçilen Cumhurbaşkanımızla, yeni Başbakanımızın ziyaret edecekleri ilk ülkeler.
Her ikisi de, aynı ülkeleri ziyaret edecekler…
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti…
Azerbaycan Cumhuriyeti…
Anlayana çok şey ifade ediyor bu ziyaretler…
KKTC yavru vatan…
Ya Azerbaycan?
Orası da, bize bir başka vatan toprağı…
Azerbaycan eşittir Türkiye…
İki devlet tek millet!
Bütün dünya bilsin diye mesaj mahiyetlidir bu gidiş gelişler…
Aynı şeyi, bu iki kardeş ülkenin seçilmişleri de yapıyorlar…
Gönül bunlarla bir olmayı, iri olmayı istiyor ya…
İnşallah o da olur!
***
Her daim altını çiziyoruz ki, bu aziz milleti seven yüksek, yüce bir irade var…
Kim ki, bu millete hinlik, hainlik yapmış, iflah olması mümkün olmuyor…
Aksi ise payidar…
Rahmetli Ziya Gökalp’ın enfes tanımlamasıyla yıldızın parladığı anları yaşıyoruz…
Yeniden dünyaya hükümran olacağımızın parıltılarını görüyoruz.
Gidiş oraya…
Tek şart, birbirimizi kucaklayıp, birbirimize sırtımızı döner hale gelebilmemizdir.
Siyaseti, salt düşmanlık zemini olmaktan çıkarmak zorundayız…
Bakın, bir bölücü hempa ne diyor:
"Türk Türk’e tükürür! Kürt Türk’e tükürmez!"
Sakat bakış açısına rağmen kısmen doğru söylemiş…
Kısmen diyorum, zira, biz Kürt’ü de Türk görenlerdeniz…
Ve hep birlikte işimiz gücümüz birbirimize kin ve buğz beslemek…
Ayrımı yok!
76 milyon bu haldeyiz.
Bakın, aynı parti’de siyaset yapanlar bile sabah akşam düşmanlık tohumu ekmekle meşguller.
Ne adına…
Ufak, ucuz dünyevi bir takım beklentiler için.
Bunu aşmak durumundayız…
Aşmamız halinde zirve bizi bekliyor!
***
Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Sayın Başbakanımız Davutoğlu milli, yerli duruşun en somut simalarıdırlar…
Attıkları her adımda bu yaklaşımın izleri var…
Sıkıntı, buna uygun bir yürüyüş ahenginden yoksunluğumuz.
Millet olarak bu senkronizasyonu başarabildiğimiz an, Kızılelma hedefimize de önemli ölçüde yakalaşmış olacağız…
Umutluyuz!
Dedik ya, görünmez ilahi bir kuvvenin desteği her daim bizimle…
Şükür, şükür!