“Kürt–çoğunluklu bölgede ya da Türkiye Kürdistanı’nda olup bitenleri anlama çabasında güvendiğim kaynakların başında gazetemizin Diyarbakır/Amed büro şefi Aziz İstegün’ün haber-yorumları gelir.”
Tırnak içinde verdiğim bilgi bir gazetemizin anlı şanlı bir yazarına ait…
Hangi gazete ve hangi yazar?
Onu sonra bırakalım.
Şunu soralım;
MHP başta olmak üzere muhalefeti iktidar yapsanız bölücülük illeti karşısındaki politikası ne olur?
Cevabı çok basit.
İktidar oldular ve tutumlarını ortaya koydular.
Çözümsüzlük!
Bir sene öncesine kadar oluşturulan bir heyet vardı.
“AKİL İNSANLAR”…
İçlerinden birisi dikkatimi çekmişti.
Çok ateşli, acayip heyecanlıydı.
Düşünün ki, APO’ya yakın olanlardan bile ileri laflar etmeye başlamıştı…
Artık bebek katili gibi rahatsız edici söylemlerden uzak durup, “Sayın Öcalan” demek lazım bile demişti…
Bu zatı muhterem şimdilerde şedit bir AK Parti karşıtı.
Dahası, başlatılan iyi niyetli girişimi de sabote etmeye kalkanlardan.
Gazeteciler yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Cemal Uşşak!
***
Gelelim, girişteki paragrafa…
Aklınıza özgür gündem benzeri bölücülere yakın bir yayın organı gelmiştir…
Ve tabii, onların bir köşe yazarı demişsinizdir.
Değil…
Tam tersi, muhafazakar medyanın önde gideni…
ZAMAN!
Yazarı da, malum bir isim Şahin Alpay!
MAOCU…
“Türkiye Kürdistanı”ndan bahsediyor.
Diyarbakır’ımızı tıpkı bölücülerin adlandırdığı gibi AMED olarak isimlendiriyor.
Ve bunlar, tünedikleri her yerden “AKP ülkeyi bölüyor” naraları atıyor!
Yazık ki, bir kısım iyi niyetli vatandaşımız da bu koronun sesine kulak veriyor…
Bu arada hemen not düşelim ki, bendeniz bu barış sürecinden asla umutlu değilim.
Zira, muhatabınız kalleş, kaypak ve eli kana bulanmış cani bir yapı.
Bunların sözüne güvenilir mi?
Ama, bir yola girilmiş oldu.
Devlete düşen samimi bir biçimde süreci takip olmalı; oluyor da…
Karşı tarafın şımarıklıklarını bir müddet sineye çekmek bu anlamda doğal; gerekli.
Ancak, bir noktaya kadar!
Oraya gelindiğinde yapılması gereken yapılmalı ve artık, “ya herro ya merro” denilmeli.
Sanıyorum öyle de olacak!
***
Kırılma noktası Cumhurbaşkanlığı seçimleri...
Sonrası eskisi gibi olmayacak…
Milleti canından bezdiren, kahır girdabına sokan şımarıklıklar artık son bulacak!
Ya iyilikle…
Ya da…
Ara yöntem yok!
Zira denenmeyen kalmadı…
Elde kalan seçenek, milletin huzurunu temin için hain yaklaşımı bütünüyle bertaraf etmek!
Kökünü kazımak!