Çaykara Caddesiyle ilgili vatandaşın aylardır dert yandığını daha önce söyledik.
Esnaf kan ağlıyor dedik…
Belediyenin işi çok uzattığını filan…
Şimdi yolun bir kısmı trafiğe açılmış vaziyette.
Alel usul bir biçimde.
Olsun bu da bir şey.
Ancak ciddi bir sorun daha var burada.
Trafiğe açılan yollar iki taraflı park alanı olarak kullanılıyor.
Geçmeye çalışan az bir şey geniş araçlar dahi ciddi sıkıntı yaşıyorlar.
Kötü bir durum!
Trafikle ilgili birim buraya hiç bakmaz mı?
Karşılıklı gidiş geliş olan yolun, hem gidiş hem geliş yönüne çift taraflı park yapmak da nereden çıktı.
Sanki dağ kanunları geçerli…
Sorumlusu kim bu işin?
Niye bu şehir bu denli sahipsiz bir görüntü arz ediyor…
Yazmaktan, söylemekten bıktık…
Bu kadar, basit şeyleri de mi yazarak çözdüreceğiz.
***
Milleti devletine, kamu kurumlarına karşı kötü düşünmeye sevk eden şeyler bunlar işte…
Adam geçmeye yol bulamayınca başlıyor belediye’ye…
Yahut ilgili başka kuruma veryansına…
Bu kötü durumu oluşturmaya kimin hakkı var?
Ne hakla, elinizde bulundurduğunuz yetkiyi doğru dürüst kullanmazsınız da…
Milleti devlete düşman edersiniz!
Bunun bir karşılığının olması lazım…
Kimi nereye şikayet etsin vatandaş!
Yahut, “devletini hakir” pozisyona düşüren, seçilmiş yahut atanmışın bir cezai sorumluluğu olmalı değil mi?
Yok!
Yok olduğu için de…
Seçilmişler “sultan” gibi davranıyorlar…
“Bize kimse hesap soramaz” pozlarına bürünüyorlar…
Öyle de oluyor nitekim.
***
Benim bu noktada bir önerim var…
Bu tür olumsuzlukları gören her vatandaş hemen bir resimle durumu kayıt altına alıp Başbakan’a E- Posta göndersinler…
O’nun bu konulardaki duyarlılığını bilmeyen yok!
Dahası bunu kendisi söylüyor…
Adresi de bizzat verdi…
bimer@basbakanlik.gov.tr diye…
Allah aşkınıza vatandaşlık görevimizi yapalım…
Ve sadece gazetecilerin yazıp çizmesiyle yetinmeyelim…
Gerekirse yerel veya ulusal ölçekte, sıkıntılarla ilgili yazılanları da ekleyip ilgili adreslere postalayalım…
Ki, Başbakan’ın her daim ifade ettiği…
“Efendi olmaya değil, millete hizmet etmeye geldik” hakikatine yerel hizmet birimleri de uymuş olsunlar…
Aksi halde…
Nefsine tapan ve tıpkı firavun gibi kasınan tiplerle muhatap olmaktan öte geçemeyiz…
Şu anki durum, yazık ki budur!
Yar değil; bar olan…
Firavuni bir tarz…
Beklentimiz; söylediklerimizin; yazılanların uyarıcı olması yönünde..
Bekliyoruz(!)