MENÜ
Erzurum 27°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
At arabacısına şehri feda etmek (mi)!
İslamhan Bulutlar
YAZARLAR
23 Eylül 2012 Pazar

At arabacısına şehri feda etmek (mi)!

Adamın feveranı boşa değil…

Ne diyor: “At arabası benim her şeyim, ekmek teknemi geri verin. Eşim çocuklarımı da alıp evi terk etti. 2 gündür açım. Para kazanamıyorum. Ben cezamı da ödedim, yetkililer at arabamı geri versinler”

Türkiye'de halen daha bazı şehirlerde hatta İstanbul'un pek çok yerinde yük taşıma amaçlı at arabaları bulunmakta...

Genellikle kısa mesafelerde ve hafif yüklerin taşınmasında kullanılan bu araçların sayısını kimse bilmiyor?

Bilinen, bu atlı araçların kural dinlemez, tanımaz oldukları…

Bir bakıma, trafikte dokunulmazlıklarının bulunduğu…

Bu Erzurum’a has değil…

Hemen her kentte böyle.

***

Ancak…

Uzunca bir sürece yayılsa da…

Artık, şehirlerde yasak kapsamına alınıyor bu araçlar…

Erzurum’da bu illerden birisi…

Haberi okuyan çok sayıdaki arkadaşımdan duygu yüklü karşılıklar dinledim…

“Yazık ya, adamın ekmek parası”…

“Gariban bir adama bu da yapılır mı?”

“Arabasına el konulduğu için aç kalmış” vs.. vs…

Duygusallık şeytandandır deniyor ya…

Bu en çok da bizim il’de bulunuyor…

Trafikte rastladığında ağzına geleni söyleyen…

“Bunların caddede ne işleri var, niye yasaklamıyorlar” diye bağıran adam…

Bir anda, duygu abidesi kesilip, “bırakın” diyor…

Doğru değil…

Elbet at arabasıyla ekmek parası kazanan, kazanmaya devam etsin…

Ne ki…

Kurallara uyarak…

Şehrin içinde ne işi var atlı arabanın…

Taşımacılık mı yapıyor?

Gideceği yere bakacak…

Cadde üzeri bir istikamet varsa ve bu kaçınılmazsa…

Almayacak o işi…

Lamı cimi yok!

Alırsa bedelini öder…

Zira, bu kuralsızlıkların bedelini toplum olarak hepimiz ödüyoruz.

***

Daha üç gün önce, 15, 16 yaşlarında iki çocuk..

Bir at arabasıyla Aliravi’den aşağı nasıl kaptırmış geliyorlar…

Karşı şerit üstelik!

Kamçı ellerinde..

Araçlar neye uğradıklarını şaşırdılar…

Herkes, girebildiği kadar kenara girdi ki…

Atların hışmına uğramasınlar!

Tabi bu arada küfrün bini bir para…

***

Toplumsal düzeni ilgilendiren konularda kimse “acıma hissiyle” hareket etmeyecek…

“Şeriatın kestiği parmak acımaz” boşuna söylenmemiş…

Kumunun koyduğu kurala herkes uyacak…

Dahası, uymayanları da uyaracak…

Başka türlü koca koca şehirlerde yaşamak nasıl mümkün olur?

Köyün kuralını şehre taşırsanız!

Şehri, Eşref’in doktoruna çevirirsiniz…

Yeri gelmişken aktarıp kapatalım…

Şair Eşref’in eleştiri oklarına muhatap olanlardan birisi de belediye doktoru Şakir Bey’dir…

Yanlış ilaçlar verir, basit bir ilaçla tedavisi mümkün olanları dahi aylarca yatağa mahkum edermiş…

İşte, Eşref bu bilgisizliğe isyan edip şu dörtlüğü döktürmüş:

“Gitse bir hastaya doktor Şakir

Kurtulur ani o saatte alil.

Çıkmadan doktor efendi kapıdan

Bacadan çünkü girer Azrail.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ihsan Bayat
 24 Eylül 2012 Pazartesi 12:37
At arabası koşanların çoğu taksici oldu olamayanlar kövde kaldı. şimdikilerde kövden yeni gelenler. biraz sabır gösterin onlarında taksici olmalarına ehliyet almalarına şunun şurasında ne kaldı. az sabır canlarım benim.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi