MENÜ
Erzurum 17°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tesellinin Züğürdü
Ahmet Göksan
YAZARLAR
16 Ağustos 2016 Salı

Tesellinin Züğürdü

“Tarihin en  karanlık günlerinde harikalar yaratan, menkıbeler kaydeden bir milletin evlatlarıyız. Türk için ümitsizliğe kapılmak yoktur.
Türk, sabırlı ve her şeye tahammül etmesini bilir. Yalnız, milli gurur ve şerefine, büyüklerine dil uzatıldığı zaman artık ondan nezaket ve okşayıcı bir cevap beklemek abestir. Türk her şeyi affeder fakat milliyet ve milli benliğine dil uzatanları hiçbir zaman affetmez ve unutmaz.” 1946 Dr. Fazıl KÜÇÜK

Anadolu’nun bilge insanının  güzel özdeyişlerinden birisi de “Zenginin malı züğürdün çenesini yorar,” söylencesidir. Buna karşın züğürt olan kişi yaşamını sürdürmeye devam eder. Büyük serveti olan kişinin gözü yine de züğürt olan kişinin üzerindedir. Türkiye’nin AB üyeliği ile sığınmacılar konusundaki yaklaşımı birlik tarafından, özdeş tutulmak isteniyor. Bu kadar zenginlikleri olmasına karşın ülkelerine gelecek olan sığınmacılar konusunda gösterdikleri direnç anlaşılır olmanın ötesindedir. Türkiye’nin son açıklanan rakamlara göre harcadığı para miktarının 12 milyar dolardır.
İnsani bir konuyu bile Türkiye ile pazarlık konusu yapanlar sorunu vize ayrıcalığına kadar indirgediler. Buna koşut olarak Türkiye’ye gündüz saatlerinde gök yüzündeki yıldızları saydırmaya zorluyorlar. İngiltere’nin birlikten ayrılmak için referanduma giderken ayaklarını sürüyerek gittiği anlaşılıyor. Çünkü 1992 yılında AB’ne üyelik için başvurmuş olan İsviçre’ye aday ülke üyeliğini bile tanımadılar.
Adı geçen ülkenin 2008 yılından bu yana AB kurallarını uygulamasına karşın aday ülke statüsüne bile getirilmemişse Türkiye’nin onlara göre bir adım önde olduğunu söylemek olasıdır. İsviçre bu duruma daha fazla hoşgörü ile bakmayacağını Parlamentosundan aldığı kararla ortalara koymuş bulunuyor. İsviçre Parlamentosu bu duruma son vermek için başvurunun geri çekilmesi kararını aldı. İsviçre’den bir adım dahi olsa önde olan Türkiye’nin üyeliğine karşı olan Avusturya’nın Başbakanı Bay Christian Kern, “Türkiye AB olmazsa iflasa sürüklenir” diyerek ağzındaki baklayı düşürüyordu. Bununla yetinmeyerek Türkiye’ye ileride yeni fasıl açılması gündeme gelince veto edeceğini söylüyordu.
İngiltere’nin birlik üyeliğinden ayrılma kararından sonra Kıbrıs’ta bulunan iki adet üssü tartışma konusu oluyor. İngiltere’nin destek ve tehditleri ile birliğe üye alınan ülkelerde bu tür tartışmaların yapılmasını doğal karşılamak gerekiyor. Üsler bu ülke için  adeta yem borusu görevini görüyor. Bu şekilde bir destekten mahrum olacaklarını da düşünüyorlar. Adı geçen ülkenin Dışişleri Bakanı Bay Yannakis Kasulidis, İngiltere’nin AB içinde ülkesine engeller çıkarmadığını, hatta kendi tezlerine destek olduğunu vurguluyordu.
İngiltere’nin dışarıda Türkiye’nin üyeliğini destekler yönlü açıklamalar yaparken perde gerisinde ise karagöz oyunu oynatmanın peşinde olduğu bu açıklama ile kanıtlanmış oluyor. Bu arada unutulmaması gereken en önemli husus AB resmi dilleri arasında olan İngilizce’nin çıkarılması (en azından tasarruf için) gerektiğini kaydetmek istiyoruz.
İngiltere’nin birlikte ayrılması sonrasında Birleşik Krallığın da dağılabileceği öngörüsü yaygın bir kanıdır. Buna koşut 2016 yılı sonu itibarı ile BM Genel Yazmanı Ban Ki-moon’un görevinden ayrılacak olması sıkıntılı bir durum yaratabilir. Kasım ayında  Amerika’da seçilecek olan yeni başkanın Kıbrıs’a ilişkin olarak ve bölgede bulunan doğalgaz konusundaki tutumu da şu anda soru işaretlerini de beraberinde getirmektedir. Şimdilik bekleyip görmek durumundayız…
2016 yılının sonlarına doğru koşar adım yaklaşıyoruz. Yürü – tülen müzakerelerden olumlu bir sonucun beklenmediği bir noktaya doğru da hızla evrildiğine vurgu yapmak istiyoruz. Adada yeni kurulacak devlet yapısı konusunda içeride olmadığımız için konuşulanları bilemeyiz. Buna karşın yapılan karşılıklı açıklamaların da kavram karışıklığına neden olduğunu belirtmek istiyoruz. Kurulacak devletin yapısının Federe yapılardan oluşacağı görüşü öne çıkarılırken bir başka açıklamaya göre ise eyaletlerden söz ediliyor. Öncelikle bu konuda uzlaşmak gerekiyor. Yapılan açıklamalardan yola çıktığımızda içerideki müzakerelerde sulu havan kullanıldığını söylemek olasıdır.
Bu kadar olumsuzluğa karşın 2016 yılı sonu itibarı ile Kıbrıs’ta çözüme ulaşılamayacağının bir kez daha görülmesi gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi