MENÜ
Erzurum 17°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Çabaların Nafilesi
Ahmet Göksan
YAZARLAR
12 Mayıs 2016 Perşembe

Çabaların Nafilesi

Enosis palavracıları ‘Her kuşun eti yenmez’ sözünün manasını bilmiyorlarsa bilenlerden öğrensinler. Biz nezaketle muamele ettikçe onlar saygısızlığı artırıyorlar. Palikaryalar!Türkiye Orta Doğu’da bir demir leblebidir. Hele bir çiğnemeye teşebbüs edin, otuz iki dişinizle beraber alt ve üst çene kemikleriniz çatır çatır kırılacaktır. Enosis olmayacaktır, boşuna yorulmayın”.

1952 Dr. Fazıl KÜÇÜK

 

Birleşik Amerika Devletlerinde Kasım ayında yapılacak olan Başkanlık seçimlerine partilerin hangi adayla katılacağı ortalıklara çıkmaya başladı. Demokratların Hillary Clinton ve Cumhuriyetçilerin de Donald Trump’la katılacağına kesin gözü ile bakılıyor. Olağanüstü bir durumun yaşanmayacağı umulurken partiler kendi içlerinde adaylarına karşı tartışmayı da başlattılar. Özellikle Donald Trump’un ırkçı söylemleri parti yöneticilerini ürkütüyor. Bu nedenle seçim propagandalarına çekingen bakan yöneticilerin zor durumda kaldıkları belirtiliyor. Demokratların bu konuda fazladan sıkıntıları olmasa da Clinton’un kişiliğinden kaynaklanan sıkıntılardan söz ediliyor.

Bay Trump’un kazanması AB ülkelerinde var olan ırkçı söylemlerin de ivme kazanacağını gösteriyor. Özgürlüklerin ve hoşgörünün beşiği olarak genel kabul gören İsveç’te bile ırkçı partinin oylarının ivme kazanıyor olması diğer ülkeleri de ürkütüyor. Sığınmacılar konusunda yaşanan sıkıntıların temelinde ırkçı söylemlerin yattığı yadsınamaz. Böyle bir ortamda Türkiye’ye uygulanacak vize serbestisinin tartışılması ile bu uygulamanın geciktirilerek unutulmasının yolunu da açacaktır. Avrupa Parlamentosu’nun Hollandalı üyesi Keti Piri’nin hazırladığı raporu öneri niteliğinde olsa bile ağır yaptırımları içeriyor.

AB Komisyonu daha önce Avrupa Parlamentosu’nun uyarı kararına değinerek vize serbestisinin örneğin Haziran ayına kadar yetişemeyeceğine değiniyor. Raporu hazırlayan Keti Piri’nin bu söylemi bir anlamda yakılan ışığın yeşil mi sarı olduğunun da sorgulanmasını gerektiriyor. Bunların bilinmesini istiyoruz. Diğer yandan İtalyan Temsilciler Meclisi’nde ırkçı bir temsilcinin, “80 milyon Müslüman Türk Avrupa’yı işgal etmeye hazırlanıyor” çıkışı ile Donald Trump’la arasında hiçbir fark olmadığını kanıtlıyor. Yakılan ışığın öyle söylendiği gibi yeşil olmadığının da kaydedilmesi gerekiyor.

Buna koşut benzer bir tartışma İngiliz Avam Kamarası’nda yaşanıyor. Konuşan milletvekilleri, AB’nde kalmanın tehlikeli olacağına değindikten sonra “80 milyonluk nüfusa sahip Türkiye Birliğe katılmak üzere” çıkışlarına Başbakan Bay David Cameron, “Sizlere karşı açık olacağım. Türkiye’nin AB’ne katılmasının kısa vadede gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Ankara AB’ne onlarca yıl uzakta” diyerek konuşmacılara güvence veriyordu.

Bu tür değerlendirmeler yapılırken Kıbrıs koşulu sürekli olarak öne çıkarılıyor. Vize serbestisi konusunda da aynı yöntem izleniyor. Yapılan açıklamada, Türkiye, AB’nin vize serbestisini açıklayacağı günden itibaren tüm AB ülkelerine vizeyi kaldırmakla yükümlü olacaktır. Zurnanın zırt dediği noktada mendil büyüklüğündeki ülke yurttaşlarının konumu ortalara çıkıyor. Türkiye’nin resmen tanımadığı adı geçen ülkenin yurttaşları Türkiye’ye rahatlıkla gelebilecekler. Bu güne değin bu konuda her hangi bir sıkıntı yaşanmazken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti limanlarından giriş yapan yabancıların adanın güneyine geçmelerini engelliyorlar. Giriş kapılarından geri çevriliyorlar.

Uluslararası ilişkilerde en önemli husus karşılıklılık ilkesidir. Eski dildeki adı ise mütekabiliyettir. Vizenin kaldırılmış olmasının adı geçen ülkenin tanındığı anlamına gelmediği belirtiliyor olmasına karşın biraz olsun düşündürücüdür. Diplomatik kurallar resmi tanınmanın koşullarını net olarak açıklamaktadır.

Yunanistan’ın Osmanlı Yönetiminden bağımsızlığını kazandığı gün olan 25 Mart 1821’in yıldönümü nedeniyle Rum siyasetçiler tarafından yapılan açıklamalarda kendi aralarında birlik ve beraberlik vurgusu yapıldı. Düzenlenen etkinliklerde konuşan DİSİ’nin Meclis Grup Sözcüsü Bay Nikos Tornaridis, “Türkiye’ye bir karış toprak bile vermeyiz” diyordu. DİKO Başkanı Bay Nikolas Papadopulos ise “1821’in yol göstericiliğini zorluklarla katlanan Kıbrıs Hellenizmi için bir ilham kaynağı olarak” nitelendiriyordu. Aynı etkinlikte konuşan Yunanistan’ın adadaki işgüderi Bay İlias Fotopulos’ta “Kıbrıs Hellenizmi ile Kıbrıs Cumhuriyeti savunulmadan, ulusal haklarının tanınmasının düşünülemeyeceğini” söylüyordu.

Bu düşünce yapısı içinde olanlarla adanın birleştirilmesine çalışanların çabalarının nafile olduğunun artık görülmesi gerekiyor mu ne…

SEVGİ ile kalınız…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi