ONİKİ Haziran’da yapılacak olan Milletvekili Seçimleri için siyasi partiler tarafından açıklanan aday listelerinin oluşturduğu “şok”un ilk dalgalarının olumsuz etkilerini –şahsım açısından kazasız belasız– savuşturmak adına, geçen hafta başlamış olduğumuz ancak yarım bıraktığımız “Marka Şehir” konulu yazımıza bu hafta da devam edelim.
Anlayışınıza sığınarak tabii…
* * *
VANCOUVER şehrini örnek göstermiş “Akademik Dadaş İlker Yılmaz” Marka Şehir üzerine yaptığı taslak çalışmasında…
Kanada’nın büyüklük bakımından üçüncü şehri… Dünyanın her köşesinden gelen insanlarıyla “çok kültürlü” bir nüfus yapısına sahip. Müzeleri, tiyatroları, sinemaları ve parkları ile yaşayanlarına bir çok “kültürel alternatif” sunmaktadır. Golf, kamping,kayak, hiking ve daha bir çok doğa sporları yapılabilir. 2 saat uzaklıktaki Whistler, Kuzey Amerika'nın en popüler kayak merkezlerinden birisi; ayrıca şehir merkezine yaklaşık 35 dakikalık uzaklıkta olan 2 tane “kayak merkezi” daha var.
Birleşmiş Milletler dahil birçok otorite tarafından “en yaşanılır şehir” olarak seçilmekte…
Hollywood ve New York’tan sonra Kuzey Amerika’daki film üretim merkezlerinin üçüncüsü; 2006 Birleşmiş Milletler Dünya Şehircilik Formu, 2007 FİFA Dünya 20 Yaş Altı Şampiyonası ve 2010 Kış Olimpiyatları ile 2010 Paralimpik Kış Oyunlarının ev sahibi…
Bir “dönüşüm” olmuş burada…
Bir “Kentsel Dönüşüm”…
Çünkü eskiden hayatın çok zor şartlarda sürdürüldüğü bir sanayi diyarıymış.
* * *
MELBOURNE, Birleşmiş Milletler tarafından “yaşanılır” seçilen 140 kent arasında 98 puanla birinci olan Vancouver’dan sonra geliyor, ikinci yani; bir Avustralya şehri…
Paris 16’ncı…
ABD’den Pittsburgh 29, Los Angeles 44, New York 56’ncı…
Londra da var; 53’üncü…
* * *
YAŞANABİLİR Şehir seçiminin değerlendirme esasları arasında; bireysel güvenlik, ambiyans, yaşayanların arkadaşcanlılığı, kültürü ve restoranları, alışveriş merkezleri gibi kriterler geliyor.
Bunlar, bizim de yapabileceğimiz şeyler…
Vancouver’dan ne eksiğimiz var?
* * *
MESELE, valilik, belediye, odalar, meslek grupları, sivil toplum örgütler ile içinde yaşayan ya da yaşamayan herkesin, bütün şehrin el ele verip, ortak hareket edememesinde…