İLKER Yılmaz, daha geniş kitlelerce nefroloji için çalışan beyni ile tanınırken, daha “güzide bir grup” tarafından Erzurum için atan kalbiyle bilinen bir sima, bir “Akademisyen Dadaş” …
Önce “güzide grup” ifadesine bir açıklık getirelim… Basında, adından Erzurum için önerdiği projeler ile sıkça söz ettiren EnEr*, Erzurum’un ilk düşünce ve strateji kuruluşu…
(*www.enerstratejimerkezi.com)
* * *
ÜYELERDEN birisinin, tesadüfen fark ettiği “Marka Şehir” üzerine yapılmış olan taslak –ki İlker Hoca tarafından kaleme alınmış ama henüz yayınlanmamış– bir çalışma, EnEr’in bu haftasonki gündeminin konusuydu.
Çalışmadan bazı pasajları, sizlerin değerlendirmesine de sunalım.
* * *
BİR kent, ülkesindeki ve dünyadaki yatırımcıları, alıcıları ve turistleri kendisine çekmek için markalaşma faaliyetleri yürütür.
Kentte yaşayanlara daha “yüksek hayat standardı” sunmak için dünyadaki bütün diğer şehirler ile rekabet halinde olduğunu bilmek, “Marka Şehir” olma bilincinin ilk şartıdır.
* * *
GÜNÜMÜZDE ülkelerden ziyade şehirler ön plana çıkmakta; ülkelerin itibarını şehirler belirlemektedir.
İnsanlar tatil için Fransa’ya, İtalya’ya ya da BAE’ne gitmiyor; “Paris”e, “Venedik”e ya da “Dubai”ye gidiyor.
* * *
MARKALAŞMAK; emek, sabır ve yatırım gerektiren uzun soluklu bir iş… “Farklılıklar”ın farkına varma ya da yeni farklılıklar oluşturup bunları doğru şekilde aktarma işidir.
Farklılaştırma fikri bir çividir, marka oluşturmak için kullanılan program da çekiç!
Moda denince Milano gelir akla ilk olarak; romantizmin denince Paris ve Venedik, Sinema denince Cannes, Mevlana denince Konya, Peri Bacaları denince Ürgüp, Sümela Manastırı denince Maçka…
“Paris”, yıllardır bir marka… Ama bu markayı sürdürmek için bir o kadar yıl da harıl harıl çalışıyor; “Işıltılı Şehir” imajını korumak için 11 bin lamba kullanılarak şehirdeki 155 abide her gece ışıklandırılıyor.
* * *
GEÇİP milletin karşına, “Markayım” demekle olmuyor.
Altyapın tamam mı? Trafiğin akıyor mu?
Kaldırım kenarlarında naylon poşetler ile izmaritlerin yerine rengarenk çiçeklerin var mı?
Hadi “Marka” oldun… Onu yaşatacak vatandaşın var mı?
(Devam edecek…)