Tarihi camilerimizi Yegen Ağa Camii’ni yazarak kapatalım istiyorum…
1662 Yılında yapılan bir güzel eserdir…
Mekan olarak küçüktür; ama müminlerin ruhuna yüklediği ferahlık öylesine büyüktür ki…
Hulusi kalp ile Allah’a yönelen herkes bu düşüncede hemfikirdir.
Camiyi Yeğen Hacı Ahmet Ağa yaptırmıştır…
Kare şeklinde bir yapıdır…
Üstü de dam örtülüdür…
Caminin içinde iki çok muhteşem şamdan vardır…
Tarihi değerleri oldukça yüksek…
Caminin yapım tarihinden 20 sene sonra yine Yeğen Hacı Ahmet Ağa tarafından bu şamdanlar camiye vakfedilmişlerdir…
***
Anlatılanlara göre, Yeğen Hacı Ahmet Ağa bu camiyi yaptırırken parası yetmemiştir…
Aynı dönemlerde yaşayan ve başka camiler de yaptıran Hacı Derviş İbrahim Ağa kalan kısmı tamamlamıştır…
Derviş Ağayı okurlarımız hatırlayacaklardır…
Tilki kuyruğundan yaptırılan Dervişağa Camii’nden ve Gümrük Camii’nden dolayı…
Diğer tarihi camilerdeki özelliklerden olan mabedin önünde bulunan mezar kısmı burada da mevcuttur.
Cami’yi hizmeti geçenlerin defnolunduğu mezarlar oldukça eskidir…
Taşların da tarihi özellikleri bulunmaktadır…
İşlemeli olan bu mezar taşları, maalesef ilgisizlikten hem yıpranmış hem de bazıları kırılmıştır.
Mezarlarda yatan şahısların isimleri ve vefat tarihleri bellidir…
Birkaçını şöyle sıralayabiliriz…
Mir-i Miran Halil Paşa…
Süleyman Bey…
Yeğen Ağa Camii imamı ve vaizi Hafız Abdullah…
Külleyenin mütevellisi Hacı Abdurrahman…
Bu bilgiler çok daha ayrıntısıyla İbrahim Hakkı Konyalı’nın Abideler ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi isimli eserinde kayda geçmiştir…
***
Uzunca bir süredir tarihi eserleri yazıyoruz…
Devam edeceğiz…
Zira, Erzurum’un dört bir yanı tarihten tevarüs eden harika eser kaynıyor…
Elbet atladıklarımız, unuttuklarımız da olacaktır…
Farkına vardıklarımızı hemen yazacağız…
Yani, Camii faslı bitti öyleyse bunu artık yazmayalım gibi bir düşünce içinde olmayacağız…
Okurlarımızın ilgisi hayli fazla…
Zira, gerek e-posta gerekse yorum göndererek bizi beslediler…
Azmimizi, şevkimizi artırdılar…
Umuyoruz aynı heyecan bundan sonra da devam edecektir.
İstirhamımız, atladığımız eserleri de, noksanlıkları da bildirmeleri…
İnteraktif etkileşim yöntemini bu sayede hayata geçiriyoruz…
İnanıyoruz ki…
Bu tür katkı sunanlar da, bu eserleri vücuda getirenler kadar hayra vesile olup, indAllah’ta ecrinden istifade edeceklerdir…