MENÜ
Erzurum -5°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Tebriz'den Şaşırtan Notlar
Kadir Sabuncuoğlu
YAZARLAR
27 Haziran 2012 Çarşamba

Tebriz'den Şaşırtan Notlar

Uçak seferleri varken Tebriz'e karayolu ile gitmenin bir anlamı kalır mı?
Çünkü her iki ülke işadamlarının yakınmalarına göre, Erzurum- Tebriz arasında bir gün sürecek karayolu yolculuğu zaman kaybından başka bir şey değil.
Geçtiğimiz hafta sonu (22- 25 Haziran), kardeş kentler olan Erzurum ile Tebriz arasında uçak seferlerinin başlatılmasına tanıklık ettik.
Ağrı Dağının yakınından geçerek Tebriz'e varan Kalkan isimli uçağımız aprona yanaşırken itfaiyenin hortumuyla bir güzel ıslatıldı.
Tebriz havalimanında düzenlenen törene ise Azeri Türkçesiyle programı sunan bir genç kız damgasını vurdu.
Tebriz'le ilgili şiirleriyle alkış toplayan genç kız, Türk konuklara yönelik olarak yaptığı konuşmayla gönülleri fethetti.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ da karşılık olarak Tebrizli Şehriyar'ın ünlü 'Haydar Baba' (Heyder baba) şiirinden dörtlükler okudu.
Bakan Akdağ, Azeri Türkçesiyle okuduğu şiirle ilgili olarak şöyle konuştu:
-Ben Erzurumlu olmasam, Heyder babanın şiirini bu kadar güzel okuyamazdım.
DABIL ODA NASIL ALINIR?
Tebriz'de konukların otellere yerleşmesinde problem çıkmadı dersek, eksik yazmış oluruz.
Bakan Akdağ, Vali Sebahattin Öztürk, Milletvekili Muhyettin Aksak, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, ETÜ Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı, Emniyet Müdürü Halit Turgut Yıldız Pars Otelde konuk edildi.
Resmi ve siyasi konukların Pars Otele yerleştirilmesine İran'ın Erzurum Başkonsolosu Rıza Kılıçhan nezaret etti.
Sivil toplum örgüt yöneticileri ile turistik otellerin genel müdürleri ise Şehriyar Otele gönderildi.
Şehriyar Otele yerleştirme sırasında Azeri görevli elindeki listeye bakarak şöyle diyordu:
- Dabıl oda.
Ya da:
- Çift kişi kalacaksınız, gruptan bir arkadaş seçin.
Tek yataklı oda verilenler sevinç içinde anahtarı alıp odaya giderken, birileriyle yatmak zorunda kalanlar bayağı sorun yarattı.
Çaresiz kalan da oldu.
Örneğin MÜSİAD Başkanı Mustafa Güvenli, uygulamaya sinirlendi ve iki arkadaşıyla birlikte üç kişilik oda aldı.
Ticaret Borsası Başkanı ve grubun espri kaynağı Hakkı Hınıslıoğlu ise Azeri görevliyi kolayca avlamayı bilenlerdendi:
- Ağa Hakkı'nın odası nerede, deyince görevli hemen talimatı çaktı:
- Ağa Hakkı'ya dabıl oda verin.
BAYRAĞI GÖREN SECDE ETMİŞ
İlk gün Uluslararası fuarı gezmeye gittik.
007 James Bond'a benzediği söylenen en renkli Kültür ve Turizm Müdürümüz Fikret Öztürk karşımıza çıkmaz mı?
Hat sanatından örnekler getirmiş Tebriz'e.
Fuarda Erzurum adına bir stant açmış.
Ama Büyükşehir Belediyesi'nin Tebriz'deki ofisi, çok farklıydı. Başkonsolos Rıza Kılıçhan sayesinde ofise gittik.
Başkan Ahmet Küçükler, kulağımıza fısıldadı:
- Ofiste Türk bayrağını gören bazı Azeriler, 'bu günleri de mi görecektik' diyerek sevinçten secde etmişler.
Tebrizli iki kadın mimarın ofiste yaptığı düzenleme harikaydı.
Bu nedenle Kültür Daire Başkanı Mehmet Emin Öz'ü gönülden kutladık
 
TÜRK TELEVİZYONLARI NE İŞE YARIYOR
Az daha unutacaktım.
Fuarı gezerken yaşadığım ilginç bir detayı sizlerle paylaşmalıyım.
Günümüzde moda olan Hürrem Sultanın yüzüklerinin fiyatını sorduk.
Karşımıza 14 yaşında cici bir kız çıkıp, İstanbul Türkçesiyle sorularımızı yanıtlamasın mı?
Hem mutlu olduk hem de şaşırdık:
- Türk müsün?
- Tebrizli, Azeri Türküyüm.
- Bu ne güzel Türkçe? Nasıl öğrendin?
- Nasıl olacak, Türk televizyonlarındaki dizileri izleyerek.
Oradan birisi lafa karıştı:
- Bizim çocuklar ana- babalarından Azeri Türkçeyi, okulda Farsçayı, geceleri de televizyonlardan Türkçeyi öğreniyor.
- Vallahi harika bir yöntem, demekten kendimizi alamadık.
Bizler, Türk Televizyonlarını sıkça ve acımasızca eleştiririz.
Oysa onların sayesinde Azerilere masrafsız olarak Türkçeyi öğretmişiz.
Türkiye’de yaşayan ama hala Türkçe öğrenemeyenler utansın.
Yarın öbür gün, Televizyonlar da bir 'Türkçe olimpiyatı' düzenlerse şaşmamalıyız.
DUYGULU VEDA
Tebriz'e bir akşam üzeri gitmiştik.
Kardeşlerini Tebriz’in elitleri karşılamaya gelmişti.
Veda gecesi ise sevgilinin koynundan sessizce kalkar gibi yorganı açtık.
Usulca yataktan çıktık ve ayaklarımızın ucuna basarak aşağıya indik.
908 numaralı odada tanıdık bir ses hala Fatih Ürek’in Haydi Li Li Li şarkısını söylüyor.
Tebriz'in bom boş cadde ve sokakları ışıl ışıl yanıyor.
Böylece geçmişine, insana saygılı, şairler kentine veda ediyoruz.
 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi