Cihanara cihan içredür arayı bilmezler, O mahiler ki derya içredür deryayı bilmezler” sözleriyle, çevremizdeki nimetlerin farkında olmadan yaşamamızın trajedisini gözler önüne serer.
Günlük hayatımızda çoğu zaman sahip olduğumuz şeylerin değerini unutuyoruz. Sağlık, aile, arkadaşlıklar, yaşadığımız coğrafya gibi pek çok nimet, alışkanlık haline geldiği için kıymeti bilinmez hale geliyor. Bu durum, tıpkı denizin içinde yaşayan balıkların denizin farkında olmamaları gibidir. Balıklar, hayatlarının her anında suyun içindedirler, fakat suyun kıymetini bilmezler. İnsanlar da içinde bulundukları durumun değerini ancak onu kaybettiklerinde anlarlar.
İçinde bulunduğumuz durumu beğenmemek ve sürekli olarak daha fazlasını istemek, insan doğasının bir parçasıdır. İnsanlar, sahip oldukları nimetleri yeterince takdir edemez ve sürekli daha iyisini ararlar. Bu arayış, bazen insana yeni ufuklar açsa da, çoğu zaman mevcut durumun güzelliklerini görmezden gelmeye sebep olur. Sürekli olarak başka yerlerde mutluluğu aramak, mevcut huzurun göz ardı edilmesine yol açar.
İçinde bulunduğumuz durumun kıymetini bilmek, hem bireysel huzur hem de toplumsal barış için son derece önemlidir. Şükretmek ve mevcut durumun değerini anlamak, insanın ruhsal dinginliğine katkıda bulunur. Nimetlerin farkında olarak yaşamak, daha mütevazı ve memnun bir hayat sürmeyi sağlar.
Başka insanların hayal ettiği ve özlem duyduğu bir hayata sahip olduğumuzu fark etmek, bize şükran duygusunu kazandırır. Birçok insanın sahip olmak isteyeceği sağlık, aile, iş ve sosyal çevre gibi nimetler, biz farkında olmadan bizimle birlikte olabilir. Bu bilinç, daha sorumlu ve bilinçli bir yaşam sürdürmemize yardımcı olur.