Uzun yıllardan beri, hep söyler dururuz.
‘Beyin ve sermaye göçü’nün önü alınsın.
Çünkü göç yüzünden Erzurum kan kaybediyor.
Çareler üretmek için hep sormuşuzdur:
- Erzurum'da zengin olan işadamı, niye büyük kentlere gidiyor?
Aynı şekilde 'bilim adamları niye Erzurum'u terk ediyor?'
Gidene bakarsanız, çocukların eğitim durumu, rakım, uzun süren kış, sosyal yaşam gibi gerekçeler anlatır.
KUDAKA'DA KONUŞULAN GERÇEK
Oysa biz bu sorunun yanıtını hiç ummadığımız bir zamanda başka bir toplantıda bulduk.
İşte göçün gerekçesi:
- Erzurum'da zengin iş adamı, lüksü tatmak için büyük kentlere göç ediyor.
'Durup dururken bunu nereden çıkardınız?' diyenler olur.
Acele etmezseniz anlatayım.
Geçtiğimiz hafta KUDAKA, yani Kuzeydoğu Anadolu Kalkınma Ajansı'nın üyesi olduğumuz bir komisyon toplantısındaydık.
Rıfat Altan'dan boşalan KUDAKA'nın Genel Sekreterliğine atanan Talha Bekir Özmen’in İl Kültür ve Turizm Müdürü Fikret Öztürk ile birlikte düzenlendiği toplantıda bunlar konuşuldu.
ESNAFIMIZIN MİLLİ HASTALIĞI NEDİR?
İnovasyona Dayalı Bölgesel Turizm Stratejisi Geliştirme Projesi kapsamında hedef, Azerbaycan'ın başkenti Bakü ile ilişkileri geliştirmek.
İran'ın Tebriz'den sonra Bakü'deki Azerilere kış ve sağlık turizmi gibi hizmetler sunmak.
Bizler Erzurum'un tanıtımı nasıl olmalı konusunu görüşürken şöyle garip sesler yükseldi:
- Palandöken'e gelen turistin kent merkezine inmesini istiyoruz, değil mi?
- Evet
- Erzurum'a turist niye gelsin?
- Başına yürürken çatıdan buz düşsün, kaldırımda yürürken düşüp ayağını kırsın diye mi?
- Hayda bu da nereden çıktı? Elbette hayır.
- Peki kışın oluşan kirli havayı teneffüs etsin diye mi?
- O da değil, tarihi güzellikleri görmesi için.
- Esnafınız hala, 'alacaksan indireyim' tembelliğinde.
- O Erzurum esnafının milli hastalığı.
- Turist içmek, eğlenmek ister, kent merkezinde böyle yerler var mı?
- Yok.
- O zaman Araplar size en uygun turist. Siz en iyisi Arap pazarına gidin.
ZENGİNİN İKİ KORKUSU
Tartışma böyle sürüp giderken, yapılan bir değerlendirmede göçün arka planını da öğrendik.
Para kazanan Erzurumlunun, refahı yakaladıktan sonra tercihleri değişiyor.
Bu kez kazandığı parayı harcamak istiyor.
Eşiyle, çocuklarıyla lüks bir yerde yemek istiyor.
Villada, dubleks de oturmak istiyor.
Son model ve lüks otomobile binmek istiyor.
Ama Erzurum'da bunları yapmaktan çekiniyor.
'Göz'den, 'söz'den korkuyor.
Hemen derler, “Nereden buldun” diye.
Ve bu nedenlerle ver elini İstanbul.
Veya İzmir'e, ya da Bursa'ya göç ediyor.
Peki bu gerçek ışığı altında göç eden haksız mı?
Birini dile doladık mı yandı.
Anasını belleyene kadar dedikodu yapmıyor muyuz?
Yapıyoruz.
O zaman insanları kaçırtmamak bizim elimizde, çaresi de belli.
Dedikoduyla vedalaşmak.