Yaklaşık üç yıl kadar önce 'Yurt sevgisiyle yetişen, cumhuriyet gençliğinin öyküsü'nü Avukat Cahit Solakoğlu ile Mühendis M. Zühtü Akbaba kaleme almıştı.
Erzurum’un 1900’lü yıllarını anlatan 'Erzurum'da spor' isimli kitap, siyah/ beyaz fotoğraflarla desteklenmiş, belgesel gibi bir çalışmaydı.
Erzurum'a gönül veren, hatta Dadaşlar diyarına sevdalı olan iki can arkadaşın İstanbul'da ki emeklilik günlerinde ortaya çıkardığı eseri bir solukta okumamak elde değil.
Örneğin Kemal, Cihat, Yüksel Yıldırım kardeşlerin babası 'Polis Hüsnü'nün o yıllara ait fotoğrafları ve diğerleri tarihi özellik taşıyor.
Çok ilginç anılar ve fotoğraflarla donatılmış, 'Erzurum'da spor'u okumamak sporla ilginiz olsun olmasın her Erzurumlu için büyük eksiklik.
Geçenlerde Cahit Solakoğlu, ikinci kitabının tanıtımı için yine memleketinin yolunu tuttu.
Önce 'www.nadirkitap.com' adresinin 'spor' kategorisinden temin edeceğiniz kitaptan bazı anılara yer verelim, sonra ikinci kitaptan söz ederiz:
ÜNLÜ ŞAİRLERİ AHIRA DOLDURAN ERZURUMLU KİM?
'Erzurum kültürünün unutulmazları' arasında nitelendirilen İhsan Coşkun Atılcan, 1974´te kaleme aldığı yazıda Hulusi Seven´in atlara olan merakını anlatır.
Hulusi Seve, Erzurum Türkülerini özellikle de ´Huma kuşu´nu en iyi okuyanlar arasındadır.
İstanbul Erzurum Vakfı Başkanı rahmetli Ethem Seven ile işadamı Mehmet Seven´in babaları Hulusi Seven, beslediği yarış atlarına sevdiği isimleri takarmış.
Bir gün Hulusi Seven'in at çiftliğini gezen merhum Hakkı İbrahimhakkıoğlu´nun dikkatini kapılardaki ´Derviş´, ´Emrah´, ´Hayyam´ gibi ünlülerin isimleri çeker.
İbrahimhakkıoğlu, Hulusi Seven´e atların isimleriyle ilgili şöyle der:
"Gardaş... Sende büyük şairleri hep ahıra doldurmuşsun."
YARDIM İSTEYENLERE DERS VEREN YORGANCI
Erzurumspor kurucularından Raci Karakaş, arkadaşlarıyla birlikte kulübe gelir sağlamak için Taşmağazalar esnafını dolaşır.
Çok umutlu olarak gittikleri kuyumculardan para yerine ´ders´ alırlar.
Üzgün ve umutsuz biçimde yaşlı bir yorgancının karşısına dikilirler:
- Dede, biz Erzurumspor´a yardım topluyoruz. Yardım etmek ister misin?
İhtiyar yorgancı önce sormuş:
- Erzurumspor ne yapacak?
- Erzurumspor, başka şehirlerde top yani maç oynayacak.
Yaşlı Dadaş, para isteyenlerin gözlerini yaşartan şu karşılığı verir:
- Oğul, ben toptan moptan anlamam. Ama madem Erzurum´un adı var. Al yeğenim benden 2.5 lira.
ERZURUM´UN SİLUETİNİ DEĞİŞTİREN VALİ
Cumhuriyet´in ilk yıllarındaki Erzurum´u Gökalp Olgun şöyle anlatıyor:
Vali olarak atanan ve 1936 ile 1940 yılları arasında Erzurum´da görev yapan Haşim İşcan , kentin planını Profesör Lambert´e yaptırdı.
Grup İnşaatı kurdu, Mustafa Topçu´yu Erzurum´a getirerek şehrin siluetini değiştirdi.
Jeneratör sağlayarak elektrik üretimini gerçekleştirdi.
Doğu Gazetesini Cihat Baban ile Bahadır Dülger çıkarmaya başladı.
ESKİDEN HANGİ CADDELERDE KAYAK KAYILIRDI?
Vali İşcan´ın isteği üzerine Dülger, Kayak sporuna el atar.
Temin ettiği kayakları, genç bay ve bayanlara dağıtır.
Gençler, fayton ya da atlı zankaların peşine sopalarla takılarak kayak yaparlar.
Parkurları ise Çifte Minareli Medrese önünde başlıyor, Cumhuriyet Caddesi, Havuzbaşı, Hastaneler Caddesi, Gez Mahallesi, Gürcükapı, Taşmağazalar, Tebrizkapı'da son buluyor.
Caddelerde ilk kayanlar arasında şu isimler yer alıyor: Bahadır Dülger, Tahsin Tağmaç, İhsan Şafak, Ser Komiser Hayri Beyin oğlu Esat bey ile Veyis Efendi İlkokulu öğretmeni olan eşi Hulkiye hanım, Sebahattin Solakoğlu."
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
*Beşiktaş´ta yönetticilik yapan bankacı Mete Kılıç´ın aslında Palandöken Spor Kulübü tutkunu olduğunu,
**Kızılay Başkanı Mithat Turgutcan´ın 12 Martspor Kulübü Başkanı olarak ilk icraatı lokalde sigara içen sporcuları kovmak olduğunu, gençlerle çıktığı ilk maçta takımın 13 gol yiyerek sahadan 13-0 yenik ayrıldığını,
***Teknik Direktörü olarak çıktığı Erzurumspor´un Didi´li Fenerbahçeyi yenmesinden sonra, ´Hadi´nin fendi, Didi´yi yendi´ denilen rahmetli Hadi Vuraler´in uzaktan attığı çalımlarla rakibini geçtiğini,
****Erzurumspor eski yöneticilerinden Fuat Kulaçoğlu´nun babası işadamı Yılmaz Kulaçoğlu´nun Palandökenspor´da orta haf oynadığı dönemde ´dalgakıran´ olarak ünlendiğini...
ŞİMDİ DE BİR KENTİN AYDINLIK YÜZÜ
Seksen iki yaşına merdiven dayayan Lalapaşa'daki Mektep Sokakta dünyaya gelen Solakzade eşrafından Cahit Solakoğlu, geçtiğimiz hafta ikinci kitabıyla karşımıza çıktı.
Okumak için ayrıldığı Erzurum'a 1953 yılında avukat olarak dönen ve 26 yıl Erzurum’da kalan Solakoğlu, bir süre çok sevdiği Erzurum Lisesinde Tarih öğretmenliği de yapıyor.
1980 yılında yine çocuklarının eğitimi için İstanbul'a gidiyor ama doğduğu kenti hiç unutmuyor.
Cumhuriyet kuşağı Erzurum'u ve Erzurumluları anlatmak için "Bir kentin aydınlık yüzünü' yazıyor.
Hem de ‘Erzurum'un Orhan Pamuk'u olarak nitelendirilen 'Feridun Andaç'ın 'Bir kentin solgun yüzü' kitabına karşılık olarak.
İŞTE CAHİT SOLAKOĞLU
Erzurum'un 1930- 1980 yılları arasında geçen elli yılına ait kitap, 'Şiirlerde Erzurum' bölümü ile başlıyor.
Cahit Solakoğlu'nun giriş bölümüne yerleştirdiği şu şiir duygularını daha iyi anlatıyor:
"Ne mutlu bana ki; TÜRKÜM/ Yurdum güzel ANADOLU/ ERZURUM, dilimde türküm/ Yuvam; erinç, sevgi dolu/Özgürlük, aydınlık, ülküm./ Çizgi, ATATÜRK'ün yolu/ Anılarım, yaşam öyküm/ Gözyaşlarıyla buğulu/ Soyum- sopum, evim barkım/ İşte CAHİT SOLAKOĞLU"
Sonraki bölümlerde 'Erzurum'un bilgeleri' ve 'Solakzadeler' yer alıyor.
O günlere ait ve çok önemli fotoğraflarla donatılmış 500 sayfalık kitapta, sözü edilen bilgelerden bazıları şunlar:
"Dr. Salim Cinisli, Prof. Dr. Zeki Başar, Olgun'lar,Hüseyin Köycü, Mesut Çankaya, Müştak Sıtkı Dursunoğlu, Safiye Önal, Prof. Dr. Hayrunnisa Çavuşoğlu, Selçuk Erverdi, Orhan Ketecioğlu, Abdurrahim Aydınoğlu, Orhan Şerifsoy, Dursun İspirlioğlu, Dündar Özden, Oltulugiller, Zühtü Akbaba ve ailesi."