'Erzurumlu’nun Tofaş'la telefon görüşmesi' kelimelerini yazarak internette arama yaptım.
Tam 152 sonuç çıktı.
Hayretle baktım, çıkan sonuçlara.
Tüm sosyal paylaşım sitelerinde o ‘küfürlü telefon’ konuşması var.
Bilmem hatırlar mısınız?
Erzurumlu Abamüslim Keçeci ile Tofaş Müşteri Hizmetlerinde çalışan Dilek arasında geçen konuşmayı.
Peki, üzerinden 5 yıl geçen bu konuşmayı niye merak ettim?
İki nedeni var:
Birincisi, 112 Çağrı Merkezini arayan bir tanıdığın başından geçenleri anlattığı için...
İkinci olarak da 'çağrı merkezleri'nin Erzurum'un bacasız fabrikaları olduğuna vurgu yapmak için...
Türkcell'in Anadolu’daki çağrı merkezleriyle ilgili ilk yatırımı 2006'da, Erzurum’da başladı.
Erzurum’da ki çağrı merkezi 19 kişi ile açıldı, 5 yılda bu sayı 850 kişiye çıktı.
Şimdi ek yatırımla 1300 genç Erzurum Çağrı Merkezinde çalışacak.
Tükcell, AssisTT, Finansbank gibi çağrı merkezleri sayesinde çok sayıda genç işsizlikten kurtulacak.
Elbette ‘Abo bey’ler hep olacak.
İsteğim bu merkezlerde görevli Dilek gibilerin daha çok olması.
AMBULANS İSTEYENE YOL GÖSTERDİLER
Palandöken ilçesinde oturan DADAK Doğa Sporları Kulübü Derneği Başkanı Ahmet Öztürk, belinden rahatsızlanır.
Rahatsızlığından dolayı bir süre özel bir hastanede fizik tedavi görüyor.
Geçenlerde evde ters bir hareket yapınca da beli tutuluyor.
Altmışlı yaşında dağa koşarak çıkan Öztürk, çaresiz kalınca 112 Acil Servisi arar ve ambulans ister.
Sağlık Bakanlığı, gerçekten hasta nakli konusunda çağ atlamıştır.
Hastayı ya da yaralıyı zamanında hastaneye yetiştirebilmek uğruna helikopteri, uçağı pistte hazır bekletir.
Onun için özellikle kış mevsiminde Doğu'da yaşanan kızakla hasta nakline son verildi.
Ama böyle bir kuruluşun 112 Acil Servisinde çalışan bir bayan:
-Şu an ambulansımız yok. Gelince gönderelim, der.
Aradan 10- 15 dakika geçer, ses seda çıkmayınca Öztürk yeniden arar.
Karşılıklı neler konuştuklarını bilemiyoruz.
Sonuç olarak çağrı merkezindeki o görevli, Öztürk'e şöyle akıl verir:
- Sizi tedavi eden hastaneden ambulans isteyin!
AMBULANS GELMEYİNCE TAKSİYLE HASTANEYE GİTTİ
Özel hastaneden ambulans istemenin bir bedeli yok mu?
Emekli olan Ahmet Öztürk, özel hastaneden niye ambulans istemeye zorlanıyor?
Hani Cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel söylemişti:
-Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar, diye.
Biz de bel ağrısından az çekmemiştik.
Ahmet Öztürk’ün derdine ortak olmak istedik.
112 Acil Servisi ben de aradım ve Öztürk'ün ambulans isteğini tekrarladım.
Ama, görevli bayan arkadaş, bir yetkiliyle bizi görüştüremediğinden olacak çareyi telefonu yüzümüze kapatmakla buldu.
Telefonla geri döndüğümüzde Ahmet Öztürk, ağrılara daha fazla dayanamamış ve bir taksiye binerek özel hastaneye gitmişti bile.
ÇAĞRI MERKEZLERİNDE ÇALIŞANLAR İÇİN, DERS
Daha sonra İl Sağlık Müdürlüğü Basın Bürosunda göreve başlayan Cengiz Tosun aradı.
Ambulansların yoğun olduğu bir sırada isteğin geldiğini, bu yüzden yerine getirilmediğini söyledi.
Biz de tekrar Öztürk'ü arayarak Cengiz Tosun'un olayla ilgilendiğini belirttik ve görüşmesi için telefonunu verdik.
Şimdi bir değerlendirme yaparsak, Ahmet Öztürk o an ağrılarından dolayı belki kolayca sinirlenebilir.
Peki böylesine önemli çağrı merkezlerinde çalışanların sabırlı, hoşgörülü olmaları gerekmez mi?
İşte onun için 2007 yılının Ocak ayında internet sitelerine düşen Erzurumlu Abo bey ile Tofaş'tan Dilek hanımın konuşmalarını yeniden gündeme taşıdık.
Çünkü herkesin bundan çıkaracağı önemli dersler olmalı.
Bu kaseti vatandaş bir kez, çağrı merkezlerinde çalışanlar ise en az on kez dinlemeli.
ABO BEY, NİYE VİTESTEN ATTI
Hikaye şöyle:
Erzurumlu Abamüslim Keçeci,Tofaş'tan bir otomobil alır.
Ancak, otomobilde bir takım arızalar oluşur.
Her gün müşteri hizmetlerini arar ama sorun çözülmez.
Bunun üzerine Abamüslim Keçeci vitesten atar.
Ama karşısında Dilek hanım gibi bir 'dağ' vardır.
Küfürlerin büyük bir bölümünü duymamazlıktan gelir.
Sabırla dinler, hoşgörü ile karşılar ve herkesin takdirini toplar.
Yoksa o telefonu açanın yüzüne kapatmak, sorunu ortada bırakmak, küfüre, dayağa aynı şekilde karşılık vermek en kolay yol.
Özellikle çağrı merkezlerinde çalışanların ‘kulaklarına küpe’ olması için o diyaloğun bir bölümünü yeniden yayınladık:
HEM OKUYUN HEM DE GÜLÜN
- Tofaş Müşteri hizmetleri..
- Nil hanım orada mı?
- Konu neydi ben yardımcı olayım.
- Bırak yardımı, Erzurum'dan arıyorum Abamüslim Keçeci. Nil hanım orada mı, verir misin telefona?
- Nil hanım yerinde yoklar.
- Nerede cehenneme mi gitti? Biraz önce benimle konuştu. Oranın genel müdürü kim?
- Beyefendi aracınızın plakası...
- Yahu bırak plakayı, elli sefer verdim. Ben müşteriyim. Kim, sizin genel müdürünüz? Yetkili birim amiri kim? Onun üstünde Cem bey mi var?
- Efendim Cem bey de yok.
- Cem beyin üstündeki vatandaş kim, Ermeni mi, İtalyan mı? Bir Türk değil mi gardaşım. Ben araç almışım.
- Bilgilere ulaşabilmem için sizin adınızı ve aracınızın plakasını alabilir miyim?
- Senin adın ne? Beni daha öğrenemediniz mi? Erzurumluyum. Her gün ariram. Allah belanızı vere. Nasıl işe düştüm gardaşım. 25 AR 575. Oraya, elinizin, avucuzun içine yazın.
- Bilgilerinize ulaşmaya çalışıyorum.
- He bir ulaş ölmüşlerin hayrına.
- Abamüslim Keçeci ile mi görüşüyorum?
- Evet.
- Şu an kayıtlarınıza ulaşmaya çalıyorum Abo bey.
Nil hanıma da ileteceğim...
- Yahu Nil'i bırak bacı.
- Daha önce de aramışsınız.
- Elli sefer aradım. Nil hanımın da babasının ağzına s.... sizin de babanızın ağzına s.... Yahu yetkili kimse onu bağlayın bana. Ağzına s... evlatları.
- Abo bey, Nil hanım...
- Şimdi Nil hanımın ağzına s.... beni. Elli kere aradım, bir kere arasın beni.
- Telefon numaranız 442 316... cep telefonunuz 542 684...
- Taman, senin adın ne hanım kızım?
- Dilek efendim.
- Nil hanım kimse telefonu yüzüme kapattı. De ki bizim ağzımıza bir kere, seninkine 50 kere s....
- Peki efendim, isteğiniz üzerine ettiğiniz tüm küfürleri Nil hanıma aktaracağım.
- Hayret birşey. Araç satmışsınız araca sahip olun ağzına s... çocukları. Yahu bacı sizin en üstüz kim yahu? En üstünüzün babasının ağzına s...