Afedersiniz affedemediklerimiz
5/12/2008
Osmanlı'yı anlamamakta ısrar edenlere...
4/28/2008
Yunus kaya hocaefendi...
Son devrin büyük İslam ulemasından müstesna bir sima, müstesna bir şahsiyet..
Son devirde inanca set, inanç sahiplerine pranga vurmaya kalkışanlar sebebiyle mümin yaklaşımının gereği olarak sempati, ancak gerçek niyetleri açığa çıktığında teneffür toplayan, hatta ‘bunlar iyidir’ diyenlerin bu sözleri için tevbelere kapandığı güruhtan bir şahıs, mümtaz ilim adamının huzurunda.
Mevzuu 28 şubat..
Sohbet içeriği Müslümanlara reva görülen zulüm.
Büyük alimin huzurundaki Fethullah Gülen Hoca müridi, cemaat olarak amaçlarını paylaşıyor ve ‘dinler arası diyalog’ diyor…
Aklı sıra onay alıcı bir beyanat koparacak.
Önce dadaşvari bir sükut ve ulema edebi ile muhatabını dinleyen Yunus Kaya Hocaefendi, birden bir iman kalası halinde, adamın meşum sözlerine set çekiyor ve ünlüyor:
‘Dinler ne demek’…
‘Diyalog ne demek..!’
‘İnneddîne indallâhil islam’…
Allah katında din islamdır…
Dinler ne demek..!’
Ve net bir tespit ve karar:
‘Bu sapıklıktır..’
Rabbim ömrüne bereket versin ki..
Yunus Kaya Hocaefendi bizim 28 şubat zulmü atmosferinde şefkat gösterip, merhamet ve inanca müteallik söylemleri sebebiyle müsamahakar baktıklarımızın üzerindeki örtüyü kaldırıyor…
Sanki, gözlerimize inmiş olan perde yok oluyor..
Bir zulme tepki olarak şefkatle yaklaştıklarımızın gerçek tarifi ortaya çıkıyor:
‘Bu bir sapıklıktır..’
**
Bizim halk arasında sıkça kullandığımız ve belki de din-i mübin-i islama bağlı Müslümanların duruşunu tarif eden bir söz vardır:
‘Müslüman kim’ sualine cevaptır…
‘Müslüman kim, inanan..’
Bize kendilerini makul çizgide, tevazu çemberi içinde bir İslami dayanışma hareketi olarak gösterenlere toplumun yaklaşımı bu…
Allah, diyorlar…
Allah için çalışıyor, dayanışıyoruz diyorlar...
Mağdurların yanındayız diyorlar ya…
Yüreğinde hiçbir art niyet taşımayanlar, Müslümanlar onları öyle kabul ediyor, öyle yaklaşıyor onlara..
Zira beliğ bir tepsi var...
Zira fasih bir hüküm…
Net mi net…
‘Müslüman kim: İnanan’
Yunus Kaya Hocaefendi bir Müslüman öfkesi içinde muhatabını azarlarken bunlar geçiyor aklımızdan…
İstismar ettiler, deri topladılar, ramazan yardımı aldılar, talebelere yardım vs vs…
Meğer…
**
Yunus Kaya Hocam öfke içinde..
“Allah indinde din islam’dır, Allah indinde başka din yoktur ki diyalog olsun. Dönün yanlıştan… Dönün tahrif edilmiş dinleri kisve edinip sizi kullananlara hizmetten, dönün..’ diyor..
Ve yine bir İslami öfkeyle tekrar ediyor: İnneddîne indallâhil islam”
Başka bir yol bilmeyiz…
**
“Allah başımızdan eksik etmesin Yunus Hocaları.. Allah onların çizgisinden ayırmasın bizleri… Allah onların ömrüne bereket, düşüncelerine kuvvet versin” niyazındayız..
Tevbe geliyor önümüze..
Tevbe.. Tevbe..Tevbe..
Ne acıdır ki..
İlk kez ve kararlı bir şekilde iyi niyetlerimizden utanıyoruz..
Sıkılıyoruz..
Tevbelerle rabbimize sığınıyoruz..
‘İnneddîne ındallâhil islam’ zikriyle..
‘İnneddîne ındallâhil islam’ fikriyle..
**
Bir inşirah hakim oluyor yüreğimize, bir inşirah..
Hakikat bir kez daha südur ediyor…
‘Ya rabbi, senin dinine eş koşup, dinler arası diyalog edepsizliğinde müessir olanlara, bilmeden, bir Müslüman terbiyesi içinde gösterdiğimiz iyi niyet için bizi affet..
Ya Rabbi… La ilahe illa ente sübhaneke...
28 şubat mağdurları diye ne kadar da masumane düşünmüştük.
Hatta…
Onları tarif eden önemli bir bulgu..
Yüreklerindekini açığa çıkaran net bir vurgu:
‘Dinlerarası diyalog’
Haşa ve haşadır..
Vatikanla, bizim iman adresimizi bir tutmak…
En mühimi:
‘İnneddîne indallâhil islam’ gerçeğini unutmak..
28 Şubatçı haysiyet yoksunlarının bizi sürüklediği hal..
Rabbim razı olsun..
Ulema Yunus Hocaefendilerden..
Rabbim razı olsun..
Vahyin, ilahi vahyin adresini hatırlatıyor hepimize..
‘Allah katında din İslamdır.. Dinler yoktur.. İslam Dini vardır.. Dinler demek de, dinler arası diyalog gütmek de sapıklıktır’
**
Yunus Hocaefendinin huzurundan yüreğimize hakim olan inşirah ile ayrılıyoruz..
Ticari saiklerle düşünce serdetmediğimiz bilinir.
Zulüm üzere yönelenlere, din sütresiyle ekmek kapılarını çalıp kendileri için kapı yapanlara bin lanet.
Ama…
İsyana sebep bu değil.
Vicdani huzur arayışı…
İnanan ve inandığı için Müslüman olan, Dinler arası diyalog hezeyanını gizleyip, sonradan açığa çıkaranlara gösterdiğimiz iyi niyet için bizi affet Allahım..
Bizi affet, diyor ve tevbe kapısına yöneliyoruz..
28 şubatçıları da, onların mağduru oldukları yalanına sığınıp bizi aldatan ‘diyalogcuları’ da telin ederek..
Allah senden razı olsun hocam…
Allah razı olsun..
YETKIN TEKELIOGLU 15 Ocak 2011 Cumartesi 19:42
|
Gürhan Özorhan 29 Ağustos 2010 Pazar 03:15
|
selim uzun 27 Ağustos 2010 Cuma 15:04
|
yalçın erdem 27 Ağustos 2010 Cuma 13:34
|
Hanifi Keskin 27 Ağustos 2010 Cuma 13:22
|
d kaya 27 Ağustos 2010 Cuma 09:23
|
binali BURSA 27 Ağustos 2010 Cuma 03:16
|