MENÜ
Erzurum 27°
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Biraz uzun oldu ama...
Baki Gezmiş
YAZARLAR
16 Mayıs 2013 Perşembe

Biraz uzun oldu ama...

Bazen okuduğunuz bir kitabı herkesin görmesini, hıfz etmesini istersiniz…
Kimi zaman da, sakıncalı sandığınız kesitlerinden ötürü ikircikli bir hale düşersiniz…
Tavsiye noktasında…
Benimki de böyle bir hal…
İsmi itici gelse de, içeriği fena değil…
Neme lazım; vebal altına girmek istemem…
En iyisi beğendiğim bölümlerini paylaşmak…
İnsanın iç dünyasını izah ediyor…
Teslim olmayı…
Huzur bulmayı…
Yazar başka bir imge kullansa da…
Biz iç sesimiz diyelim…
Mesela diyor ki ; “Sadece ‘olmak’, ‘yapmak’ kadar gereklidir. Yaşamdan, değişik evreleriyle, değişen renkleri ve halleriyle keyif al. O mükemmel desenin ortaya çıkmasını ve gelişmesini izle.”
Ekliyor…
“Önemli olan ne söylediğin değildir. Ne olduğun ve nasıl yaşadığındır. Bu dinlenme dönemlerini kabul et. Senin eyleme geçmenin gerekli olduğu zaman, bunu net bir şekilde belirteceğim.”
Sonra…
“Etkinlik zamanları ve huzur zamanları vardır. O durumlar gerçekleştiğinde, her durumdan da keyif almayı öğren ve bunun ne kadar gerekli olduğunu fark et. Yaşam nefesini içine çekme zamanı ve onu serbest bırakma zamanı vardır. Ve gerçekleşen her şeyde de mükemmel bir ritim vardır. Onun içinde huzur ve uyumu bul.”
Dahası şunları da söylüyor…
“Benim yollarım tuhaf ve harikadır, ama onlar insanca yollar değildir. O yüzden onları şaşırtıcı ve hayret verici buluyorsun. Onlarla uyum içinde olup o akışta devam etmeyi ve onları kabul etmeyi öğren.
Tüm bunlar teoride kulağa ne kadar kolay geliyor ama bunu pratiğe dökmek, günün ve gecenin her anında onu yaşamak farklı bir şeydir- oysa eylem olmadan sözler boş ve anlamsızdır. Herkesin, hiçbir şey saklamaksızın bir yaşam sürmeyi öğrenmesi gerekir. Zorluk, sen gerçek Benliğin olamadığında ve bir şey saklamaya çalıştığında oluşur.
İnsanları her şeyden önceye koymayı öğren ve yaptığın her şeyde rahat ol.”

***
Bilinç dışı olsa da zaman zaman bu öğütleri yerine getirmez miyiz?
Çok olmuştur bendenizin hayatında…
Belki bu yüzden okurken keyif aldım…
Durun daha bitmedi…
Fırsatlardan bahsediyor…
Ve…
“Mutlak huzur ve güven içinde Bana hizmet et ve bil ki gerçeği açıklayacağım ve gerçek seni özgür kılacak.
Sadece ‘ol’abildiğin zamanlar sadece senin için değil, bütün iletişimde oldukların için de faydalıdır. Daha çok ‘ol’maya çalış.
Yalnız olduğun zamanlar çok değerlidir; son derece sihirlidir, sende ve senin sayende pek çok şey gerçekleşebilir. Seni Varlığımla o kadar çok doldurabilirim ki tamamen Tanrısal bilinçte olursun: ışık ve sevginin üretildiği ve dünyaya yayıldığı bir güç kaynağı. Mucizeler, kanallar aracılığıyla ortaya çıkmak için bekliyor.” diyor…
Ardından da…
Kendi yolunu seçmemizi istiyor…
“Sükûnet içinde ol, içinde yaşamın ritmini hisset ve onunla yaşa. İnsanca oluşturulmuş kurallara uymak mı, yoksa bedeli ne olursa olsun Benim irademi gerçekleştirmek mi istiyorsun, bununla ilgili kararını ver. Seçim senin ellerindedir. Seçmek için özgürsün ve hiç kimse seçimi senin adına yapamaz. Benim yolumu seçtiğinde çoğu kez dünya seni kınayıp eleştirecektir ancak Benim kutsamamla sen karşına her ne gelirse gelsin, ürkmeden karşılayabilirsin. Ve bil ki sen Benim irademi gerçekleştirdiğinde nihai sonuç yalnızca mükemmel olandır.
Huzur içinde ol ve rahatla! Kendini tamamen Benim irademe teslim et.
Yapılacak çok şey var ancak onlar, endişe ve telaş ne kadar az olursa, o kadar daha iyi yapılabilir. Yaptığın her şeyden keyif al. Her eylemin, işin ehli gibi tadını çıkar. Sadece mükemmellik seni tatmin etsin.
Huzur ve sükûnet pelerinimin seni tamamen sarıp sarmalamasına izin ver. Sessizlik ve güven içinde ol, güçlü olacaksın. Her ne yapıyor olursan ol, sen bu bilinç seviyesindeyken senin aracılığınla çalışabilirim.” diyerek…

***
Muhteşem bir bütünden bahsediyor iç dünyamız…
Bütün!
“O var gayri yok” hakikatine işaret ediyor adeta…
“Bir”e, “tek”e vurgu var…
“Huzur içinde ol. Bu, her şeyi ta derinden hissetmeni sağlayan kalp merkezinin açılışıdır. Gözyaşlarının kolayca aktığını mı görüyorsun? Bunlar sevinç gözyaşlarıdır; bırak aksınlar. Onlar gerçeğin ve ilahi sevginin fark edilmesinin gözyaşlarıdır. Ve bu, insanda kıvanç ve şükran ile yeni ve derin bir anlayışla ilgili duyguları oluşturur.
Bu, uyumuşsun da şimdi yeni bir dünyayı bulmaya uyanmışsın gibidir. Her şey farklı ve güzel görünür; sanki sen, kışın her şey kış uykusundayken uykuya yatmıştın ve baharda, baharın tüm muhteşemliğine uyandın. Aynı ağaçlar, aynı bahçe oradadır ama yaşamla, büyümeyle, renk ve güzellikle dolu canlılıktadır, çünkü her şey yenilenmiştir ve sen kendini bu işleyişte yeni hissedersin. Yeni fikirler, yeni duygular, yeni bir anlayış- yepyeni, daha derin ve çok daha muhteşem bir sevgi- tüm varlığında titreşir.
Sevin Çocuğum, sevin. Zarif bir şekilde ve uyanık olarak yürü, böylece hiçbir şeyi kaçırmazsın. En küçücük böceği bile yeni bir ışıkta gör. Sen gözlerini açmayı seçtiğin için her şey gerçekten yenilendi. Yaşamı bölmüştün ama o şimdi muhteşem bir bütündür. Bütünlük yüreğini doldurur, onu genişletir, bilincini yükseltir. Bu yenilik, içeriden başlamalı ve sonra dışarıya ve yukarıya doğru açılmalıdır. Yukarıya ve daha yukarıya. Bu genişlemenin sınırı yoktur; sonsuza kadar devam eder. Daima ve sonsuza kadar…
Sana tüm koyunlar ve kuzular ağıla toplanacak demedim mi? Sesimi duyan herkes gelecek ve hiçbir şey onları durduramaz. Onlar mükemmel bir huzur ve uyum içinde birbirleriyle birlik içinde yaşayacaklar, çünkü hiçbir şeyin bozamayacağı bir birliği bulacaklar; Bende, Benim Işığımda, Benim Sevgimde ve Benim bilgeliğimde olan birliği. Ve her şey bir olacak.”
Uzun bir yazı oldu…
Olsun…
Sabırla okuyan için müthiş kazanımları olacağına inanıyorum…
Devam edelim…
Bir çiçek gibi açmamızı öneriyor…
Sıkı sıkı tembihatlar eşliğinde…
“Güçlü ve güzel bir şekilde büyü, çünkü Benimle her şey güzelliktir, her şey uyumdur, her şey mükemmelliktir. Senden Benim yollarımda yürümeni istemedim mi?”
Şükür hakikatinden bahsediyor sonra…
Beslendiğimiz bütün kaynaklar gibi…
“Her durup “Teşekkürler Tanrım” dediğinde Benim farkımdasındır. Doğaya ait güzellikleri her gördüğünde ve onların yüceliğinden memnuniyet duyduğunda Benim farkımdasındır. Yüreğinin açıldığını ve bir başka ruha sevgi aktığını her hissedişinde Benim farkımdasındır. Bensiz, hiçbir şey olmadığını ama Benimle birlikte her şey olduğunu ve her şeyi yapabileceğini gitgide daha çok fark ediyorsun.
Beni bilinçli bir şekilde fark ettiğin zaman artık hiçbir şey imkânsız değildir.”
Dedik ya…
Müthiş bir kitap…
“Ama”larıyla beraber…
Bitirelim isterseniz…
Son tespitlerden sonra…
Buyurun:
“Bugüne ‘zirvede düşünüş’le başla. Düşüncelerin benimle olsun; kendini Benim varlığımda hisset, benimle yürüdüğünü, benimle konuştuğunu hisset. Bir olmamızın harikalığının senin bilincine inmesine izin ver. Bu yüksek bilinç halinde kal. Bunu tümüyle anda olduğunda yapabilirsin; geçmiş ya da gelecek anları düşünerek değil, düşüncelerini sadece şimdideki bu ana vererek.
Şu andaki zamanda çok şey yapabilirsin- bir ömür sürebilirsin. O yüzden onu yaşa, keyfini çıkar, onun yüceliğinden memnuniyet duy.
Gözlerini aç. Bilincini yükselt. Bu zamanlardaki işaretlere ve mucizelere tanık ol.
Hiçbir şey sana sürpriz olup seni şaşırtmasın- bu gerçekten önemlidir. Hiçbir şeye şoke olma. Benim yollarım tuhaf ve harikadır. Almaya hazır olduğunda bildireceğim çok şeyim var. Şimdi kendini hazırla ve bil ki Benim Cennetim geliyor, Benim iradem gerçekleştiriliyor. Bunu fark et.
Farkındalıkta genişle; her şeyi kabul etmeye hazır ol, şimdi ve her ne zaman olursa olsun.
Gerçeği yaşadığını fark etmeye başlayacaksın. Kısa bir süre önce olağanüstü gibi görüneni şimdi gayet doğal bir şekilde kabul edebiliyorsun. Hepinizde kendiliğinden derin değişimler gerçekleşiyor. Onları kabul edin, onlara uyum sağlayın, hiçbir şeye direnmeyin.
Bu belirgin zaman diliminde titreşimler süratle yükseltiliyor. Kalplerinizi ve zihinlerinizi açık tutun ve bu titreşimlerle yükselin. Bir grup bir araya geldiğinde, tek bir yürek ve tek bir zihin olduğunda her şey gerçekleşebilir.
Sevgili çocuğum, her ruhun bu yolda, kendisinin mükemmelliğini –Benim mükemmelliğimle eşit mükemmellikte- görebildiği ve bu gerçeğin harikalığını kabul etmeye istekli olduğu bir noktaya ulaşması gerekir. Sen kendi öz Benliğini küçümsediğinde, Beni küçümsüyor olursun, çünkü BEN sendeyim, BEN senim, gerçek sen.
Senden bilincini, şimdiki üç boyutlu bilincin ötesindekini görmek için, bütün her şeyin tümüyle farklı göründüğü, Benim suretimde ve benzeyişimde yaratılmış olmanın gerçek anlamını görebildiğin, ‘Ben ve Tanrım Biriz’ ruhta ve gerçekte biriz, ayrılmaz biçimdeyiz, sözünün gerçekliğini görebildiğin o yüksek boyutlara genişletmeni devamlı istememde şaşılacak ne var?”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2024 Erzurum Gazetesi