Başbakan’ın izni hayra alamet!

Problemin ana kaynağında istihbarat zafiyeti var demiştik…
Öyle olmasa, iş bu noktaya kadar gelebilir miydi?
Mümkün değil…
Başbakan’ın eski bir MİT’çi için soruşturma izni verdiğini okuyunca…
Olması gereken bu dedik…
Daha detaya, daha…
İnilmeli ve…
İstihbarat örgütümüz ne iş yapar, bu güne kadar ne yapmış didik didik edilmeli…
***
Daha önce de söylemiştik…
Anlamıyoruz…
Vallahi, billahi, tallahi anlamıyoruz…
“Algı merkezlerim mi dumura uğradı” diyoruz çoğu kere…
Nasıl bir ülke bizimkisi…
Binlerce yıla dayanan geçmişine rağmen…
Bu nasıl kurumsal yapılanma…
***
Son örneği vererek söylemek istediğimi netleştireyim…
Beytüşşebap’ta garip bir hadise yaşanıyor…
2 aşireti karşı karşıya getiren olayın özü şu:
“Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde 4 gündür, aşiretlerin karşı karşıya geldiği büyük bir kavga yaşanıyor. Sebebi ise 12 yaşındaki 3 çocuğun para karşılığında PKK'ya teslim edilmesi. Çocuğu kandırılarak terör örgütünün dağ kadrosuna verilen isimlerden biri BDP'li Belediye Başkanı Yusuf Temel. Evlatlarını kurtarmak isteyen aileler, örgüte çocuk kazandırmakla suçladıkları Cin ailesi tarafından linç edilmek istendi. Başkan Temel'in yakınları da Cin ailesinin evini silahla taradı. 4 günde 5 kez kavga eden aile fertlerinden 10'u silahla, 5'i de taş ve sopalarla yaralandı. Aileler, terör örgütüyle görüşerek çocuklarının geri verilmesini istedi, ancak PKK bu talebi reddetti. Çocukların her birinin 2 bin Euro karşılığında satıldığı iddiası ise gerginliği iyice artırdı.”
***
Evet aynen böyle…
Yanlış anlaşılmasın bütün bu olup bitenler küçük bir ilçede yaşanıyor…
İnsanlar para karşılığı dağa gönderiliyor…
Aşiretler birbirine giriyor…
Ve devlet uyuyor…
Bu ülkenin istihbarat örgütü var diye biliyoruz ama;
Bu somut gelişmelere bakınca açıkça YOK demek ki, diyoruz…
Var gibi gösteriliyor…
***
Ya da…
Bir şekilde devre dışı bırakılıyor…
İsteyen istediği gibi hareket ediyor…
Dağa çıkışlar serbest…
Hasılı, at izi it izine karışmış…
Gidiş iyiye değil…
İğdiş edilmiş bir devletin akibetini söylemeye gerek yok!
Ayakta kalmak istiyorsan gereğini yapacaksın…
İş bütünüyle şirazeden çıkmadan gerekeni yapacaksın!
Hep söylüyoruz ya…
Meşrebe göre karşılık vermek lazım diye…
***
Birebir şahidiyiz ki, bu bölücü aymazlığın en büyük mağduru bölgede yaşayan namuslu insanlarımız…
Korkuyorlar…
Eli kanlı eşkıya’nın astığı astık kestiği kestik…
Baksanıza kendi partisinden seçilmişler bile ne haldeler…
Dağ’a çocuğunu kimse göndermek istemiyor…
Ancak!
 ***
Bu noktada millet devleti görmek istiyor…
Deyim yerindeyse kodumu oturtan devleti…
Hakkı adaleti üstün tutarak…
Vatandaşına karşı olabildiğince müşfik.
Eşkıya ve yandaşlarına karşı ise, yaptırımları en uç noktaya kadar uygulayan bir devlet!
 ***
Özlemini duyuyoruz…
Milletçe!