MENÜ
Erzurum
Erzurum Gazetesi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Vilayet bu aymazlığa ne tür tepki verecek!
Mahmut Akdağ
YAZARLAR
8 Nisan 2013 Pazartesi

Vilayet bu aymazlığa ne tür tepki verecek!

Yeri geldikçe söylüyoruz ya, devlet aygıtı insan merhametiyle çalışıyor diye…
Öyle… Kanunlar çıkarılıyor, yönetmelikler hayata geçiriliyor, memurların, amirlerin istihdamı devlet denen somut süreci çalıştırma amaçlı…
Siyasal sistemler de aynı maksada matuf…
Liberalizm, komünizm, faşizm vs…  
Hepsi aynı amaca yönelik…
Ancak, bu farklı sistemlerin tamamındaki ortak payda insan unsuru…
O yoksa anlamı yok!
Sloganlaştırırsak, “Onun için Onunla”…
İnsanın faydasına…
İnsan eliyle…
Devletin insana yansıyan en çarpıcı merhamet eli ise, sosyal hizmetler…
İhtiyacı olmayanlar bir ömür bu hayati kurumu fark edemiyorlar…
Oysa, o kadar fonksiyonel o kadar hayati ki…
Ülkemizde yaşanan onca ekonomik darboğazı sosyal patlama yaşanmadan atlatan müessese burası…
Son yıllarda çok daha işlevsel hale geldi…
Sadece yoksulları değil; yaşlıyı, hastayı, engelliyi, dulu, yetimi; hasılı ihtiyacı olan herkesi sahipleniyor…
Direkt maaş veriyor…
Eskilerin ifadesiyle kimseyi muhannete muhtaç bırakmıyor…
***
Ancak, her kurumda olduğu gibi burada da aksayan yönler var…
Erzurum için söylüyoruz…
Zaman zaman haksızlıklara dönük şikayetler alıyoruz…
Mesaj atanlar, telefonla bildirenler…
Bu defa bir bayan okurumuz aradı…
Eğitim Fakültesinin arka tarafında hizmet veren Sosyal Hizmetler birimiyle ilgili öylesine dertliydi ki…
Yazalım; ola ki, aksaklık giderilir dedik…
Anlattığı şey ilgisizlik, vurdumduymazlık!
Özetleyelim…
Eşinden ayrılmış bir bayan…
Biri 2 yaşında diğeri 6 aylık iki bebeği var…
Hanımın işi yok…
Evi de…
Kocasından cüzi bir miktar nafaka bağlanmış; ama onun da işi yok!
Yani bebeklere süt alacak paraya muhtaç…
Ayrıldığı eşinin ablası yanına almış bunları…
O bakıyor…
Devletin yardım elini tutma gayretine giriyorlar…
Bütün istedikleri de bilgi almak…
Yol yöntem öğrenmek…
Araştırıyorlar; verilen adrese gidiyorlar…
Durumu izah ediyorlar…
Bir uzman bayan’ın ismini verip, beklemelerini tembih ediyorlar…
Oturuyorlar…
Dakikalar geçiyor…
Beş, on, on beş, yirmi…
Bekledikleri odadan kahkahalar yükseliyor…
Çayın biri gidip diğeri geliyor…
Ama, bunlara bakan yok!
Korka, sıkıla hatırlatma yapıyorlar…
Bir erkek odaya girip haber ediyor, dönüp bekleyin talimatını yineliyor…
Ama bu kez uzman hanımın oda kapısı da kapatılıyor…
Beklemeye devam…
Bir saate yakın bekleyip, çıkmak zorunda kalıyorlar…
Zira, uzmanımız keyfini bozup huzura kabul etmiyor bu insanları…
BİMER’e şikayet edeceklerini ancak bu konuda da pek bilgi sahibi olmadıklarını, gazetemiz kanalıyla durumu ilgililerin bilmesini istedikleri söylediler…
Vilayet ilgilenirse durum bu!
***
Ne dedik! Devlet aygıtını insanın merhamet eli çalıştırıyor…
Kim bunlar?
Memurlar…
Bu duygusu körelmişse, yoksa ne bekleyeceksiniz bu memurdan!
Devlet işine girmek için bin türlü takla atarlar…
“Acıyın, merhamet edin” yakarışında olurlar…
İşi kaptıktan sonra da…
Acımasız, kaskatı kesilirler…
Buna siyasetçi ne yapsın; devlet ne yapsın!
Ama, bu noktada insanımızın yapacakları var…
Hakkını aramak…
Şimdi imkanlar eskisi gibi değil…
Gerekiyorsa yanında taşıdığı cep telefonunun kamerasını devreye sokup olanı biteni kayda geçmek…
Ardından da, yapılan haksızlığı belgelemek…
İlgili kurumu ve ilgisiz çalışanı afişe etmek, şikayet etmek…
Ne demiş büyüklerimiz…
İçinde zor olmayan hatırın kıymeti olmuyor!
Bahse konu uzmanın ismi bizde…
Okurumuzun da…
Başbakan’ın bu konudaki hassasiyetini bilmeyen de yok!
Konunun takipçisi olacağız…
 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Yasin Efendi
 16 Nisan 2013 Salı 15:06
Belli ki bu kurumun elemanısın, siz Başbakanı sabote ediyorsunuz. O çırpınıyor ki, vatandaşın sıkıntıları anında çözülsün siz millete bunları yapıyorsunuz. Gazeteci ezbere yazıyor bunları veya millet niye derdini gidip gazeteciye anlatsın. Zoru ne. Demekki bir sıkıntı yaşamışki bunu anlatıyor. O vatandaşı bulsam anlından öperim. Başbakanımızın istediği bu işte. Öyle milleti götür getir yapanı şikayet edeceksin. Yazıdaki bir yer çok dikkatimi çekti, işe girene kadar el etek öp, ondan sonrada milletin iflahını kes. Bu tür memurlara benim hakkımdan düşen para haram olsun. Gazeteci kardeşimide kutluyorum. Allah razı olsunki böylelerini yazıyorsunuzda belki hizaya gelirler. Bu yazıyı bende sayın başbakanımın e postasına atacağım.
 yasin sırakaya
 16 Nisan 2013 Salı 13:30
gazetecelik yaparken etik ilkelerinize biraz daha özen göstermenizin, olayları araştırmadan hüküm vermemenizin önemli olduğunu düşünüyorum. yazdığınız haberin bir vatandaşın kişisel görüşleri olduğu ve araştırılmadığı, belgelenemediği aşikardır. umarım suçlama makamı olmadığınız halde suçladığınız kişilerden özür dilersiniz... saygılar.
 Taha Tuğlular
 9 Nisan 2013 Salı 12:07
Taha Bey'e yazan Arkadaşa!..Biz yıkalım falan demiyoruz.Mevcut çürümüş,köhneleşmiş bu yapıyı,değişen dünyaya göre yenilememiz lazım diyoruz.Biz tarihi de ekonomiyi de yönetimi de iyi biliriz.Nasihata ihtiyacımız da yoktur.Dünyanın gelişmiş,modern,çağdaş ülkelerinde hemen hemen tüm personel, sözleşmelidir ve maaşlarını da gösterdikleri performansanlarına göre alırlar.Mesela bizde,özel sektörün tüm çalışanları sözleşmelidir.Sizin dediğiniz gibi,hiç yozlaşma söz konusu değildir. Türkiye'nin 154 milyar dolarlık ihracatının %90'ını özel sektör yapmaktadır.Senin 3 milyon 131 bin memur ve 400 bin işçinin bu ihracata katkısı ancak,%10'dur.Bırakınız bu devletçilik zihniyetini de gelişen,değişen dünyayla entegre olmayı hedefleyiniz.Mesela size bir örnek olarak,bugün Japonya, dünyanın yıllık mal ve hizmet üretiminin %13'ünü sağlamaktadır.GSMH'si ise 5.4 trilyon dolarla ABD ve Çin'den sonra dünyanın 3. büyük ülkesidir.Fert başına milli geliri de 35 bin dolardır.850 bin kamu personeli vardır. ABD'de de Almanya'da da,İngiltere ve Fransa'da da durum aynıdır. Onun içindir ki dünyanın ilk sıralarındadırlar.Huzurlular,refah seviyeleri yüksek ve milletçe mutlular. Neden?Değişen dünyayı çok iyi okuduklar ve dünyayla entegre oldukları için.Türkiye'nin de kadrolu memur ve işçi sayısı 3 milyon 700 bindir.GSMH'si 780 milyar dolar,fert başına milli geliri de ne kadar doğru ise 10.000 dolardır.Buyurun!Bugün bu ülkelerde devletin;Japonya'da 10 bin, Almanya'da 11 bin,İngiltere'de 12 bin,Fransa'da da 9 bin aracı varken bizde devletin tam, 90 bin aracı var.Bunlarda devletin lojmanı hemen hemen yokken bizde,232 bin lojman vardır. Buyurun!Yozlaşma falan olmaz/olmayacak ve devlet ataletten kurtulacaktır.Çevre Bakanı'nın dediği gibi,devlet memuru demek "yat uzan para kazan" demektir.Zaten böyle de değil mi?Buyurun size modeller ve somut veriler.Bakınız bir ülkede dış ticaret açığının büyümesi(ki bizde böyle)rekabet gücünün azaldığının göstergesidir.Dış ticaret açığımız her yıl artmaktadır. Rekabet üstünlüğü yakalamak için,farklılık, yenilik,yaratıcılık ve inovasyon gereklidir. Ama bunu yapamıyoruz.Neden? Bu atalet içindeki zihniyetten dolayı.Bu gelişmiş ülkelere yetişmek için,teknoloji toplumu olmalıyız.Yoksa teknolojiyi transfer etmekle kopyacılık ve anahtar teslimi teknoloji almakla değil.Ama bizdeki bu statükocu ve vesayetçi zihniyet,yıllarca bunu hep böyle yaptı.Memurunu,işçisini, halkını yatmaya ve üretmemeye alıştırdı.Bugün ülkemizde 65 milyon cep telefonu var.Bunun mucidi de biz değiliz.Dışarıdan tranfer ettik ve yıllardır milyar dolarlarımızı hep dışarı verdik.Bugün bu ülke,katma değeri yüksek teknolojiyi üreten ülkelerin,pazar kolonisi durumundadır.Arkadaş bu yatışla bu ataletle bir yere varılmaz.Zaten varılamıyor da.En zengin % 20 yirmi ile en fakir % 20'lik dilim arasındaki gelir dağılımı %8.5'dir.Bu fark diğer ülkelerde %3.5'dir.2012 yılı itibariyle dış borcumuz 326,özel sektör borcumuz 189, iç borcumuz 368 milyar dolar,toplam 883 milyar dolar borcumuz vardır.2013 yılı bütçemiz 405 milyar TL, GSMH'miz de 780 milyar dolardır.Aslında yazılacak çok şey var da biz muhtasar kıldık.Selamlar.
 Dahi Davut
 8 Nisan 2013 Pazartesi 14:15
Kardeşim iyiki kovmamışlar. Onu da yaslara şaşmazdım çünkü memuriyete demir attınmı tamam. işin vatandaşı azarlamak olacak sabahtan akşama kadar kakara kikiri yapacaksın. aldığın parada helal sanacaksın. çoluğun çocuğunda zıpır çıktımı şaşıracaksın. Haram ile beslenenden adam olurmu?
 Taha Bey'e
 8 Nisan 2013 Pazartesi 13:51
Yıkarak yenilemek yerine ; İnceleyerek, Araştırarak ve ayakları yere basarak yenilenmeye evet. Azcık daha tarih okumanı, halkı ve yönetmeyi tanımanı öneririm. Sözleşmeli Memur konusunun ileride nasıl YOZLAŞACAĞINI incelemeni, buna göre model oluşturmanı ve eleştirilerini de somut verilere dayandırmanı öneriyorum.
 erdinç zorlu
 8 Nisan 2013 Pazartesi 13:38
Erzurum iyi yönetilmiyor. Vilayeti halk olarak beğenmiyoruz.
 Hayati
 8 Nisan 2013 Pazartesi 11:54
Bizim Valinin işi idare etmek. Seffa başına
 Taha Tuğlular
 8 Nisan 2013 Pazartesi 11:20
Mahmut Bey Kardeşim,kadrolu devlet memuru olunca olacağı budur.Hükümetimiz derhal bu kadrolu sistemi kaldıracak.Sözleşmeli sistemi getirecek.Maaşını da performansına göre verecek.Performansı düşük olanları uyaracak ikinci kez tekrar edilince sösleşmesi fesh edilecek.Bak o zaman o kahkahaları atanlar nasıl dakik çalışırlar. Gelişmiş ülkelerde askeri ve sivil tüm personel sözleşmelidir.Biz de ise "devlete kapağı at yan gel yat"zihniyeti hakim olduğu için olacağı budur.Dünya büyük bir değişimden geçiyor,dünya değişiyor.Türkiye de bu değişime ayak uydurmak mecburiyetindedir.Eski sistem,80 yıllık Cumhuriyet içerisinde kökleşmiş ordusunu, yargısını,büroksasini,hukukunu,hukuksuzluğunu,eğitimcisini,zenginini,medyasını yaratmış devasa bir yapı.Tabii ki bu sistemden menfaati olanlar,bu değişimi önleyebilmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Bunların,dövüşmeden teslim olmaları, değişime rıza göstermeleri,haksızlıkla elde ettikleri iktidarlarını,devlet rantlarını hatta bedavadan kazanılmış sözde aydın sıfatını hemen bırakmaları hiç mümküb değildir.Onun için, sıkı bir dövüşten geçiyoruz.Köhnemiş bu eski sistemin,bu efendileri yeni sistemin, değişimin beyleri ile dövüşüyorlar ama çok ciddi de sorunları mevcut.Çünkü bunlar yıllarca bu ülkenin halkına kendilerini en gelişmiş en modern en çağdaş en vatansever güçler olarak lanse etmişler en azından halkın bir kısmını da buna inandırmışlar.Tabii ki Türkiye^deki bu değişime karşı çıkacaklar, demokratikleşme hamlelerini engelleyecekler, yukarıda saydığımız imajlarını da korumaya çalışacaklardır.Çünkü, bütün varlık ve meşruiyetlerini bu sıfatlar üzerine kurmuşlar.Bir diktatörlük olarak kurulmuş cumhuriyetin eski değerlerini,ordunun kirli ve haksız iktidarını,medyanın ahlaksızca yalancılığını,yargının hukuksuz yapısını, yıllarca dindarları ve solcuları ezen yasalarını,milletin özgürlüklerinin kısıtlanmasını,derin devletin yıllarca yaptığı yargısız infazsız cinayetlerini bir aydın, bir çağdaş olarak nasıl savunacaklar ki? Değişen dünyada çağdaşlık artık eşitlikle özgürlükle demokratlıkla ölçülüyor.Bu değerlere nasıl karşı çıkacaklar.Ordunun başıboş ve disiplinsiz davranışlarını nasıl koruyacaklar? Genelkurmayın emirlerini dinleyen yüksek yargının dokunulmazlığını,nasıl haklı göstereckler? 12 Eylül Anayasası'nın demokratikleşmesine nasılkarşı çıkmayacaklar ki? Bu gerici yaklaşımlarıyla nasıl çağdaş olacaklar ki? Tabii ki bunun için bir çok sahtekârlıklar icat edeceklerdi,icat ettiler.Halkı aldatılar, yeni sistemi ve değişimi unutturacaklarını sanıyorlar.Tartışmayı AK Parti üzerine kaydırmaya çalışıtılar ama artık AK Parti bunu çok iyi gördü ve bu eski tüfekleri bir bir izale etti.AK Parti,sorunları aşmanın yolunun,bu çürümüş,kirlenmiş,lime lime dökülen bu eski sistemi değiştirmekte gördü. Öncelik bu çürümüş sistemi değiştirmektir. Saygı değer Başbakanımızdan artık bunu bekliyoruz.İnşaAllah bunu başaracak ve değişimin ruhunu bu ülkeye yerleştirerek bu çürümüş sistemi yok edip çağdaş bir zihniyet getirecektir.Buna inancımız tamdır.İşte o zaman bu kokuşmuşlar halka hizmet ederler ve devlet-millet rahat olur. Bunun başka çaresi yoktur.
 Uykulu dadaş
 8 Nisan 2013 Pazartesi 02:08
Bu durum her kurumda var. Valilik tespit etse ne olacak ki?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   Künye
Copyright © 2025 Erzurum Gazetesi