Atatürk Üniversitemizi yeni öğrenim dönemi için 30 bin kişi tercih etmiş…
Bir çok eski ve adı hayli ön plana çıkmış üniversiteden daha iyi bir netice alınmış…
Aslına bakılırsa olması gereken olmuş…
Yani eski, köklü ve hepsinden önemlisi de, nitelikli eğitimiyle ülkemizin yüz akı üniversitelerinden birisi Atatürk Üniversitemiz…
Elbet öğrenciler tercihte öncelik tanıyacaklar…
Şehir olarak Erzurum’da güvenli, yaşanabilir nitelikte bir kent…
Öyleyse…
Doğru bir sonuç ortaya çıkmış demeliyiz…
***
Öyle öyle de…
Gariptir, kendi içimizde bize ait olan değerleri beğenmeme, burun kıvırma gibi bir haleti ruhiyemiz var bizim…
Başkaları bu anlamda küçük, çok küçük bir değerlerini göklere çıkarırlarken biz küçümsüyoruz…
Bu noktada Üniversitemizle ilgili de, bir sahiplenilmeyiş duygusu hakim…
Oysa ki, Atatatürk Üniversitesi, ülkemizin her yanına çok nitelikli öğretim elemanları kazandırmış, bir çok eski üniversitenin kurulmasına dahi önayak olmuş, kaynaklık etmiş bir eğitim kurumu…
Mezun ettiği isimlerden çok sayıda rektör, dekan vs yöneticiler şu an diğer üniversitelerde görev yapıyorlar…
Yine ülkemizin önde gelen bürokratlarından çoğu Atatürk Üniversitesi mezunu…
Şu an ülke yönetiminde etkin olan çok sayıdaki siyasetçi de, bu kurumdan mezun olmuşlar…
Çok sayıda Bakan, komisyon başkanı vs…
***
Bunlar verilen eğitimin ortaya çıkardığı neticelerdir…
Buna rağmen…
O küçümseme duygusunu bir türlü değiştiremedik…
Bunun çok sayıda sebebi var…
Hiçbirini de makul ve makbul bulmuyoruz…
Ancak… ancak…
Önemli birisi var ki…
Onu Üniversitemizin ciddi bir kusuru olarak kayda geçmekte yarar görüyoruz…
***
90’yı yılların hemen başında iletişim sahasında yaşanan devasa değişime Üniversitemiz eleman bakımından pek adapte olamadı…
Nasıl mı?
Bakın, sayısı yüzleri bulan özel TV’ler her gün onlarca program yapıyorlar…
Hemen hepsinde de, “bilen adam” diye üniversite öğretim elemanlarından faydalanılıyor…
Daha, 2 sene önce açılan, yerleşkesi hatta hatta doğru dürüst öğrenim mekanı olmayan üniversite hocaları çıkıp bu programlarda bangır bangır görüş açıklarken, bizden bir Allah kuluna rastlamıyoruz…
Niye?
Bir özgüven eksikliği mi var?
Bu durumu Üniversite yönetiminin ciddi bir biçimde gözden geçirmesi lazım…
Dahası, kendi içinde yapacağı bir değerlendirme ile, bazı hocaları tesbit edip, onların bu nevi programlara çağrılmaları, katılmaları için gereken çalışmalar yapılmalı.
Yeni ifadesiyle PİAR çalışmaları böyle gidiyor…
Sayfalar dolusu ilan verip, “benim üniversitem bir numaradır” demektense, nitelikli bir konuşmacının tesiri çok daha fazla oluyor…
***
Bu noksanı kayda geçmekle beraber…
Mevcut haliyle de Atatürk Üniversitemizle iftihar ettiğimizi yeniden kayda geçiyor…
Bu arada ETÜ (Erzurum Teknik Üniversitesi) nün de, tercihte iyi bir sonuç aldığının, ilerleyen yıllarda çok daha güzel noktalara geleceğinin altını çiziyoruz…