O milletvekiliyken ben doğmamıştım…
1980 öncesi Erzurum’u temsil eden birinden bahsediyorum…
Nevzat Kösoğlu…
Ülkemizin yetiştirdiği nadide entelektüellerden birisi…
Onlarca esere imza atmış, toplumun ufkunu açan binlerce makale neşretmiş nitelik abidesi bir sima…
Duruşu da, ifadesi de Türkçe…
80 ihtilalinin gadre uğrattığı, birkaç yılını mamak zindanlarında geçirenlerden…
Önce ülkem, önce milletim dediği için ceza görenlerden…
Gazetelere yansıyan bir değerlendirmesini okuyunca, Erzurumlunun, Türk milletinin ne denli yüksek bir ahlak sahibi olduğuna bir daha iman ettim…
Evet O…
Bir Dadaş…
Türkçe atan bir yürek sahibi…
Kendisine zulmedenlere karşı dahi müşfik yaklaşan, ülkemin istikrarı, milletimin huzuru benim intikam duygularımdan evladır diyen bir yiğit ses…
12 Eylül’ün mimarlarının yargı önüne çıkarılmasıyla ilgili önemli bir açıklaması var…
İsterseniz Cihan Haber Ajansınca haberleştirilen bu açıklamayı özet olarak dikkatinize sunayım…
Ardından da bizim bakış açımızı yansıtmaya devam edelim…
Haberde;
12 Eylül 1980 askeri darbesini gerçekleştirenlerin yargılanmasına ilginç bir tepki geldi. denildi.
Bakın Kösoğlu ne diyor:
Darbe döneminde hapis yatan Nevzat Kösoğlu, bu davanın açılmasını doğru bulmadığını söyledi. Kösoğlu, "90 yaşındaki bir adamın mahkemeye çıkarılması kimsenin umurunda değil." dedi.
1970 yılında Millîyetçi Hareket Partisi'nin Genel Sekreter Yardımcılığına seçilen Nevzat Kösoğlu, 1977 genel seçimlerinde MHP'den Erzurum milletvekili olarak parlamentoya girdi.
12 Eylül 1980 darbesi sonrası 1.5 yıl tutuklu kalan Kösoğlu, Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine ilginç açıklamalarda bulundu.
"Ben uygun bulmuyorum davanın açılmasını, mübalalı bir etki olarak görüyorum." diyen Kösoğlu, "Bunlar zamanında yapılabilirse bir anlamı vardır. Aradan 30-40 sene geçtikten sonra etkilerini toplum psikolojisi açısından doğru bulmuyorum. Toplumda bir beklenti oluştuğu kanaatinde değilim. Bunu basın ve bazı çevreler, kurcalaya kurcalaya 'toplumsal bir beklenti varmış' gibi bir noktaya getirdiler. 90 yaşındaki bir adamın mahkemeye çıkarılması kimsenin umurunda değil." diye konuştu.
Bu yargılamanın "ne olursa olsun, darbe yapanlar cezasız kalmayacak" anlamına gelip gelmediğine yönelik bir soruya ise Kösoğlu, kendisinin öyle düşünmediğini ifade etti.
Bu düşüncenin zaten devam eden Ergenekon gibi bir sürü davada yapıldığını dile getiren Kösoğlu, "Darbe yapanların bundan sonra akıbetinin ne olacağı, bu mahkemelerle ne olacağı belli, ortada. Buna o kadar eskiyi katmanın bir anlamı yok." şeklinde konuştu.
Davaya müdahil olmayacağını açıklayan Kösoğlu, hoşlanmadığı, yanlış bulduğu bir şeye müdahil olmayacağını kaydetti. Bu davayı doğru bulmadığını anlatan Kösoğlu, şöyle devam etti:
"Toplumun belli bir dönemden sonra hem fiili ve hem ruhi istikrara ihtiyacı vardır. Bu tür kurcalamalar, toplumu harekete geçirmek için 40 türlü takla atma halleri, toplumun ruhi istikrarını zedeler, fiili istikrarını zedeler, gereksiz. Bunlar zamanında yapılırsa bir anlam ifade eder. Osmanlı'da ihtilal yapanların hepsi cezasını bulmuş ama ne zaman, zamanında. Bunlar bir kısmı 'aklı kesmeyen medya'nın kurcalamalarıyla ortaya çıkarılmış, sanki 'hesap soruluyormuş' gibi bir hava verilmiş, 1980'in şartlarını yeniden yaşatmaya çalışan lüzumsuz gayretlerdir. 1980'inin şartları yeniden yaşanmaz, 1980'de yaşandı."
Kösoğlu, davaya müdahil olanlar ile suç duyurusunda bulunanların da yanlış yaptığını savundu.
***
Evet Kösoğlu’nun değerlendirmeleri böyle…
O, Mamak zindanlarında ömür tüketirken, keyifle ihtilalcilere alkış tutan, methiye düzen aymazlar, bugün “intikam” naraları atarken O, “gerek yok” diyor…
Ne için…
Millet için…
Memleket için…
İşte bizi diğerlerinden ayıran en bariz özellik budur işte…
Digergam olmak…
Başkası adına düşünmek…
Dadaşça yaklaşım…
Türkçe duruş…
Başka söze hacet var mı?
Var olsun Kösoğlu ve anlayışı…