Demokrasinin temel kurumlarından birisi STK’lar…
Sivil Toplumu ifade ediyorlar;
Temsil ediyorlar…
Bunlar daha ziyade dernek ve vakıf şeklindeki örgütlenmeler…
Ancak, biz, kimi mesleki teşekkülleri de bu sınıfa koyuyoruz…
Ticaret Odalarından, Esnaf Sanatkarların irili ufaklı bütün yapılanmalarına varıncaya kadar…
Dahası, Mühendislerin, Muhasebecilerin odalarını da…
Bunlara Baroları da dahil ediyoruz…
Aslına bakılırsa, bir şekilde devletle parasal bağı olan örgütlenmeleri bu kabilden saymamak lazım ya…
Bu bizim işimiz değil tabii…
Böyle bir genel kabul oluşmuş, bizde bunun üzerinden değerlendirme yapıyoruz…
***
Malum hafta sonu Erzurum barosu seçime gitti…
4 Başkan adayı çok sayıda da yönetim kuruluna aday adayı vardı…
Daha önce 1 dönem Başkanlık yapmış olan Faruk Terzioğlu yeniden başkanlığa seçildi…
Faruk Bey’i tebrik ediyoruz…
Üstelik iki cihetle…
Birincisi, ilk döneminde “bir dönem yeter” deyip seçime girmediği için…
İkincisi ise, birkaç dönem ara vermesine rağmen meslektaşlarının güvenine mazhar olduğu için…
Ve eminiz, bu defa da, “bir dönem yeter” diyecektir…
***
Aslında yazı konumuz bu…
Yani, STK yönetim kademelerinin her dönem yenilenmesi arzumuz…
Bunu iki isim yaptı bu şehirde…
Biri ETSO’da başkanlık yapan Muammer Cindilli…
Diğeri BARO Başkanlığı yapan Faruk Terzioğlu…
Keşke, örnek alınsaydı bu isimler…
Ciddi bir mesaj vardı yaptıklarında…
“Bu tür makamlar kimlik kazanılacak değil; katkı sunulacak makamlardır” gibi bir önemli mesaj…
Yazık ki…
Duyan olmadı…
Adeta, demir atılıyor, gelen gitmek bilmiyor…
Halbuki…
Kimse vazgeçilmez değil…
Analar ne evlatlar doğurur.
Yeter ki, bir defaya mahsus fırsat verilsin…
Üstelik bu demir atmışlara bakın…
Çoğu sırf oraları bireysel ego tatmin merkezi haline getirdiklerinden, toplumdaki kredilerini tüketmiş durumdalar…
İtibar hak getire…
Muhatapların hemen tamamı göstermelik bir iyi duruş sergileseler de…
Hakikat tam tersi…
Mülki yönetim kademeleri de bunlara öyle bakıyorlar…
Çok defa şahit oluyoruz ki, isimleri de, cisimleri de müptezel bir halde…
***
Oysa…
İyi ise de, kötüyse de, benim katkım bu kadar dense…
Başka isimlerin de önü açılsa…
Hem örgütün tamamına yeni bir şevk ve heyecan gelecek…
Hem de, giden daima tecrübesinden istifadeyle taltif görecek…
Konuyla ilgili ben ilk defa yazsam da, eminim onlarca değerlendirme yapılmıştır bugüne kadar…
Üstelik çok daha detaylı ve çok daha anlamlı…
Buna rağmen “sen de sen işit” durumu devam ediyor…
“Odunumun parası” diyenler, kulaklarını da, yüreklerini de bu kaliteli yaklaşıma kapatmış haldeler…
Böyle olduğu için de, şehirde şikayet edilecek konular bir türlü kalıcı çözüm bulmuyor…
Biz değil, ben mantığı hükümran olduğu sürece de…
Bu hal sürgit devam edecek…
***
Faruk Terzioğlu da böyle düşünmüş olacak ki…
Bir defa daha öne çıktı…
Ders verecek yine…
Elbet alana…
Kursağı olana…
Hem Terzioğlu’nu hem de, yönetimine seçilen Avukat arkadaşları tebrik ediyoruz…
Umuyoruz, Baro’ya da, şehrimize de hayırlar getirir…