Çok yazıldı çizildi ama ilgili olanların kılları dahi kıpırdamadı.
Şu Çaykara Caddesinde oluşan rezaletten söz ediyorum.
Doğrudur, bir yatırım için Belediyece çalışma yapılıyor bu mahalde.
Ancak, ağır aksak işleyen bir süreç oldu.
Aylar önce biteceği açıklanan çalışmalar halen büyük oranda bitmiş değil.
Durum bu olunca da, o cıvadra işyeri evi bulunan insanlarımızın mağduriyeti katlanarak sürüyor.
Kazancını yaz aylarına bağlayan nice esnaf perişan oldu.
Evleri çaykara civarında bulunanların sıkıntıları da daha başka.
Birçok hemşerimiz, kimi zaman mesajla çoğu kerede yüz yüze “ne olur yazın şu durumu ki, Belediye ilgilensin” diye dert yanıyor.
Araçlarına park yeri bulamayandan tutun da…
Park için çift yönlü yolun her iki yönüne de, çift taraflı park yapılmasına varıncaya kadar yığınla sorun.
Yazıyoruz; ama kulak veren kim?
Kimileri seçim yakın, bunları hatırlatın diyor; buna da gülüyoruz.
Çünkü, seçimi umursayan mı var?
AK Parti’den aday oldun mu işin tamamdır.
Oylar Başbakan’ın hatırına veriliyor ya.
Belediye Başkanlarımız da bu durumu bildiklerinden istedikleri gibi vurdumduymaz davranabiliyorlar.
***
Bakın bundan iki gün önce Çaykara Caddesinde fena halde bir kavga yaşandı.
Ne yüzünden?
Akşam saatlerinde meydana gelen maddi hasarlı bir trafik kazasından dolayı.
Kavgaya polis müdahale ediyor; ama, yeterli olmuyor.
Tarafların kalabalık olması nedeniyle olay yerine takviye ekipler çağrılıyor.
Hale bakar mısınız?
Belediyenin umursamaz yaklaşımı Allah korusun belki çok daha elem veren sonuçlara bile yol açabilecek.
Halbuki, yapılması gereken burası için derhal çalışmaları hızlandırıcı bir takım önlemlerin alınması ve rastgele yapılan park uygulamasına derhal son verilmesi olmalıdır.
Buradan araçlar geçenler hemen fark ediyorlardır ki, ne gidiş belli ne geliş.
Tek yöne iki taraflı park yapılmış.
Yetmiyor, buradan karşılıklı gidiş geliş sağlamaya çalışan sürücüler var.
Kaza ve kavga böylesi durumlarda elbet kaçınılmaz oluyor.
***
Biz de şaşırdık vallah…
Bu tür durumlarda muhatap kimdir diye…
Başka illere bakıyoruz durum çok farklı.
Halkla iç içe belediye başkanları, esnafı vatandaşı rahatsız edecek bir hizmet çalışmasında hemen gönül alıyorlar, farklı sahalarda onlara kolaylık sağlıyorlar.
Biz de hak getire.
Aylarca adamın dükkanının kapısının önü işgal ediliyor da, bir belediye Başkanı varıp, “Hakkını helal et, sizin için ne yapabiliriz” türünden gönül alıcı kelime dahi sarf etmiyorlar.
Sonra da dönüp, “biz ne yapmışız ki, vatandaş bizi sevmesin” diyorlar…
Daha ne yapacaksın azizim, yetmez mi insanların ekmeğine aşına, gideceği yola mani olman!
Dedik ya, biz bıktık söylemekten…
Ne yaparsınız ki, halden anlamayanlarla muhatap durumdayız.
Dua edelim de, Allah bu halden bizi bir an önce kurtarsın!