İnsanlığın baş belası bir mefhum, gurur!
Bir başka adlandırma ile kibir!
Enaniyet de diyoruz…
Benlik gibi tanımlamaları da var.
İlahi hışmı üzerine çeken bir negatif hususiyet.
Ayeti Kerime Ceneb_ı Hakk’ın bakışını net bir biçimde ortaya koyuyor:
"(Hz. Adem'e) secde etmekten yalnızca İblis kaçındı. Kibirlendi ve kâfirlerden oldu"
Mütekebbir, yani kibirli; eşittir iblisi yaklaşım…
O da eşittir kafir!
Yani, hakikati örten…
Bir lahza düşünen, bütün yanlışlarının altında gururla yaklaşımı olduğunu hemen fark eder…
Buna ilişkin öylesine hoş bir tarif var ki…
Bismarck’a ait…
Diyor ki; “Gurur, aslında bir ipotektir; üzerinde bulunduğu insanın kabiliyetinden tenzil edilmelidir ki, o kabiliyetlerin hakiki değeri meydana çıksın”…
Oysa, niye kibir, neden gurur?
Yükseklik göreceli bir kavram değil mi?
Alçak bir yer düşünün…
Bir küçük tümsek kendisini dağ diye tanımlamaz mı?
Oysa tepecik bile değil…
***
Öyle berbat ve düşük bir yaklaşım tarzıdır ki…
İnsanı mutluluktan uzaklaştırır…
Gururla tahayyül edilen hülyalara bakınız lütfen…
Bedbahtsızlıklarımızın temelinde bunlar bulunuyor…
Bu arada mühim bir paradoksa işaret edelim…
Gurur zihin kıvrımlarını öyle kuşatır ki…
Ancak bu sayede başkalarının gururlarından, kibirli olduklarından müşteki oluruz.
Bir bakıma, tevazu sahibi insan hiçbir şeyden şikayet etmez!
Hale razıdır!
Bu demek değil ki, “küçük dağları ben yarattım” aforizmasıyla tanımlanan kibir abidelerine karşı sükut edelim…
Tam tersi…
Bu tiplere karşı mütekebbir duruş Allah için tevazu sayılır.
***
Bu duruş şekli…
Yani gurura mağlup bir duruş her daim içinde bir korku, bir ürperti barındırır…
Dikkatle bakanlar şu gerçeği atlamazlar ki, “gururun en masumunda bile bir suç kokusu bulunur”…
Bu arada önemli bir ayırıma da dikkat çekmemiz lazım…
Kibir ve Kibriya…
Kibriya Cenab_ı Hakk’ın bir sıfatı…
Malum, bu sıfatların her biri yarattıkları üzerinde de açığa çıkıyor…
Bazen, uzaktan baktığınızda kibirli bir görüntü verenlerin, yanlarına vardığınızda tevazuun zirvesinde olduğunu görmeniz halidir bu…
Bu yüzden Bahaddin Nakşibendi Hazretlerine yakınında olanların, “halk sizi kibirli diye niteliyor” dendiğinde…
“Bizdeki kibir değil kibriyadır” karşılığı bu anlamadır.
Bunun Erzurum’daki izah tarzı çok daha net ve anlaşılır; “havfi basmak”…
Ayrıntıya boğmamak lazım…
Son cümle…
Kibir tek başına zinhar!
Ama...
Kibre karşı kibir sadaka!