Şeytana papuçunu ters giydirme diye bir benzetme var ya…
Anlatacağımız olay buna cuk oturuyor…
Zatı muhterem kaymakamlığa müracaat edip, 50 tl yardım alıyor…
Aradan birkaç ay geçtikten sonra, teşekkür edip aldığı bu 50 tl’yi iade ediyor…
Gerekçesi de çok hoş!
“Ben artık para kazanıyorum, bir başka ihtiyaç sahibine verilsin”
Kaymakam şok oluyor…
Teşekkür etmekle yetinmiyor…
Resimlerini kaymakamlığın internet sitesine yerleştiriyor…
Örnek vatandaş diye tanıtıyor halka…
Kaymakam doğru olanı yapıyor…
Marifet sahibi gördüğü bir vatandaşa iltifatta bulunuyor…
Olması gereken bu…
Ama…
Bilmiyor ki…
Muhatabı şeytanın babası…
Bakın sonra ne oluyor…
***
Bu iblisi ekber, kaymakamlığın internet sitesindeki resimlerini ilgillerine gösterip başlıyor mal toplamaya, alış veriş yapmaya…
İnsanlar da, görüntüye bakıp güveniyorlar…
Bizim insanımızın özelliğidir ya…
Yeter ki, küçük bir güven duysunlar…
Varlarını yoklarını ardına kadar sunarlar…
Öyle yapıyorlar…
Sonra…
Sonrası sorulur mu?
İblis ne yaparsa onu yapıyor ve dolandırıp kaçıyor…
Durumdan kaymakamlık haberdar edilince olay basına yansıyor…
***
Sabah büroya girer girmez cepten arandım…
Tanımadığım birisi, sanki kırk yıllık dostmuşuz gibi, “ biliyorum siz çok değerli, çok önemli, çok kıymetli… vs insansınız” girizgahıyla başlayıp, hemen konuya girdi…
“Bilmem nerenin sakatlar derneğinin şu gün yapılacak etkinliğine bir bilet de siz alarak katkıda bulunmak istemez misiniz?... Bilet fiyatı 60 tl!”
Bu tür durumlarda hemen teslim olurum aslında…
Olsun gönderin derim…
Ancak, yukarıdaki haberi yeni okumuşum ya…
Etkisindeyim…
“Kimsin kardeşim sen, senin sahtekar olmadığını nereden bileyim” deyiverdim…
Ben de şaşırmıştım “bu karşılık benden mi?” diye…
Öyleydi…
Arkadaş, sert kayaya tosladığını fark edince, kestirmeden kesti…
***
Böyle onlarcası oluyor her gün…
Temiz mayalı bir millet oluşumuzun yansımalarıdır bunlar…
Merhamet duyguları kabarık…
İnanan, teslim olan…
Oysa…
Bu tür olaylara karşı öylesine dikkatli olmalıyız ki…
Hakikatte, gerçek ihtiyaç sahiplerinin hakkına girdiğimiz bilinciyle…
Nasıl mı?
Etraf bu tür dolandırıcılarla doluyken, dara düşmüşler de aynı kapta değerlendirilir de ondan.
Kim bilir, kaçımız sırf bu sebepten dolayı bize yönelen aç biilaç olanları geri çevirmişizdir…
Öyleyse…
Teslim, olup bu tiplere meydanı açmak yerine…
Sonuna kadar sorgulayıcı olmak zorundayız…
En ince noktasına kadar…
Gerekirse vatandaşlık numarasını istemek, ev adresini sorgulamak, vs vs… gibi…
Bir vesileyle de söylemiştik yine…
“Kötüleri acırsanız iyileri tüketirsiniz”
Vesselam!