Tarihin akışı, insanoğlunun yaşadığı olayların derin izler bıraktığı anlamlı dönemeçlerle doludur. Bu dönemeçlerden biri de Türk milletinin tarih sahnesine büyük bir güç ve kararlılıkla adım attığı, tarihin derinliklerinde kutsal bir destanın yazıldığı günlerden biri olan 26 Ağustos 1071'dir. Bu tarihte gerçekleşen Malazgirt Zaferi, Türk tarihinin en kritik noktalarından birini temsil eder ve milletimizin Anadolu'ya giriş kapısını ardına kadar açan bir kahramanlık destanıdır.
***
1071 yılında Alparslan önderliğindeki Büyük Selçuklu İmparatorluğu ile Bizans İmparatorluğu arasında gerçekleşen Malazgirt Meydan Muharebesi, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda tarihin akışını değiştiren bir dönüm noktasıdır.
Alparslan'ın bilgece kurguladığı strateji, Türk ordusunun disiplini ve cesareti ile birleştiğinde ortaya çıkan sonuç, sadece bir ordu değil, aynı zamanda bir milletin varoluş mücadelesini yansıtmaktaydı.
Bizans İmparatoru IV. Romanos Diogenes önderliğindeki Bizans ordusu ile Alparslan komutasındaki Türk ordusu, Malazgirt ovasında karşı karşıya geldi. İhtişamlı Bizans ordusunun sayısal üstünlüğüne rağmen, Alparslan'ın ordusunun stratejik konumu ve askeri disiplini, zaferi getiren belirleyici etmenler oldu. Alparslan'ın şahsi liderliği ve savaş alanındaki kararlılığı, Selçuklu askerlerine moral aşılayarak onları zafer yolunda ilerlemeye teşvik etti.
***
Malazgirt Zaferi'nin sonuçları sadece bir savaşın sonucuyla sınırlı kalmadı, aynı zamanda tüm bir coğrafyanın ve milletin kaderini belirleyen bir dönüm noktası olarak tarih sahnesine yerleşti. Zafer, Türk milletinin Anadolu'ya yerleşmesinin kapılarını aralarken, bu topraklarda bin yıla yakın bir süre hüküm sürecek olan Türk varlığının temelini atmış oldu.
Malazgirt Zaferi'nin ardından Anadolu'nun kapıları Türklere açıldı.
Bu zafer, Türklerin Anadolu'ya yerleşmesine ve burada yeni bir medeniyet inşa etmesine eşsiz fırsatlar tanıdı. Anadolu'nun çeşitli coğrafyalarında kurulan Türk beylikleri ve devletleri, bu zaferin yıldönümünde geçmişlerine ve köklerine sahip çıkmak için bir fırsat olarak görmüşlerdir.
Öyleyse, 1071 Malazgirt Zaferi, Türk milletinin tarih sahnesine damgasını vuran, Anadolu'nun kapılarını aralayan ve yeni bir dönemin başlangıcını simgeleyen bir destandır diyoruz.
Bu zafer, sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda strateji, liderlik ve kahramanlık örneklerini barındıran bir tarihi olaydır.
Malazgirt Zaferi'nin yıldönümü, Türk milletinin tarihine ve kültürel kimliğine olan bağlılığını hatırlatmak, geçmişten geleceğe uzanan köprüler kurmak için bir fırsattır.
Bu anlamlı gün, tarihimizi anlamak ve geleceğimizi inşa etmek adına önemli bir vesiledir.
Günümüz kutlu olsun!