BASIN dünyasının gizli kahramanları vardır.
İşte onlardan biri de dağıtım ve pazarlama görevini yürütenlerdir.
Yani siz gazete veya dergiye, haber bulursunuz.
O haberlerle yazı işleri katında yani mutfakta, iyi bir yemek hazırlar ve pişirirsiniz.
Ama matbaalarda basılan gazetenin kısa sürede kentlere götürülmesi, cadde ve sokaklardaki bayilere ulaştırılması gerekir.
İşte bu işin Erzurum'daki duayeni de Şahmettin Polat'tır.
Terminal Caddesinde ki ofisinde Şahmettin ağabeyle bir çay içimi sohbet ettik.
Şahmettin ağabeyin meslek büyüğümüz rahmetli Durdemir Bilirdönmez ile yarım asırlık bir arkadaşlık, kardeşlik ve dostluğu vardır.
Sohbet olur da Demir ağabeyin lafı olmaz mı?
Şahmettin ağabeyin hemen gözleri nemlendi.
Bizim de sevdiğimiz, saygı duyduğumuz bir insan olan Şahmettin ağabeyin sohbet sırasında aktardığı anısı şöyle:
MESAJI İÇİNDE
Demir Bilirdönmez o yıllarda Tercüman Gazetesi’nin Erzurum temsilcisidir.
Şahmettin Polat ise ulusal gazetelerin Erzurum'da ki dağıtım ağının mimarıdır.
İkisi birlikte Tercüman'ın düzenlediği bayi ve temsilcilerin katılacağı toplantı için İstanbul'a uçakla giderler.
Gazetenin arabası, Polat ve Bilirdönmez'i havalimanından otele transfer edecektir.
Uçaktan çıkışta isimlerini görürler ve gelen şoförün otomobiline binerler.
Ancak otomobil çok farklıdır.
Gazeteye doğru giderken sürücü, Tercüman Gazetesi'nin patronu rahmetli Kemal Ilıcak'ın makam otomobili ile onları almaya geldiğini belirtir.
Sonra da devam eder:
- Kemal bey sizleri havalimanından almamı istedi ve çay içmeye beklediğini söyledi.
İki arkadaş gazeteye gidince, doğruca patronun katına çıkar.
Özel otomobilini ve şoförünü yollayan Ilıcak, Şahmettin ve Demir ağabeyleri sevgiyle karşılar.
Yazar Nazlı Ilıcak'ın eşi olan Kemal Ilıcak, konukları için semaver çayı bile demletmiştir.
Beş çayını içerler, sohbet ederler yine makam şoförü ile patron iki arkadaşını kalacakları oteline gönderir.